Geçen gün mesaj kutuma düşen bir mail yüreğimde uyumaya mahkûm edilmiş bazı hislerimi uyandırdı. Aynen şöyle yazıyor; "Elif hanım, yazılarınızı uzun zamandır takip ediyorum, bir bayan olarak siyasi konularda fikrinizi merak etmiyor değilim, bu konuda ki cümlelerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum, kim bilir belki benimle aynı fikirde olup size söyleyemeyen başkaları da vardır.”

Evet, mesaj aynen bu şekilde, uzun süre düşündüm, hatta itiraf edeyim kendimle de konuştum bir hayli. Bu öyle bir bohçalanmış, sarıp sarmalanmış bir konu ki, bilhassa hemcinslerim yaklaşmak şöyle dursun, üzerinde koca bir "CIZZZ!" Uyarısıyla karşılaşıyor. Hele ki görüntü olarak tesettürlü, imam hatipli, ilahiyat okumuş iseniz; sizin ne haddinize. Gidiniz Kur’an okuyunuz, camilerde konuşunuz, sohbetlerde bulununuz, evde yemek yapınız eşlerinize ve çocuklara bakınız, he bunlarla meşgul olurken de ayakaltında dolaşmayınız, göz önünde olmayınız mümkünse. Kadının yeri evidir, elinin hamuruyla devlet meselelerine karışmaz öyle değil mi?

Oysa bu ülkede en çok mağdur olan "kadın", ezilen, sömürülen, itilen, dinlenmeyen. Daha çocuk yaşlarda başlar bu baskı; "kızım sen sus, ayıp, abinden iyi mi bileceksin" cümleleriyle okşanır aklı kısa, saçı uzun başlarımız.

Sonra, kızlar okumaz, kızlar konuşmaz, kızlar gülmez, ayıp... Cümleleri ile desteklenir ergenliğimiz. Ve bu bastırılmış duygularla, kişiliğimizin arta kalan değerlerini teslim ederiz eşimize."sen ne dersen öyle bey, sen bilirsin"söz hakkı olduğumuz tek şey, belli çerçeveler içersinde çocuklarımızı aynı baskılarla yetiştirmek. Gururlanırız" kızım doktor olacak" derken, oysa öğretmen olmak isteyen kızımızın hayallerini çöpe atarız hiç aldırış etmeden, sevdiği ve sevmediği her konuda belirleyici olmak, bizden çalınmış bir dolu hissiyatı tatmin eder.

Bu ülkede kadın olmak zor…

Şimdi bunca baskının ardından çıkıp da "benim siyasi görüşüm de şudur "diyebilmek ne kadar da uzaklardan duyulan bir ses.

Önce güçlü olmalı kadın, önce okumalı. Okuma özgürlüğü elinden alınmış bir kadın, önce bu özgürlüğe engel olan ne varsa baş kaldırmalı. hee bu baş kaldırma öyle meydanlarda gövde gösterisi yapıp, kalitesizce, edepsizce konuşarak değil de, ayakta durarak olmalı. Siz izin vermediniz ama "ben okudum, başardım, burdayım” diyebilmeli.

Ve sonuç her ne olursa olsun, bu özgürlüğe sebep olan ve olanları yarı yolda bırakmadan, şahsi çıkarları için satmadan, başkalarının boyunduruğu altına gizlenip, el kol bağlamadan, kendinden emin güçlü bir yürekle desteklemeliyiz. sahip çıkmalıyız. Bu bir vefadır, kutsal bir haktır ziyan etmemeli.

Ben okuma özgürlüğü elinden alınmış fakat simdi ilahiyatta okuyan, imam hatip mağduru, tesettürüyle aşalanan, ayrıştırılan, T.C. si sadece kimliğinde değil, yüreğinde yazılı, bir kadın olarak, hemcinslerimden rica ediyorum, bolümü yükseltin, hakkınızı, ideallerinizi, özgürlüğünüzü, kalitenizi ve Rabbimin bize lütfettiği "anneliğinizi" kimseye ama kimseye yedirmeyin…

Twitter: @elifzorer