Artan terör olaylarından sonra “birlik” ve “beraberliğe” en çok ihtiyacımız olan günlerden geçiyoruz.

PKK’nın hain saldırıları sonrası Türkiye’nin her yerinde yapılan teröre lanet mitinglerinde her grup, her görüş ve her yaştan insanımız bir arada vatanımıza, bayrağımıza ve geleceğimize sahip çıkıyorlar.

STK’sı, esnafı, iş adamı, öğrencisi, memuru, işçisi, köylüsü, kadını, erkeği, genci, yaşlısı elde al bayrak hep birlikte terörü lanetliyorlar.

Millet bir ve birlikte.

Terörü protesto gösterileri partiler üstü organizasyonlar.

Terörün karşısında yer alan tüm partilere mensup on binlerce insanımız “omuz omuza” Türk bayrağığının altında yürüyorlar.

Bir tek MHP ve Ülkü Ocakları teşkilatları, milleten ayrı gösteri yapıyorlar.

Bir tek MHP ve Ülkü Ocakları’nın gösterilerinde siyasi parti bayrakları, flama ve dövizleri taşınıyor.

MHP ve Ülkü Ocakları’nın, milleten ayrı yaptıkları protestolar maalesef birlik yerine “bölünmeye” yol açıyor.

“Vatan”, “ülke” ve “bayrak” meselesi her siyasi görüşün üstünde olan bir meseledir.

Önceki akşam Sakarya’da MHP ve Ülkü Ocakları’nın düzenlediği gösteriye birkaç bin kişi katıldı.

Parti bayrakları ve sloganlarının atıldığı gösteriye halk itibar etmedi.

MHP ve Ülkü Ocaklarının yürüyüşü Sakaryalılara, 1980 öncesinin “karanlık” ve “kardeş kavgalarının” yaşandığı günleri anımsattı.

Özellikle Ülkü Ocaklarına mensup gençleri disipline etmekte parti ve ocak yetkileri çok zorlandılar.

Grubun içine giren provokatörler, bir grup “kanı kaynayan genci” ana gruptan kopararak HDP binası önüne provokasyona götürdüler.

Ülkü Ocakları İl Başkanı Serdar Gül’ün, yaşanan gerginlik sırasında bir aracın üzerine çıkıp megafonla teşkilat üyelerine seslenmesi ile büyük bir provokasyonun önüne geçildi.

Birlik için başlayan yürüyüş neredeyse “ayrışmaya” ve bir “Türk-Kürt çatışmasına” zemin hazırlayacaktı.

MHP ve Ülkü Ocakları’nın “ayrışmacı” tavrı devam ediyor.

MHP ve Ülkü Ocakları, Ferizli’de düzenlenen ve ilçe halkının şehitlerimizi anmak için

organize ettiği araç konvoyuna da katılmadılar.

Bütün ilçe halkının katıldığı şehitleri anma programına, MHP İlçe Başkanı Zeki Karadeniz’in talimatıyla ülkücülerin ve MHP’lilerin katılmaması anlaşılır gibi değil.

Mecliste her partiye rest çeken MHP anlaşılan bu sefer de milletle ayrıştırılıyor.

Sanki bir güç Türkiye’yi 1980 öncesine döndürmek istiyor.

7 Haziran`da tek başına iktidar çıkmayınca, birileri harekete geçti.

Türkiye`yi yeniden “terör” ve “istikrarsızlık” girdabına sokmak istiyorlar.

Aynı günde “IŞİD`in”, “PKK`nın”, “DHKP-C`nin” düğmesine basan irade bir yandan da sokakları harekete geçiriyor.

1980 öncesi de ülke “sağ” ve “sol” diye ikiye bölünmüştü.

Milletin evlatları, “birbirine düşürülmüş” ve “birbirlerini boğazlar” hale getirilmişti.

Sağ ve sol çatışmaları yerine şimdide Türk-Kürt çatışmaları tezgahlanıyor.

Ülkücüler ve MHP’liler bu oyuna düşmeliler.

MHP ve Ülkücü camianın içinde bulunan Zihni Açba başta olmak üzere çok sayıda isim 1980 öncesinin karanlık günlerini yaşadılar.

“Şartlar olgunlaşsın”, “asker darbe yapsın” diye kardeş kanının oluk oluk akıtıldığı günlere tanıklık ettiler.

Darbe yapmak için sağ ve sol örgütleri kullananların, darbeden sonra cezaevlerini “işkencehaneye çevirip işkence yaptıklarına”, “hayatları kararttıklarına” ve “gençlerimizi astıklarını” gördüler.

MHP ve Ülkücüler unutmasınlar ki Türkiye’de sokaklar tekin değildir.

Biz de sokaklarla kaos ve şiddet arasında güçlü bir ilişki vardır.

1980 öncesinin Türkiye’sini gören Ülkücülerin, gençleri sokaktan çekmeleri gerekir.

Son olarak ta MHP ve Ülkücülere tavsiyem, rahmetli cennet mekan Alpaslan Türkeş’in her mitingde tekrarladığı, Hz Peygamberin “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap” vardır hadisi şerifini hiç unutmamaları ve bu hadisi şerifi kendilerine destur edinmeleridir.

Twitter: @huseyinozcelik