MÜSİAD Sakarya Şubesi’nin düzenlediği “MÜSİAD Misyonu ve Dünyadaki Rolü” konulu konferans katılan MÜSİAD Kurucu Genel Başkanı Erol Mehmet Yarar; yüksek ahlak ve yüksek teknolojiye sahip MÜSİAD’ı ve Dünya’da geldiği noktayı anlatarak, “Biz Dünya’ya ne kadar ihracat yapabiliyorsak, ne kadar marka oluşturursak, Dünya’da paramız ne kadar tanınıyorsa o kadar güçlüyüz. Davranışlarımıza birlik ve beraberliğimize daha çok değer vermeli; hepimiz bir ve bütün olup aramıza fitne sokmamalıyız” dedi.

Yoğun katılım, üyelik kiti ve rozet takdimi

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) Kurucu Genel Başkanı, Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı, 404 Kimya Sanayi ve Rozi Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Mehmet Yarar; MÜSİAD Sakarya Şubesi'nin SATSO Ali Coşkun Konferans Salonu’nda "MÜSİAD Misyonu ve Dünya’daki Rolü" konulu konferans verdi. MÜSİAD üyesi işadamlarının yanı sıra çok sayıda işadamın katıldığı programa; Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Hendek Belediye Başkanı İrfan Püsküllü, AK Parti Sakarya eski Milletvekili Ali İnci, İşkur Sakarya İl Müdürü Tekin Kaya, Sakarya GİAD Başkanı Gökhan Korkmaz, Sakarya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Ertuğrul Kocacık, SAMİB Başkanı Günay Güneş, AK Parti Sakarya İl Kadın Kolları Başkanı Zehra Hatipoğlu katıldı. Şube Başkanı Yaşar Coşkun’un Kurucu Genel Başkan Erol Yarar’a hediyesini sunduğu programda; MÜSİAD ailesine katılan; Ali Can Sak, Mehmet Altunbudak, Necdet Yıldırım, Cevdet Koç, Veysel Gürsel, Ahmet Dizdar, Osman Ayar, Ahmet Özgedik, Vedat Ender Tuna, Gökhan Tiryaki, Sinan Karabaş, Vural Tutkun, Necmettin Koçak, Necmettin Kırık, Lokman İçöz, Halil Meğreli, Uğur Dündar, Fatih Ok, Kenan Karaca, Fatih Emre Koç, Harun Şen, Erkan Yıldırım, Habil Genç, Ramazan Çokal, Volkan Yıldız ve Ertuğrul Metin’i Üyelik kiti verilerek, rozetleri takıldı.

COŞKUN: “Milletin kararanına saygı duymalıyız”

Programın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı Yaşar Coşkun; MÜSİAD’ın Anadolu sermayesini güzel ahlakla birleştirerek ilk günden itibaren gelecekte söz sahibi olmayı hedefleyen saygın bir sivil toplum kuruluşu olduğunu, kurulduğu ilk günden beri özverili ve ahlaklı çalışmasıyla bugünlere gelerek ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunduğunu söyledi. MÜSİAD’ın vizyonu ve üstlendiği misyon açısından önemli prensiplere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Coşkun; “MÜSİAD ilkesinde seçim rekabeti yoktur. İstişare mekanizmaları çalışır, gelenekler yürütülür. MÜSİAD da başkanlık ve diğer görevler liyakat ehli kimselere tevdi edilir. Görevi alanlarda büyük bir gayretle bayrağı daha ileriye taşımanın samimi mücadelesi içinde olurlar. Zamanı geldiğinde görevini devir eden dava arkadaşlarımızın MÜSİAD la işi bitmez. Onlar bilgi birikimiyle tecrübeleriyle yeni nesillere destek vermeye, davalarına hizmet etmeye devam ederler.  Ortada makam, koltuk rekabeti olmayınca üreten, girişimci ve yenilikçi bir yapı ortaya çıkmaktadır. Diğer bir bakış açısıyla MÜSİAD kendi içindeki seçimlerle kamuoyunu meşgul etmek yerine, toplumsal, ekonomik ve sosyal hayatta ortaya koyduğu çözüm önerileri ve projelerle gündeme gelmiş ve gelmeye de devam edecektir. Ülkemiz iş dünyasının ortak bir vizyon oluşturması, ortak bir hedefe onlarca şirketi kanalize etmesi, gelecek açısından son derece önemlidir. Geçmişi değiştiremeyiz, ancak geleceği şekillendirebiliriz. Geleceğin pazarlarından teknolojisine, yükselen sektörlerden finansmana, markalaşmadan insan boyutuna kadar geleceğin bütün bileşenleri için tüm gücümüzle çalışmalıyız. Geçtiğimiz hafta yapılan referandum sonucunda milletimiz vatandaşlık görevini yaparak, ülkesi için en doğru olduğuna inandığı şekilde kararını vermiştir. Bu kararın tek kazananı milletimizin kendisidir. Milletimiz geleceğine sahip çıkarak, istikrar ve güven için sistem değişikliğine “Evet” demiştir. Milletin kararına saygı duymalıyız ve bundan sonra, İşlerimize daha fazla odaklanmalı, Üretmeye ve güçlenmeye koşar adımlarla devam etmeliyiz. Kendi aramızda kavgaya tutuşmamalıyız. Gün birlik günüdür, güçlü olma günüdür” dedi.

