Bu ülkede birileri, laikliğin tehlikede olduğunu düşünerek pankart açmış ve eylem yapmış olabilir. Bugün yapanlar olduğu gibi, yarın başka eylemler yapacak olanlar da olabilir. Yapılan eylemin biçimini, şeklini, yerini eleştirebiliriz. Ama;

15 Temmuz sonrasına değeri daha çok anlaşılmış olan, Cumhurbaşkanı’nın bile açıklamalarında olumlama ihtiyacı hissettiği, anayasa ile güvence altına alınmış “Laiklik” üzerine dikkat çekmek amacı taşıyan; attıkları tek slogan “Türkiye, Laiktir, Laik Kalacak” olan eylemcileri darp eden provakatörlere kol kanat germeye kalkarsanız, bölücülerin değirmenine su taşımış olursunuz.

 Çocuklar ne demiş: “Türkiye laiktir, laik kalacak.” Bu çocuklar, ülke sevdalısı, Atatürkçü çocuklar.  Savundukları, tehlike altından olduğunu düşündükleri bir anayasal teminat için eylem yapmışlar. Eylemde; suç unsuru: Yok. Provokatif bir slogan: Yok. Yapılan eylemde bir suç unsuru var ise, bu ülkenin kolluk kuvvetleri, savcıları, hakimleri var. Kendilerini adalet yerine koymaya çalışan “gerçek provokatörler” kim? Şu anda neredeler? Bir araştırma sürüyor mu? Kamera kayıtları incelendi mi? Bu hainleri bulacak hamleler ivedilikle atılmalı. Kin ve nefret tohumları ekmeye çalışan toplum düşmanları mutlaka adalet önüne çıkartılmalı.

 ÖNCE SAYGI

 Bu eylemden çıkan sonuç; Hiçbirimiz, karşı görüşte olduğumuz insanların fikirlerini, eylem tarzlarını, yaşam şekillerini sevmek zorunda değiliz. Ama saygı duymak zorundayız.

 Bizleri ayrıştırmaya, bölmeye, kutuplaştırmaya yönelik tüm girişimlere hep birlikte dur diyeceğiz. 

 Siyasiler açıklamalarına dikkat etmeli. Provokasyon sözcüğünü daha dikkatli kullanmalılar.

 Düşünce hürriyetine saygı göstereceğiz. Kim, hangi görüşten olursa olsun, kendi fikrini özgürce açıklayacak.

 Birbirimizi daha fazla dinleyeceğiz.

 Sağcı ya d Solcu gençlerimizin kendi düşüncelerine göre, ülkenin kurtuluşu ile iligli reçeteler yazdıklarını unutmayacağız. Hepsine birden sahip çıkacağız.

 Farkılıklarımızın, zenginliğimiz olduğunu unutmayacağız.

 Provakasyonlara gelmeyeceğiz.