Seçim dönemlerinde maalesef kimi adaylar makul olan sınırları zorlayıp, irrasyonel savrulmalara kapılabiliyorlar.

Öyle şeyler okuyoruz, duyuyoruz ki insan ister istemez, karşısındakinin ya akıl sağlığını kaybetme durumuyla karşı karşıya kaldığını ya da yanlış siyaset algısının insanda nasıl bir hasara yol açtığını düşünüyor.

Burada yakınları siyasete girmiş olanlara büyük rol düşüyor.

Siyaset, Türkiye’de bir dönem anlamını yitirmişti.

Siyasetçi en güvenilmez insan olarak görülüyordu.

Nerede yapıldığı belli olmayan, kim tarafından servis edildiği hiçbir vakit anlaşılamayan, bir manipülasyonun parçası olarak kamuoyuna sunulduğu aşikar olan çakma anketlerde siyaset kötü gösterilir, asker ise en güvenilir kurum olarak lanse edilirdi.

Hamdolsun bu kabus gibi günler geride kaldı. Artık Yeni bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Daha özgür, daha adil ve daha yetenekli insanların görev başında olduğu üretken bir Türkiye.

Artık yeni Türkiye’de yeni bir siyaset anlayışı da gelişecek. Eski siyaset anlayışı son bulacak.

Siyaset ahbap çavuş ilişkisinden çıkıp hak ettiği, daha değerli olan bir alana doğru evrilecek.

Bunlar çok uzun süre içinde değil yakın zamanda olacak. Yeni Türkiye’de olacak.

İşte bu nedenle bugün siyasetin içerisinde yer alan kişilerin bu hususiyetlere daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Biraz daha derli toplu siyasetçi profilinden söz ediyoruz.

Seçim zamanı başarı elde etmek için aklına her geleni söylemeyen, söylediğinin gerçekleşme oranını hiçbir şekilde hesaba katmadan her türlü sözü verip sonra da açığa düşmeyen siyasetçiden…

Hulasa aklın başın yerinde olmasından bahsediyoruz.

Geçtiğimiz hafta içinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili aday adayı olarak başvuran bir siyasetçinin sözleri bana bunları hatırlattı. Maalesef hala eski alışkanlıklarla siyaset yapmanın ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

CHP Sakarya milletvekili aday adayı Elif Başer, yaptığı açıklamada aynen şu sözleri sarf etmiş;

“CHP Sakarya’da neden 7 yapamasın? Herkes 7 milletvekili için çalışıyor bizim gayretlerimizde bu doğrultudadır.”

Evet, 30 yıldan sonra ilk kez Sakarya’da bir milletvekili çıkarma başarısı gösteren partiden aday adayı olan hanımefendi, 7 Haziran seçimlerinde CHP neden 7-0 yapmasın diye soruyor.

Akla ziyan bir durum. İnsan gerçekten hayret ediyor!

Siyasette iddialı olmak elbette önemlidir. Ancak gerçekleşme ihtimali olmayan, hatta hayal olarak dahi ifade edilemeyecek bir şeyin peşinden gitmek de neyin nesidir?

Acaba Sayın Elif Başer bu sözlere kendi inanıyor mu? Peki kendi inanıyorsa CHP’nin son seçimlerde Sakarya’daki performansını hiç masaya yatırdı mı?

CHP 2002’de yüzde 6 oy almış bir parti. 2007 seçimlerindeyse oyunu arttırma başarısı göstermiş ve yüzde 9’a çıkartmış. CHP son genel seçimlerde, 2011’de ise yüzde 16 oy alarak 30 yıl sonra Sakarya’da milletvekili çıkartmış bir parti.

Yine 2004 yerel seçimlerinde yüzde 10 oy alabilen CHP, 2009 yerel seçimlerindeyse sadece yüzde 7 oy alabilmiş. Tam bir yıl önce yapılan yerel seçimlerdeyse CHP yüzde 9’da kalmış.

Şimdi siz milletvekili adayı olarak çıkıyorsunuz ve Sakarya’da 7-0 neden olmasın diyorsunuz!

Ve belki de bu açıklamalarınıza insanların inanmasını bekliyorsunuz, inanılır gibi değil.

Burada çok daha vahim bir durum var. Ona da kısaca değinmek istiyorum. CHP’nin Sakarya’da 7-0 yapabileceğini iddia eden CHP Milletvekili aday adayı Sayın Elif Başer, Trakya Üniversitesi’nde Uluslararası ilişkiler alanında doktora çalışması yaptığını ifade etmiş. Evet evet yanlış duymadınız. CHP’nin Sakarya’da 7-0 yapabileceğini iddia edecek kadar siyasetin ve Sakarya’nın dinamiklerinden uzak olduğu anlaşılan bu hanımefendi aynı zamanda doktorası olan bir isim.

Varın gerisini siz düşünün. Daha ne diyebiliriz ki!

CHP yıllarca Anadolu insanın değerlerine karşı gerekli hassasiyeti bir türlü gösterememişti.

Anadolu insanının değerlerini hakir gördü, değersizleştirdi.

Çobanın oyu dedi, göbeğini kaşıyan adam dedi ama bir türlü bu milleti anlama yoluna gidemedi.

Galiba uluslararası ilişkiler alanında doktora yapan CHP Milletvekili adayı bu hanımefendi de, Anadolu insanını pek tanıyamadığı için bu sözleri söyledi. Aksi takdirde bu sözlere kimsenin inanmayacağını bilir ve asla böyle temelsiz iddialar ortaya atarak hem kendisini hem de partisini kamuoyu nezdinde bu kadar zor duruma düşürmezdi.