Hepimize büyük bir geçmiş olsun. Zor zamanlardan geçiyoruz. Bu zor zamanları akıl sağlığımızı da korumaya çalışarak atlatmaya çalışıyoruz. Bir hafta öncesine kadar senaryosu yazılsa, sinemalarda izleyecek olduğumuz türden filmin, gerçek hayattaki oyuncularıyız hepimiz. Halkın kahramanca tepkisi ile püskürtülmüş alçakça bir kalkışmanın sonucunda, sinir sistemlerimiz alt-üst olmuş durumda. Bu haince ve onursuzca darbe girişiminin ardından toplumumuzu geleceğe yeniden hazırlarken neler yapacağız?

- Öncelikle bu kalkışmaya kalkanlara en ağır cezaların verilmesi için mücadele edeceğiz.

- Bu haince girişim, bağımsız yargının her bir vatandaşımız için ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Yargının tam bağımsız olması için sesimizi yükselteceğiz.

- “Şimdi ne olacak” yerine, büyük bir özgüvenle “geleceği birlikte inşaa edeceğiz” diyeceğiz.

- Hep birlikte, gür bir şekilde “Her koşulda ve her şartta darbeye hayır” diyeceğiz.

- Bizi biz yapan farklılıklarımıza daha fazla saygı göstereceğiz ve her şartta her birimiz için daha fazla demokrasi ve özgürlük isteyeceğiz.

- Hiçbirimiz kendimizi yargı yerine koymayacağız. Ülkemize muz cumhuriyeti muamelesi yapmayacağız. Suçluların, darbeci olsalar dahi; evrensel standartlarda savunma yapmalarına saygı duyacağız.

- AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi; her görüşten insanımız ortak tehdit karşısında bir araya geldi. Bu şerri, hayra çevireceğiz ve ülkenin sorunları üzerine hep birlikte; empati yaparak ilerleyeceğiz.

- Ordumuzun itibarına halel getirmeyeceğiz.

- Her birimize yönelmiş bu saldırıyı konuşurken bile; provakatif cümleler yerine, daha alçak tondan konuşacağız.

- Başta siyasiler olmak üzere sağduyulu olacağız ve daha akılcı bir Türkiye için birlikte çalışacağız.

Bunları yapmazsak ne mi olur? Bunları yapmazsak, tarihin kara sayfalarını temizlemek için elimize geçmiş bu dayanışma ruhunu çöpe atmış oluruz. Daha iyi bir Türkiye’yi kesinlikle hak ediyoruz.

Orta Oyunu diyenlere..

Tüm olaylar gözümüzün önünde olurken, konuşma kayıtları ortadayken, insanlar ölmüş, parlamento bombalanmışken hala bu durumu “tiyatro” olarak adleden, ya kör ve sağır ya da vicdansızdır.

Yeni kutuplaşmalara karşı

Sakaryamız bu darbe girişimini çok ucuz atlattı. Valiliğin ele geçirilmeye çalışılması ve halkın müdehalesi tarih sayfalarıa altın harflerle yazılacak. Kalkışmada bulunanlar Yüce Türk Adaleti önünde mutlaka hesap verecek. Sakarya, darbe girişimi ardından büyük bir sınav veriyor. Bu sırada; solculara, sosyal demokratlara ve kimi kesimlere meydanlarda olmadıkları için eleştiriler yapılıyor.

15 Temmuz akşamı, Kent Maydanı’nda olan biri olarak, bu soruyu soranlara şu sorularım var:

Alanda olabilecek bir provokasyona karşı nasıl bir tavır belirleyeceksiniz?

Alanda oluşan iktidar partisinde yana miting havasını nasıl engelleyeceksiniz?

Toplumun diğer kesimleri Sakarya Kent Meydanı’na geldiğinde, onlara nasıl davranacaksınız?

Yine “dombıra” çalacak mısınız?

Alana toplu bir giriş olursa güvenliklerini sağlayabilecek misiniz?

Şu atmosferde; toplumun tüm kesimlerine gerçekten açık mı bu alanlar?

Alanda bulunan siyasi parti bayraklarını kaldırabilecek misiniz?

Bunlar diğer yüzde bilmem kaçın, o alandan uzakta durmasına neden olan sorulardan bir kaçı. Valilik mutlaka, tüm siyasi partiler ile görüşmede bulunmuştur. Diyaloğu arttırarak, meydanlarda bir araya gelebilmek için tansiyonun düşmesini beklemekte, bu ülkeye yapılacak bir iyilik olabilir şu zamanlarda. Siyasi partilerin kurumsal olarak yapacağı hamleler yeni kutuplaşmaları tetikleyebilir. Şu andaki en büyük tehditlerden biri de sanırım bu.

Twitter: altugbalcioglu