Eğlenceli bir o kadar da tarihi bir seçimin geri sayımına şahitlik etmenin heyecanını yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa halk, cumhurbaşkanını kendisi seçecek. Dayatmayla değil, Meclis’te baskıyla, tehditle değil bizatihi sandıkta bile isteye seçecek…

Ne darbecilerin salyalarına mecbur kalacağız, ne de 367 rezilliğinin devamına…

Partilerinin “Yenilgilere doymayan”unvanını büyük bir “özen ve dikkatle”taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi“Tıpış tıpış” değil, güle oynaya zevkle kullanılacak oylar. Her oyun Türkiye’nin kaderini nasıl değiştireceğini artık hepimiz biliyoruz.

12 yılda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini idrak etmekte zorluk yaşayanlar ya da nefes alırken burunlarından ateş çıkaranların “Tayyip gitsin de ne olursa olsun”hezeyanlarını zerre umursamadan cumhurbaşkanımızı “biz” seçeceğiz.

Kimin hangi adaya oy vereceğiyle ilgili bir öngörümüz elbette yok. Fakat bu fakirin kime oy vereceği belli, oyum elbette yine Recep Tayyip Erdoğan’a nasip olacak.

Severek, isteyerek ve tabii ki gönül rahatlığı içinde büyük bir zevkle kullanacağım oyumu. Pırpır eden kalbim Başbakan Erdoğan’a oy verecek milyonlarla aynı ritmi paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyacak.

Yeri midir değil midir bilmiyorum ama, şu konuya da naçizane bir açıklık getirelim, “gazeteci tarafsız olur” şehir efsanesine inananlardan değilim! Gazeteciyim ve tarafım. Benimle birlikte aynı safta yer alanlarla birlikte tarafız hem de sonuna kadar tarafız!

Bizim tarafımıza laf edip de, Hz. İbrahim’in ateşini söndürmek için su taşıyıp tarafını belli eden, karınca kadar bile olamayanlar utansın!

Gazze’de tarafız…

Bosna’da tarafız…

Suriye’de tarafız….

Tarafız, Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ona gönül verenlerin milyonların tarafındayız!

* * *

Kimin tarafında, neyin tarafında olduğumuz apaçık belli!

Peki kimin ve neyin tarafında değiliz?

“Mavi Marmara’da ölenler şehit sayılmaz!” diye açıklamalar yapanın tarafında değiliz!

“İsrail’den izin alınmalıydı. İsrail’in onayı olmadan hareket etmek otoriteye başkaldırıdır” diyenin tarafında değiliz!

“Evlenme, evlenirsen ölünce senin cenazene gelmem” diyerek Alemlerin Efendisi Peygamberimiz (S.A.V.)’e iftira atanın da tarafında değiliz!

“Yunanistan`da bir yer ararken Batı Trakya`ya sahip çıkılmamalı” diyenin tarafında değiliz!

“Çin`de Doğu Türkistan`la, Sincan`la meşgul olamayız. Hiçbir ülkenin yara gördüğü noktayı kaşıyamayız” diyenin tarafında da değiliz!

Bütün bunları söyleyenin ve ona “gönül” verenlerin de asla ve kat’a yanında olma ihtimalimiz zerrenin binde biri kadar bile değil!

Okyanus ötesinden, bir projeyle ortaya çıkıp, kendisine bir dönem büyük destek verenlerin karşısına “aday” olarak çıkmaya yeltenenin de, ona destek veren parti ve “particik”lerin de tarafında hiç olmadık bundan sonra da olmayacağız!

Dost, düşman görsün ve hafızasına iyice kazısın da sonradan “bunun tarafı neydi acaba?” deyip vakit israfı yapmasın diye durumu özetlemeye çalıştım…

* * *

Başbakan Erdoğan’a oy vermek için binlerce sebep sayabiliriz. Bu konuda onlarca yazı okuyup yüzlerce yorum dinlediniz. Kısıtlı bir alanda bunları size tekrar ve çok çarpıcı kelimelerle, yormadan-yorulmadan anlatabilecek münevver birikimine sahip olmadığım için bu zahmetli işe gir(e)miyorum. Biliyorum ki benden çok daha iyi biliyorsunuz neden Erdoğan’a oy vermeniz gerektiğini...

* * *

11 Ağustos sabahı Türkiye bambaşka bir güne “Günaydın” diyecek. Baskının, zulmün, dayatmanın yenildiği ve milletin “Milletin Adamı” tarafından “milletle birlikte” yönetildiği güneşli güzel günlerin ilkine “Günaydın” diyeceğiz.

Kendisini yarı yolda bırakmayanı gözünden “şıp” diye anlayan bu necip millet elbette Recep Tayyip Erdoğan’ı başının tacı yapacaktır. Hayret edenlere, çekemeyenlere, iftira edenlere inat…

O güneşli günün sabahında buluşmak üzere hoşçakalın…

İletişim: [email protected] /www.twitter.com/gazetecibo