YARAR: “Yüksek teknolojiyi elde etmeli ve Dünya’da markalaşmalıyız”

Konuşmasında MÜSİAD’ın ilk kurulduğundan bugüne misyonu ve Dünyadaki rolünü anlatan MÜSİAD Kurucu Genel Başkanı Erol Yarar; MÜSİAD’ın yüksek ahlak ve yüksek teknolojiye sahip olduğuna vurgu yaparak; “MÜSİAD’ın emeklisi olmaz, ancak rahmetlisi olur” dedi. Konuşmasında; “Biz Dünya’ya ne kadar ihracat yapabiliyorsak, ne kadar marka oluşturursak, Dünya’da paramız ne kadar tanınıyorsa o kadar güçlüyüz” diyen Yarar; “Yüksek teknolojiye sahip olmalıyız. Davranışlarımıza birlik ve beraberliğimize daha çok değer vermeli; hepimiz bir ve bütün olup aramıza fitne sokmamalıyız. Niyetlerimizle fiillerimizi birleştirmeliyiz. Hacca gittikten sonra ticareti bırakıyoruz. Tam tersi sıkı sıkı sarılarak, daha çok ticaret yapmalıyız. İbadet yapacağız diye ticaret bırakılmamalıyız. Resullullahın tacirini takip etmeliyiz. Yüksek ahlaklı olmalı,  Kendi kendimizi hesaba çekmeliyiz. Rızkımızı helalinden kazanmalı, övünmek ve kibirlenmek, insanlara zulüm etmek için değil, Allah rızası için kullanmalıyız. Ürün kişinin aynasıdır. Ürettiğimiz ürünlerimizi kaliteli yapmalı teknolojiye ayak uydurmalıyız. Markalaşmalıyız. Yüksek teknolojiye sahip olmalıyız. İşte; MÜSİAD in versiyonu olan insanlar o yüzden farklıdır. MUSİAD; tacir sıfatına sahip olan insanların bir arada olduğu yerdir” dedi. Türkiye'nin en iyisini yapma gayreti içinde ve en iyi teknolojiye sahip olması gerektiğini vurgulayan Yarar; MÜSİAD'ın misyonundaki yüksek ahlak kelimesinin, Hazreti Peygamber'in "Emin" sıfatından örnek alındığını ifade ederek, “Peygamber Efendimiz'in 'Yüksek ahlakı tamamlamak için gönderildim' hadisi, bizim misyonumuzun birinci kelimesinin özetidir. Yüksek ahlak olmadan hiçbir şey düzgün olmaz. Cennetle müjdelenen 10 sahabenin de (Aşere-i Mübeşşere) tüccardır.  Tacir olan sahabenin ticaret yapa yapa Çin'e kadar gitmiştir. Orada cami yaparak aynı zamanda dini tebliğ etmiştir. Bugün dünyadaki en büyük mücadelenin teknolojik mücadelesidir. Teknolojiye sahip olmayan ülkenin, dünyada köle olarak kalmaya mahkûmdur.  Dünyanın en iyi teknolojilerini elde etmek için de mücadele vermeliyiz. Biz bilgiyi öğreten değil, üreten bir toplum olmak zorundayız. Ürünlerimiz en kaliteli olmak zorundadır. Almanlar kaliteli ürün üretiyor, hiçbir zaman ikinci kalite mal Alman üretim sisteminde yoktur. Hep en iyisini yapma, en iyisini bulma gayreti, teknolojiyi geliştiren en önemli motivasyonlardan biridir. Onun için biz yüksek ahlak, yüksek teknoloji diyorsak ve dünyaya örnek olacak bir nesil, bir Müslüman toplum, sahabe gibi olmak istiyorsak en iyisini yapmaya ve en iyisi olmaya gayret edelim. Bizi yıllarca teknolojiden uzak tuttular, üniversitelerimizi uzak tuttular. Üniversitelerimiz sadece bilgi aktaran pozisyonda kaldı. Şimdi yeni yeni bunun değişmesi için büyük gayretler var. Benim Kayak Federasyonunda görevim var. Kayakta hiç madalya alınmamış. Bir madalya alabilme ihtimalim olabilmesi için benim 15 yıllık plan yapmam gerekiyor. Çünkü bir insan 15 yıldan önce yetişmiyor. Sporda böyle. 8 yaşında alacağım 15 yılda 23 yaşında olacak ancak. Ama bizim milletimizin bir senelik planı yok. Bırakın 15 seneyi bir senelik plan yapılmamış. Bu kadar plansız programsız ne sporda, ne de sanayide başarı olur. Hiçbir yerde başarı olmaz. Onun için bizim gerçekten bu yüksek teknolojiyi de elde etmemiz lazım, en önemlisi markalaşmamız lazım" diye konuştu.