Dönemin Başbakan’ı Erdoğan ve AK Parti iktidarının, üç yıl önce “iyi niyetle” başlattığı “barış” ve “çözüm” sürecinde ülke ve Sakarya olarak çok büyük bir yol almıştık.

Yapılan kamuoyu yoklamalarında “açılıma olan destek” yüzde 68.6`ya yükselirken anket sonuçlarına göre “CHP`li seçmenlerin yüzde 45`i” ve “MHP`li seçmenlerin ise yüzde 39.4`nunda” çözüm sürecini desteklediği ortaya çıkmıştı.

“Sakarya’da ise bu destek yüzde 70’leri bulmuştu.”

Çözüm ve silahları bırakma sürecine “SATSO” başta olmak üzere “STK” ve “yerel basının büyük bir kısmı” ve “Hendek Belediyesi ile o dönem Belediye Başkan’ı olan Ali İnci” büyük bir destek vermişti.

Hendek Belediyesi ve şimdi AK Parti Sakarya Milletvekili olan Ali İnci, Diyarbakır’a STK’larla iki gezi düzenlemiş ve bu geziler ardından başlayan “Ali Gaffar Okkan Kardeşlik Projesi” kapsamında 260 Diyarbakırlı çocuğun eğitimini Hendek Belediyesi üstlenmişti.

Proje kapsamında Sakarya’da ki STK’lar, Diyarbakırlı STK’larla işbirliği içerisine girmişti.

30 yıldır süren çatışma ortamında “126 Sakaryalı gencimiz şehit olurken”, “Sakarya’ya 25 Temmuz 2012’den beri şehit cenazesi gelmiyordu.”

Yine Kürt sorununun istismarı nedeniyle Sakarya’da, Türk ve Kürtleri karşı karşıya getirmeyi amaçlayan 10’larca provokatif olay olurken üç yıl içinde hiçbir olay meydana gelmemişti.

Sakarya’da ve ülkede ki huzur ortamı; 7 Haziran Seçimleri öncesi oluşan HDP, Paralel Yapı, Doğan Medyası ve CHP ittifakı ve 7 Haziran seçimleri sonrası PKK ve HDP yönetimlerinin silahlanma çağrısı yapmaları ve ardından da güvenlik güçlerimize ve sivil vatandaşlarımıza yönelen PKK saldırıları sonrası yerini yeniden çatışma ortamına bıraktı.

IŞİD tarafından gerçekleştirilen son Suruç saldırısında 31 vatandaşımızın yaşamını yitirmesi ve saldırı sonrası PKK’nın iki polisimizi evlerinde uyurken şehit etmesi, yine PKK tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yol kesme, araç yakma, şantiye basma ve sivillere karşı yapılan saldırılar sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’de IŞİD ve Kuzey Irak’ta ki PKK hedeflerini havadan ve karadan bombalıyor.

Polis ve Jandarma tarafından ülkenin farklı noktalarında yapılan operasyonlar da PKK ve IŞİD terör örgütü üyesi yüzlerce kişi göz altına alındı.

PKK, DHKP-C ve HDP sempatizanları ve PKK’nın gençlik örgütlenmesi olan YDG-H Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere özellikle büyükşehirlerde “güvenlik güçleri” ve “sivil vatandaşlarımıza” karşı “şiddet eylemlerinde” bulunuyorlar.

Şehirlerin “sokaklarını” ve “caddelerini” “yakıp yıkıp”, “savaş alanına” çeviriyorlar.

AK Parti iktidarı haklı olarak, “ülkenin bütünlüğü ve “huzuru” ile “vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumak” için PKK, DHKP-C ve IŞİD’e karşı operasyonlar başlattı.

Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarından, operasyonların PKK silah bırakana kadar devam edeceğini anlıyoruz.

Bundan sonra ne olacak;

Hükümet “demokratik kazanımlardan taviz vermeden”, “elinde silah olan her unsuru yok edene kadar mücadele edecek.”

Kürt sorunu artık demokrasi sorunu içinde değerlendirilecek ve AK Parti iktidarı, HDP ve Öcalan yerine halkı muhatap alacak.

