Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Levent Bülbül, mütemadiyen basın toplantısı gerçekleştiriyor.

Bülbül bu toplantılarda AK Parti’ye dönük çok sert eleştirilerde bulunurken aralarda da bazı esprilerle sanırım ortamı neşelendirmeye çalışıyor.

Son yaptığı basın toplantısında AK Parti’nin yıllarca milleti hipnotize ettiğini ileri sürmüş. Ama hipnoz döneminin artık son bulduğunu bu kez milletin hipnoz edeceğini ileri sürerek şakacı bir tavır takınmış.

Hatırlarsınız, 28 Şubat darbe döneminde halkın oyuyla iktidar olan Refah-Yol hükümetine dönük rezil kumpaslar kurulmuştu.

Ali Kalkancılar, Fadime Şahinler, Zekeriya Beyazlar, Reha Muhtarlar, Yaşar Nuri Öztürkler ve daha birçok görevli Refah-Yol hükümetinin düşürülmesi sürecinde aktif olarak rol almıştı.

28 Şubat darbe döneminin unutulmaz aktörleri daha doğru bir ifadeyle yüz karaları arasında gazeteciler, iş adamları, yargıçlar, darbeci askerler, uluslararası güçlerin taşeronluğunu yapanlar, rektörler, siyasetçiler yer alıyordu.

Bir de bu hukuksuz sürecin en fazla ön plana çıkan, aktif olarak her organizasyonda başı çeken sendikacıları vardı.

O dönem bu rezil kumpasların, adaletsizliklerin sözcülüğüne soyunan bu sözde sivil gerçekte darbeci askerlerin memurluğuna soyunan STK’lara beşli çete adı verilmişti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri öncesi AK Parti’ye karşı kurulan kumpasın içerisinde yer alan, her türlü ittifakı meşru görenleri tarif etmek adına bu kez altılı çete tabirini kullanıyor.

Bu altılı çetenin de beşli çeteden pek bir farkı bulunmuyor.

Amaçları aynı. İş tutuş şekilleri birbirinin kopyası.

Milletin oyuyla seçilen AK Parti iktidarını alaşağı etmek için her türlü organizasyonun içerisindeler.

Utanmasalar seçim kampanyalarını birlikte yönetecekler. Mitingleri birlikte düzenleyecekler. Seçmene birlikte seslenecekler.

Söylemler aynı, konuşmaların içeriği benzer, aynı şeyleri dillerine doluyorlar, papağan misali nereye gitseler aynı şeyleri söylüyorlar, konuşuyorlar.

Tek dertleri var AK Parti iktidardan gitsin. Onlara verilen görev bu çünkü.

Davutoğlu bu altılı çeteyi; CHP-MHP-HDP-paralel örgüt, Kandil, DHKP-C şeklinde tarif ediyor.

AK Parti karşısında ittifak içerisinde hareket eden bu yapı mensupları hiçbir şekilde birbirlerini eleştirmiyorlar.

Hatta öyle ki, bu ittifakı yalanlamıyorlar bile.

AK Partisiz Türkiye için anlaşmış durumdalar. Olası bir koalisyonda hep birlikte görev almaya hazır olduklarını görüyoruz.

Türkiye’de her yerde bu iddialar yüksek sesle konuşuluyorken, biri de çıkıp, hayır bu ittifak iddiaları yalandır diyemiyor.

Mesela MHP İl Başkanı Levent Bülbül, hipnozdan bahsederken acaba partisine dönük bu iddialar hakkında bir kez bile neden konuşmaz?

Bu iddialar eğer gerçeği yansıtmıyorsa, Milliyetçi Hareket Partisi, CHP ya da paralel örgütle birlikte hareket etmiyorsa, İl Başkanı Bülbül’ün bu iddiaları yalanlaması gerekmez mi?

Bülbül bu iddiaları neden görmezden gelir? Bülbül MHP’nin, devletin gizli toplantılarını uluslararası güçlere servis eden, devletin Cumhurbaşkanını, genelkurmay başkanını, anayasa mahkemesi başkanını hatta MHP’li vekilleri dahi dinleyip servis ettikleri iddia edilen paralel örgütle ittifak yapmalarının asla mümkün olmayacağını neden söylemez!

Bülbül son basın toplantısında AK Parti’ye çiğ patates yedireceklerini söylemiş.

Bu iddialar Bülbül için çiğ patatesin kimin yiyeceği konusu kadar önemli değil mi?