“Seçim döneminde kimin ne olacağı belli olmaz, her an durum değişebilir…” Diye bildik ve bir o kadar da “kült” bir cümle vardır. Hem siyasetçiler, hem gazeteciler hem de vatandaşlar bunu çok iyi bilir. Hiç kimsenin yeri garanti değildir, hiç kimseye önceden durduk yere kamyon gibi “sinyal” verilmez…

AK Parti iktidarında bunu defalarca gördük. Örneklendirip yazıyı bambaşka “bölgelere” sokma gayretinde değilim, peşinen söyleyeyim…

1 yıldan fazla bir zamandır Sakarya’da “bazı”gazeteciler kendilerine tuhaf ve “abes” bir iş buldular! Abes diyorum çünkü o zamanlar ortada bırakın folu yumurtayı seçimin zerresi bile yoktu…

Bu gazeteci taifesi her gün birini Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne AK Parti’nin adayı olarak lanse ettiler. Bu olayı o kadar abarttılar ki bugün bile aynı içi boş tahminlerini kamuoyuna “marifet”gibi sunmaktan geri kalmadılar…

Oysa, Başkan Zeki Toçoğlu’nun adaylığı konusunda herkes ittifak içindeyken bunlar yapıldı…

Bir gün İdris Naim Şahin, bir gün Hasan Ali Çelik…

Hatta o kadar işin “suyunu” çıkardılar ki “adayımız Zeki Toçoğlu’dur” diye açıklamalar yapan AK Parti Sakarya Milletvekillerini bile güya “potaya” sokmaya çalıştılar. Her defasında da duvara tosladılar.

Ancak bu duvara toslamalarını umursamadan her gün “yeni bir” sözde adayın peşinden koşup durdular. Ne yaptılarsa olmadı bir günden bir güne “aday” diye lanse ettikleri çıkıp da “evet adaylığı düşünüyorum” diye bir açıklama yapmadı. O kadar ki bu anlama gelebilecek bir imada dahi bulunmadılar…

O günlerden bugünlere kimlerin adı geçmedi ki; İl Başkanı Recep Uncuoğlu, Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Hasan Ali Çelik ve hatta Şaban Dişli…

Oysa, en başından beri biraz siyasetten anlayan bu adayların hiç birinin gönüllü olarak bu göreve talip olmayacağını bilirdi. “Gönüllü” diyorum çünkü, Başbakan “sen aday olacaksın” dediğinde elbette bu saydıklarım veya başka biri “ben aday olmam” demezdi. Fakat Sakarya’da böyle bir durumun olma ihtimali, ihtimal bile değildi ve nitekim olmadı da…

Ne ektiklerini biçebildiler, ne de az da olsa akıl çelebildiler…

Bugün gelinen noktada Toçoğlu’nun adaylığını duyurmak zorunda kaldılar.

“Bazı” gazetecilerin hevesleri kursaklarında kalıverdi, bugünkü açıklamalarla. Ama onlar adına iş daha bitmedi şimdi CHP’yi ve MHP’yi “dizayn” etmeye çalışacaklar! Toçoğlu’na karşı kim daha şanslı analizlerine başlayıp CHP ve MHP’ye “aday diretme” noktasına kadar gelecekler!

“O kadar da değil…” Dediğinizi duyar gibiyim, hiç tereddüt etmeyin tam da o kadar.

Bunların hepsi olacak...

CHP ve MHP’ye akıl verilecek, onların kurulları, teşkilatları yok gibi! Yine AK Parti’de olduğu gibi bazı adayları pohpohlayıp sahaya sürmeye çalışacaklar hatta bu iki partinin il yönetimlerini ve yetkili organlarını “beceriksizlikle” suçlayacaklar.

Çünkü onlar Sakarya’yı kendilerinin yönettiğine inanmışlar(!) Böyle bir akıl tutulması içindeler. Gazetecilikle harmanlamaya çalıştıkları “bir bilen” havaları onları saygın değil gülünç hale getiriyor.

Elbette gazeteci araştırır, kulisleri hatta dedikoduları bile yazar ve kendine göre yorumlar. Bu meslektaşlarımı elbette ayrı tutuyorum. Fakat oturduğu yerden “aldığımız kulislere bilgilerine göre”diye kafadan sallayanların hali aynen bugünkü gibi olur. Ortaya attığı adayların “uyduruk” olduğu“kesinleşir…”

Huylu huyundan vazgeçmeyecek, bundan da şüphem yok.

Ancak Başkan Zeki Toçoğlu’nun açıklanmasıyla kendini dev aynasında görenlerin hevesleri bir kez daha kursaklarında kalıverdi. Boğazları düğüm düğüm oldu. İçleri yana yana Toçoğlu’nun adaylık haberini kullandılar.

Kendi ürettikleri komplo teorilerinin doğru olmadığını da bizzat kendileri kamuoyuna duyurdular…

www.twitter.com/gazetecibo