2002 öncesine göre demokrasi ve vesayet rejimi alanında büyük adımlar atan “Türkiye bir daha asla eski karanlık günlere dönmez.”

Demokratik kazanımlardan sonra artık Türkiye’de, bir Kürt sorunu yerine bölücülük ve PKK sorunu vardır.

AK Parti’nin ülke bütünlüğü için başlattığı operasyonlar dış dünya kadar halkın da desteğini alıyor.

Terörle arasına mesafe koyamayan ve Kandil’in vesayetinden kurtulamayan HDP, Türk halkının 7 Haziran seçimlerinde kendisine verdiği büyük şansı kısa zamanda tüketerek siyaset dışı kaldı.

HDP siyasi aktör olmak yerine marjinal bir parti olmayı seçti.

ABD’nin gazına gelerek Suriye’de devlet kuracağını düşünen ve dış aktörlerin piyonu haline gelen PKK’da bir kez daha emperyalistlerin oyununa geldi.

Kürtler, çatışma ve şiddet ortamını tekrar başlatan PKK’ya asla destek vermezler.

Yeniden başlayan çatışma, şiddet, kan ve ölümlerden PKK’yı sorumlu tutacaklardır.

PKK’da ya silah bırakacak ya da yok olacaktır.

Öte yandan AK Parti karşıtlığının ülke sevgisinin önüne geçtiği CHP ve MHP’ye de halk ilk seçimde sandıkta cevabını verecektir…

Sakarya’da Barışa Çelme Takanlar!

Çözüm ve barış sürecinin bitmesinde ulusal aktörler kadar Sakaryalı aktörlerinde suçu ve kusurları oldu.

Özellikle Akil İnsanlar Buluşması’nın Sakarya kısmını organize eden eski İnsan Hakları Derneği Sakarya Şube Başkan’ı “Nesrin Gümüş”, 7 Haziran Seçimler de HDP’den milletvekili adayı olması ardından siyasi sorumluluk alarak süreci başlatan AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na haksız eleştiriler yöneltirken Kandil ve PKK Lideri Murat Karayılan`ın çözüm sürecini bitiren silahlanma çağrılarına ise ses çıkarmadı.

PKK ve HDP’nin provakatif eylemlerini görmezden geldi.

HDP’nin, Paralel Yapı’nın elinde oyuncak olmasını umursamadı

“HDP’liler” ve “KESK”, geçmişte Kürtleri asit kazanlara atan Gezi ruhuyla birlikte hareket ettiler

7 Haziran Seçimlerine kadar “CHP” ve “CHP Milletvekili Engin Özkoç”, Sakarya’da çözüm sürecinin sürekli karşısında oldular.

Akil İnsanlar Buluşmasını CHP’liler basmak istedi.

Elmas Otel önünde bayrak açarak süreci destekleyenlere sataştılar.

Özkoç ve CHP’liler, 7 Haziran Seçimlerine kadar barış sürecine savaş açıp HDP ve KCK’yı terörist ilan edip, hükümeti çözüm süreci başlattı diye vatan haini olmakla suçluyorlardı.

Bugün PKK’ya karşı başlatılan operasyonları eleştiren CHP’liler o günlerde bölgede devlet otoritesi kalmadı, bölgede PKK devlet oldu diye bas bas bağırıyorlardı.

7 Haziran seçimleri öncesi AK Parti karşıtlığı ülke sevgisinin önüne geçen “MHP’liler”, HDP ve PKK’ya karşı tek bir eleştiri getirmezlerken çözüm süreci boyunca da Müslüman Mahallesi’nde salyangoz sattırmayız anlayışı içinde oldular.

Barışa destek vermek için Diyarbakır’a giden siyasiler, gazeteciler ve STK’lar yerel de MHP’nin hedefi oldu.

MHP seçim süreçlerinde bu isimleri parti binalarına astığı afişlerle hedef haline getirdi.

Yeniden başlayan çatışma ortamın da Sakarya’ya gelecek olan tabutlardan, şehit cenazelerinden ve ağlayan annelerden PKK/ HDP kadar süreci provoke eden Paralel Yapı, CHP ve MHP’de sorumlu olacaktır.

Twitter: @huseyinozcelik