Cumhuriyet Halk Partisi

55 seçim bölgesinde ön seçim yapan CHP’nin ilimizde, merkez yoklaması ile aday belirlemesi en büyük handikapı oldu. Parti seçim öncesi büyük bir heyecan patlamasından yoksun bırakıldı. Yıpranmış il örgütünü revize ettiler ama tartışmaları bitirmedi.

Bunlara rağmen, aday adayı azlığında elindeki malzemeyi iyi kullanmaya çalıştı. Engin ÖZKOÇ, herşeye ragmen Sakarya’nın en çalışkan ve en tanınan milletvekili olarak geçtiğimiz dönemde öne çıktı. Kuzey bölgesinden adayı olmayan diğer partilere karşın, 2 numarayı kuzeye teslim ederek stratejik oynadı. Erdoğan ISIR’ın Pamukova oyları da unutulmamalı. Birleşik bir yapı ile seçimlere asılırlar ise sürpriz yapabilirler.

Adalet ve Kalkınma Partisi

İmkansız görünen ve hayallerini süsleyen 7-0’a çok asılacaklar. 1 numara şaşırtmadı. Aday adaylığı döneminin yıldızı Çiğdem ATABEK’in liste dışı kalması şaşırttı. AA Eski Genel Müdürü Kemal ÖZTÜRK de auta çıkan isimlerden. Temayülde birinci çıkan Ali İNCİ’nin 5. sırada yer alması demokrasiye verdikleri önemi gösteriyor. 6 ve 7. sıralar öylesine yazılmış gibi. 5 milletvekili “yeter de artar” demişler. Bu liste ile şok yaşayabilirler.

Milliyetçi Hareket Partisi

Kutluata’dan vazgeçerek, teşkilata dönüş sinyali vermişler. Zihni AÇBA, MHP tabanında sevilen bir kişi. Orhan ÜNVER’I 2’ye koyarak iddialı olduklarını göstermek istemişler. İki Kafkas kökenli 1 numaranın galibi kim olacak, ben de merakla bekliyorum. Kafkasya kökenli seçmene, “yüzünüzü bize dönün” çağrısı yapılmış. Ulusalcı seçmenin bu sıralama ile MHP’ye oy atması gayet zordur. CHP’den alınacak oylar yerine, stratejilerini iktidar partisi seçmenine yoğunlaştırmalarını bekliyorum. Dağınık teşkilat yapısının durumu ana muhalefetten daha kötü durumda. Teşkilatlarını harekete geçirmeleri şart.

*Şu an görünen, 5-1-1 dağılımın en gerçekçi senaryo olduğu. Seçim dönemine kadar bir kayıp yaşanırsa; o kayıp iktidar partisinden olur.

Norveç’te yaşanmaz arkadaş

Aksiyon, gerilim, korku, macera; bol memleketimizde. Her sabah; hızına yetişilemeyen haberlere, baş döndüren bir yeni güne uyanıyoruz.

Ama 31 Mart günü bunu bir adım öne çıkartan gün oldu.

Ama bu kadarını biz bile beklemiyorduk!

Ülkenin şalteri, nedeni hiç kimse ve hiç bir kurum tarafından bilinmeyen hatta Enerji Bakanlığı’nın bile açıklayamadığı bir nedenle tüm gün boyunca kapandı. Milyonlarca insan elektriksiz kaldı. Siber saldırı mı, teknik bir arıza mı, santral arızası mı; ne olduğu halen açıklanabilmiş değil. Tam bu şoku atlattık derken; Avrupa’nın en büyük (!) adalet sarayında, Berkin Elvan Davası’na bakan Cumhuriyet Savcısı’nın terör örgütü mensuplkarı tarafından rehin alındığı eylemle sarsıldık. Saatlerce süren pazarlıklar ve başarısız bir terör operasyonu ile sonlanan eylemde savcımızı kaybettik. - Kendisine Allah’tan rahmet ve acılı ailesine sabırlar diliyorum. - Bunlara bir de; ardından gelen akla ziyan açıklamaları ve Fenerbahçe’ye yapılan silahlı saldırıyı da ekleyelim.

Yeni Türkiye başarısız operasyonlar, açıklanamayan kesintiler, akıl almaz istihbarat açıkları, adaletsiz adalet saraylarını üreten bir ülke görüntüsü sergiliyor.

Bu haliyle, ülkeyi Hollywood’a teslim etsek daha iyi yönetilir. En azından mutlu sonla bitme ihtimali kuvvetlenmiş olur.

Not: Sezgin TANRIKULU, savcı rehin alındığında, insani sorumlulukla mutlaka olay yerine gitmeliydi. Mevzu bahis insan hayat ise çağrının hükümetten, başsavcıdan ya da mahalladeki esnaftan gelmesi hiç bir şeyi değiştirmez. İktidarın yapamadığını yapabilirdi. Önemli olan samimi ve vicdani harekettir.

8 Haziran sabahı..

Yıl 1998; “Ben bu barajlara karşıyım. Bırakalım yerin altına insanları sokmayı. Barajları kaldıralım. Kim girebiliyorsa gelsin girsin meclise. İstikrarsızlık olmaz. Demokrasi bir tahammül rejimidir.”

Yıl 2013: “Seçim barajı ile ilgili herhangi bir tasarrufumuz yok. Barajların olmadığı bir sistemde güven ve istikrarı bulamazsınız. Ülkemizin performansını kaybetmesini istemiyoruz. Koalisyon dönemlerini gördük.”

Bunları söyleyen Cumhurbaşkanı’nın ta kendisi.

Şaşırdık mı?

Hayır.

%10 barajı bu günlere kadar taşındı. Şimdi herkes 8 Haziran sabahındaki tabloyu düşünüyor. HDP barajı geçerse ne olur, geçmez ise ne olur?

Benim bildiğim tek şey; 8 Haziran sabahı, ileri demokrasi diye bağıranların, olası baraj altından kalacak millet iradesine rağmen sevinç çığlıklarına boğulacak olması ya da barajın HDP tarafından geçilmesi karşısında üzülecek olmaları.

Şu unutulmamalı ki demokrasi; bu yazıyı okuduğunuz anda da, 8 Haziran Sabah’ı da her birimize lazım.

CHP’de ön seçim

85 seçim bölgesinin 55’inde ön seçime giden CHP, ülke demokrasisi için güzel bir adım attı. Kemal KILIÇDAROĞLU da İzmir’de ön seçime girerek, bu demokrasi şölenine katkı vermiş oldu. Umalım ki; ön seçim tüm siyasi partiler tarafından uygulansın ve parti içi demokrasiler güçlensin.

Ön seçim sonuçlarına bakıldığında; iktidara karşı gerçekten mücadele edenlerin, sosyal demokratların ve sosyalistlerin ön sıralara taşındığını görüyoruz. CHP üyelerinin parti üst yönetimine verdiği bu mesaj çok iyi okunmalı.

“Ön seçim solculara”, “kontenjan sağcılara” algısı çok sağlıklı bir sonuca yol açmamıştır. Kontenjan adayları belirlenirken; tabanın verdiği mesaj çok iyi okunmalı. Çünkü; bu mesajın iyi okunması CHP’nin iktidar yolunu duble şeritli yollara çevirebilir.

Son dakika notu:

Bu ülkenin nesi “yeni”?

Elektriği kesilir,

İnternete erişimi kesilir,

Bu ülke bildiğin “orta çağlık” oldu. Bi de utanmadan yeni diyorlar!

Twitter: altugbalcioglu