AK Parti kongre sürecinin yerel basında hangi düzeyde tartışıldığına baktığımız zaman, AK Parti’nin Sakarya’da alan hâkimiyetini daha iyi anlıyoruz.

Küçük bir ilçede kimin ilçe başkanı olacağı dahi basında yüksek sesle tartışılıyor.

Bu sadece iktidar partisi olmakla sınırlı bir durum değil. AK Parti’yi ilgilendiren her konunun bu denli tartışmalara neden olmasının birçok farklı nedeni var.

Sahada etkin olma, gündem belirleme, aktörlerin medyatik kişiler olması, çok geniş halk kitlesiyle irtibatlı olma ve daha birçok neden.

Bunların yanı sıra, AK Parti’ye temas eden konuların bu kadar açık bir şekilde tartışılıyor olmasının altından yatan bir diğer önemli etken ise, AK Parti karşısında oluşan bloğun, yaşanan her hadiseyi siyasi bir krize dönüştürme çabası.

AK Parti karşısında oluşan blok, elinde büyüteç ile dolaşıp her olayın üstüne atlıyor ve acaba buradan nasıl bir kriz çıkartabiliriz şeklinde bir çaba içerisine giriyor.

Bu vesileyle kamuoyunda sürekli AK Parti ve partili aktörler tartışılıyor.

Şimdilerde ise Sakarya’da kimin il başkanı olacağı konuşuluyor.

Birçok adayın ismi zikrediliyor. Adayların bağlantıları, arkasındaki isimler, onlara karşı çıkanlar vs.

Aslında bunlar siyasetin dinamizmi içerisinde güzel gelişmeler. İnsanların siyasete ilgi duyması, ülkedeki demokrasinin ve gelişmişliğin göstergesidir. İnsanlar siyaset kurumuna inanmazsa, bu o ülkede işlerin yolunda gitmediğinin göstergesidir.

Bu nedenle bunca ismin ortalıkta aday olarak bulunması doğal ve hayırlı olandır.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken ise, hele Türkiye’nin içinden geçtiği zor şartlar göz önünde bulundurulduğunda adayların sergileyeceği siyasi ve ahlaki performanstır.

Geçmiş dönemlerde bu tarz seçim süreçlerinde çeşitli sıkıntılar yaşanmıştı. Dostluklar zedelenmiş ve birbirlerinin gönüllerinde yaralar oluşmasına neden olan sözler sarf edilmişti. Buna gerek yok.

Adayların ve özellikle adayları destekleyen grupların bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor.

Daha sonra pişman olunacak, ahlaki olarak sorunlu bir takım davranışlardan uzak durulması şart görünüyor.

İl Başkan adaylığına aday olan isimlerin ve etrafındakilerin gaza gelmelerine hiç gerek yok. Karşılarındaki kişinin kendilerini desteklemek zorunda olmadığını akıllarından çıkartmamalılar.

Herkes aynı şeyi düşünmek zorunda değil. Herkes aynı ismi desteklemek zorunda da değil. Makul ölçüler çerçevesinde, hakaret etmeden, bel atı davranışlardan uzak durarak karşılıklı eleştiriler de getirilebilir.

İl başkanlığına aday olan isimlerin belli bir grubun adayı olarak kendilerini lanse etmesi de çok faydalı değil. Biz bu kesimin adayıyız, bizi şu vekil destekliyor, Bakan da bizimle vs gibi taşra siyasetine has argümanlarla karşısındakileri provoke etmek doğru bir yöntem değil.

Sadece bir kesimin adayı olan kişi zaten neden il başkanı olsun?

Eğer bu kişi AK Parti içerisindeki grupları dahi etrafında toparlayamıyorsa o zaman toplumdaki farklılıkları nasıl kuşatacak?

Parti içi hizipçilik yarar getirmez. Bunun en açık örneği CHP’dir. Hizipçiliğin her türlüsünü bu partide görmek mümkündür. Şimdi AK Parti’de bu eski siyaseti canlandırmanın memlekete bir faydası yoktur.

AK Parti Sakarya İl Başkanı olmak isteyen kişi hiziplerin değil makul çoğunluğun adayı olmalıdır. Farklı kesimlerin dahi desteğini alabilecek görgüde ve ahlakta olmalıdır.

Kendisini sevmeyenler dahi evet, bu kişi il başkanlığını yapacak kapasitede bir isimdir diyebilmelidir.

İl başkanı olacak kişi muhaliflerine dahi bunu söyletecek bir performans gösteren kişi olmalıdır.

Yoksa gerisi teferruattır.