Dr. Veysel Kurt'un moderatörlüğünde gerçekleştirilen Siyaset Atölyesi dersinin bu haftaki konukları Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç ve Dr. Enes Bayraklı oldu. Avrupa da Aşırı Sağ ve İslamafobi'nin konuşulduğu programa katılımcılar yoğun ilgi gösterdi.

Türkiye-AB müzakerede

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, 'Avrupa'da aşırı sağ ve İslamafobi üzerinde çok fazla durduğumuz bir konu ama önce biraz güncel olaylardan konuşalım. Cumhurbaşkanımız heyetiyle beraber Türkiye-AB görüşmeleri için Varna'ya gitti. AB Parlamentosu, AB Konseyi, AB Komisyonu Başkanlarıyla görüşmeler devam ediyor. Türkiye-AB ilişkilerinde güven en önemli konu. Avrupa ön yargıları yüzünden ciddi bir hastalıklı dönemden geçiyor. Bunun en büyük görünümü de Türkiye-AB ilişkilerinde oluyor. Avrupa'nın Katolik bir kulüp gibi algılanması ve Türkiye'nin de Müslüman bir toplum olması Türkiye-AB müzakerelerinde ön yargı kaynaklı bir süreç yaşanıyor. Türkiye büyük bir ülke olduğu için bu da Avrupa'da İslamafobi'nin en somut iz düşümünü bizlere gösteriyor' dedi.

Yeni bir kimlik

Saadet Oruç, 'Bir olguyu nasıl algılatmak istiyorsanız bilgiyi o şekilde sunuyorsunuz. Avrupa aşırı sağı giderek bütün Avrupa'yı kontrolü altına alma noktasında. Avrupa'daki bu kötü gidişata belki Türkiye bir panzehir olabilirdi. Yeni bir kimlik, yeni bir kültür. Bu hastalıktan kurtulmalarına yardımcı olabilirdi. Ama ön yargılarını yıkamayıp kendi elleriyle ön yargı yerleştiriyorlar diyebilirim' diye belirtti.

Soğuk Savaş

Dr. Enes Bayraklı, 'Tarihsel boyutta yaşanan İslam karşıtlığının hem teolojik düşmanlık hem de jeolojik düşmanlığı vardır. Müslümanlara karşı yaşanan gösterilen şiddet Soğuk Savaş'ın bitmesi ile birlikte Rusların yerine gelen düşmanın ikame edilmesi ile ilgili bir durum. Rusya Soğuk Savaş sona erdikten sonra önemsiz bir güç haline gelmişti. Fakat 11 Eylül olayları ile İslam'ın terörizm ile ilişkilendirilmesi üzerinden Batı'nın ve Rusya'nın ortak düşmanı müslümanlar oldu' ifadelerini kullandı.

Müslümanlara karşı düşmanlık

Konuşmalarına devam eden Enes Bayraklı, 'İslamafobi teriminin ilk olarak 1917'lerde kullanıldığını görüyoruz. Daha sonra ilk defa gündeme geldiği yer soğuk savaş dönemi sonrası İngiltere de bir gazete 'Hepimiz için bir meydan okuma İslamafobi' diye bir rapor yayınlıyor. Rapora bakacak olursak Müslümanlara karşı temelsiz bir düşmanlık olarak tanımlıyor İslamafobi'yi. Bugün bu kavrama baktığımız zaman farklı farklı anlamlar ortaya çıkıyor. Ben İslam dünyasına karşı bir hakimiyet kurma çabası olarak değerlendiriyorum. İslam'ı ötekileştirir ve onları terörizm ile ilişkilendirirseniz onlara yaptığınız her türlü zarar duymazdan gelinecek. Yani bunlar zaten terörist bunlar hak ediyor denilecek duruma getirme çabası var. Müslümanların bir ırk olarak görülmesi ve bunun üzerinden Müslümanların ötekileştirme çalışması var' dedi.