Gündem belirleme konusunu iyice abartan toplum mühendisi iktidar, haftanın gündemini tek kelime ile “sürklase” etti.

“Ülkeyi yöneten hükümettir, sorumluluk da hükümettedir…”

“Erdoğan’ın hükümeti eleştirir noktaya gelmesini uygun bulmuyorum…”

“Bugün geldiğimiz noktadan ve yarın geleceğimiz noktadan Cumhurbaşkanı’nın habersiz sayılması mümkün değildir ve her şeyi çok iyi bilmektedir…”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bu cümleleri, Cumhurbaşkanı’nın “Çözüm süreci ile ilgili bir izleme heyeti oluşturulmasını doğru bulmuyorum” ve “Dolmabahçe görüşmesini doğru bulmuyorum” beyanatlarının hemen ardından geldi.

Melih Gökçek olaydan vazife çıkartıp, inanılmaz salvolar atarak Erdoğan’a siper olmuşken ve içerisinde entrika, geri vites, fitne, sinsilik, aşk, tehdit ve daha bir sürü şey olan, dinlediğimiz en heyecanlı Bakanlar Kurulu toplantısı açıklamasını yaşamış; Başbakan Yardımcısının ağzından, Ankara’nın parsel parsel satıldığını öğrenmişken (nedense şaşırmamışken) araya bir de Hüseyin Çelik girmesin mi!

Çelik: “Partinin iç meselelerini çarşıda, pazarda, medyada konuşmamayı öğreten Sayın Cumhurbaşkanı, bu tartışmayı medya önünde başlatan kişi olmuştur”, “Gömleğin üst düğmesi yanlış iliklenirse hepsi yanlış gider”, “itfaiyeci mesleğinin ne kadar önemli olduğunu göstermek için yangın çıkarmaz” deyiverdi.

İlk kez bu kadar net, açık, medya önünde tartıştılar. Bu ilk olmayacak. Fişlerini çekebilecek bir muhalefet uzak olduğundan, muhalefet yerine bu işi de kendileri yapacaklar. Çünkü; pastanın büyüklüğü başlarına bela oluyor artık. Bu yeni muhalefeti çok sevdik, devamını merakla bekliyoruz.

Başlarına silah mı dayadılar?

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, ilimizde, STK’ların katılımı ile yaptığı temayül çok ses getirdi. Muhalefet, iktidarın STK’ları iktidar korkusu ile sandığa gelmeye zorladığını ve STK’ları ve temsilcilerini bu yolla fişlediğini iddia ederken; iktidar, temayülün demokrasinin gereği olduğunu ve sivil toplumun görüşüne de önem verdiklerini söyledi.

İktidar partisi temayül yapmak istemiş ve bunu STK’lara bildirmiş olabilir. Bunu art niyetli yapmış da olabilir. İktidarın; daha önceki uygulamalarında kendinden olmayanları nasıl fişlediğine şahit olmadık değil hani;

Ama…

Böyle düşünüyorsan “gitme” sandığa kardeşim. Yanlış olduğunu düşündüğün bi şeye ortak olma ihtiyacı hissetmene neden olan “korkunu” yenemiyorsan, şapkanı önüne koy! Adamlar başına silah dayamıyor ya! Sandığa gitme; tepkini göster ! Hem cam kenarı, hem şoför arkası.. Yok öyle bi dünya!

Bütün Amerikancılar Toplandık…

Petrol yolunun güvenliği için stratejik bir konumu olan Yemen’in büyük kısmının kontrolünü eline geçirmekte olan İran yanlısı Şii Husiler; Suudi Arabistan’ın gazabına uğradı. Aynı zamanda Mısır, Katar, BAE, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Fas, ve Pakistan’ın da katıldığı askeri operasyona, ülkemiz de desteğini açıkladı.

İşin ucunda yeşil dolarlar olunca; Yemen’e operasyonu zaruret gören Arap ülkeleri, ortak bir ordu kurulması konusunda da fikir birliğine vardı.

Üst üste sağladıkları fikir birliktelikleri için kendilerini tebrik ederiz. Amerikanın güdümünde olacağını düşündüğümüz ve bildiğimiz bu Birlik eğer samimi ise ,bugüne kadar yapmadığını yapsın: Filistin konusunda İsrail’e karşı da pistlerde görülsün. Böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Cevabını siz düşünün.

Bu Güzelliğe Kıymayın Beyler

Çeşme Meydanı’nda bulunan ve “Sarmaşıklı Ev” olarak da bilinen evin botanik bahçesi, yol geçecek denilerek bu hafta içinde yıkılacak. İçerisinde; 40-50 senelik akasyalar, palmiyeler ve ıhlamur ağaçları da barındıran bu bahçeyi korumak, vatandaş olmaktan öte insan olarak hepimizin görevi.

Sehven bir yanlışlık yapılmıştır ve bu yanlıştan bir an önce dönülür diye

düşünüyorum.

Yoksa; yüzlerce nadide canlıya ev sahipliği yapan bir yeri yıkmayı başaran (!) kişileri ya da kurumları, canilikle ve insanlıktan nasibini almamış olmakla suçlamak en doğal hakkımız olacaktır. Bu “caniliğe” ortak olmayın!

Twitter: altugbalcioglu