Bilgi paylaşımı dar olan1857 ABD’sinde bir grup emekçi kadının hak ve eşitlik arayışı ne yazık ki katliamla sonuçlandı, 1912’de Clara Zetkin`in çabaları ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edildi.

Kadının dünyada var oluş sebebine din ekseninden bakıldığında tüm kutsal kitaplarda kadının çok özel yere konulduğunu görüyoruz. Buna karşın bu kutsal kitaplara inanan erkeklerin çoğu da kadına vahşete, hor görmeye, tecavüz ve katliama devam ederler…

Anadolu`da dünyadan farklı değildir, kadın horlanır, aşağılanır; analar adına ağıt yakılmasına rağmen kadın ezilir. Ana kutsaldır ama kadın hor görülebilir!

Mustafa Kemal ile başlayan aydınlanma devrimi bu olguyu değiştirmek için, kadına seçme ve seçilme, eşitlik haklarını dünyadaki birçok ülkeden önce teslim ederek, kadının tüm kutsal kitaplardaki değerini, önemini, eşitliğini Türk toplumu önüne yasalaştırarak koyup öyle de davranılmasını istemiştir.

Dünyada Fransız Devrimi sonrası başlayan emeğe saygı ABD ve Avrupa`da itibar görmeye devam ederken ülkemizde bu durum hak ettiği düzeyde değil ne yazık ki…

Tüm kutsal kitaplar ve günümüz dünyasında saygı gören kadın ve emek, maalesef ülkemizde Mustafa Kemal`in attığı temeller yok sayılarak, göz ardı edilerek özellikle son çeyrek yüzyılda hak ettiği değeri bulamadı. Dünya normlarında değil.

Dini kullanarak iktidara gelen zihniyet, devlet eliyle Esenler ve devamında Güngören İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçen sene dağıttığı kitapla kadını dişi hayvan olarak nitelendirerek çalışma hayatı ve sosyal hayattan koparmayı önerebilmiştir!

Küresel kapitalizmin yarattığı yoksulluk ve şiddet en çok kadınları vuruyor! Olumsuz sonuçlarından en çok kadınlar etkileniyor. Ülkemizde ve dünyada savaşlarda şiddet, yoksulluk ve tecavüzler kadınların ruhları ve bedenlerini yaralıyor, yok ediyor!

Güvencesiz ve düşük ücretli işler kadın emeğinde yoğunlaşıyor, gelenekçi ataerkil yapı kadını töre cinayetleri ve berdelle cezalandırıyor…

Yaşanabilir bir dünya yaratmak için eşitlik, özgürlük, barış mücadelesine omuz veren kadınlar, bilinmelidir ki yaşamın yarısı bizsek mücadelenin de yarısı biziz, mücadele fıtratımızda var.

Gücü bileğinde değil yüreğinde taşıyan, karanlığı aydınlığa çeviren elleri cennet kokulu kadınlar Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü kutlayamıyorum bile ve Nazım`ın dizeleriyle yazımı sonlandırıyorum.

Kimi der ki kadın uzun kış gecelerinde yatmak içindir

Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde

Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir

Kimi der ki ayalimdir

Boynumda taşıdığım vebalimdir

Kimi der ki hamur yoğuran

Kimi der ki çocuk doğuran

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal

O benim kollarım, bacaklarım,

Yavrum, annem, karım, kız kardeşim, hayat arkadaşımdır.

Twitter: @afsunetin