“Sentetik Kannabinoid…”

Halk dilinde bilinen adıyla “bonzai.”

Yerel ve ulusal basında nerdeyse her gün bu illet yüzünden kontrolden çıkan, kendisinden geçen gençlerin kamera görüntülerine rastlıyoruz.

Özellikle gençlerin kullandığı bu sentetik uyuşturucu maddesi, esrara alternatif olarak piyasaya sunulduğu söyleniyor.

Bonzainin diğerlerine göre daha ucuz bir uyuşturucu olması pazar alanını da tüm ülkeye yayıyor.

Birçok gencin Azrail’i olan bu illetin üzerine çokça yazıldı, çizildi.

Toplum olarak artık bilmeyenimiz, ölümcül etkilerini duymayanımız kalmadı. Lokal anlamda başlatılan savaşlar ciddi sesler getirdi, örnek teşkil eden soğuk ölümler ise konuyu Meclis’e taşınması gereken öncelikli meselelerden biri yaptı.

Geniş çaplı önlemler sıralandı, Valilik ve İl Emniyet Müdürlükleri öncülüğünde gerekli PR çalışmaları, tanıtıcı uygulamalar ve saha çalışmaları gerçekleştirildi.

Sakarya’nın bonzai kullanma oranları istatistiğini ve Türkiye genelindeki konumunu ifade etmeye gerek yok.

Alınan önlemler ve torbacılara yönelik başlatılan savaş meyvesini verdi bunu da ifade etmek gerek. İstatistikler de doyurucu sonuçları gözler önüne seriyor.

Ancak bonzaiye karşı topyekun başlatılan bu kurtuluş hareketinin, sadece asayiş meselesi olarak değerlendirilmemesi gerekiyor. Bu maddeyi kullanan gençlerin çevre için ne kadar büyük bir tehdit oluşturabileceğini tabii ki tartışmıyoruz bile.

Ancak özellikle bu konunun Sakarya özelinde birçok muhatabı olduğunu söylemeliyiz. Valilik ve İl Emniyet Müdürlüğü’nü ifade ettik, Sakarya Üniversitesi, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, dernekler ve en önemlisi de vakıflara büyük görevler düşüyor bu konuyla ilgili.

‘Gençlik geleceğin tohumudur’ paydasında birleşen herkes bu konudaki sorumluluğunu bilmeli, özellikle vakıflar daha aktif olmalıdır diye düşünüyorum. Gerekli saha çalışmaları yapılmalı, temelinde ‘bilinçsizlik’ olan bu acil durumla geniş çerçeveli bir mücadele öncelikli olmalıdır.

Oturduğumuz yerden ‘Devlet bonzai çetesini çökertsin’ demekle bu iş olmuyor!

Herkes için topa girme zamanıdır!

Sakarya’da el ele verilerek bonzaiyle mücadele edilmeli, örneğin ilçe belediyeleri sosyal ve sportif çalışmalara daha fazla vakit harcamalı.

Merkezi ve yerinden yönetimlerin yaptığı hizmetler gerçek bir ruha sahip olmalı mesela. Bina yapmak sadece yeterli değil. Binalara kimlik kazandıracak işlerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda Sakarya’da boşluklar önemli adımlarla dolduruluyor altını çizelim.

Sanata kapı açan mekânlar, spor yapılabilecek alternatif alanlar ve yeni yaşam sahaları oluşturulması gerekiyor.

Lise sıralarında okul takımının oluşturulmamasını bahane ederek sigaraya başlayan binlerce genç var. Elbette altı boşluklarla dolu bu bahanelerde dahi spora vurgu yapılıyor.

Toplum olarak spora adeta bir ‘din’ olarak yaklaşım gösteriyoruz. Holiganizm ve anarşi bu sert damardan besleniyor bunu biliyoruz. Bu konuda da karar vericiler önlemlerini sıralıyor bu ayrı.

Demem odur ki sporu seven bir toplumuz. Bu alanda ciddi yönlendirme politikaları hayata geçirilerek, alternatifler umut edilen merkezlere toplanabilir.

Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin organize ettiği yaz spor okullarında yaklaşık 30 bin öğrencinin eğitim alması da bu söylemlerimizi güçlendiriyor.

Son söz olarak ‘bizi kim kurtaracak, var mı bir başka nesil?’ sorusuna ‘Asımın nesli’ diye cevap verebilmek istiyorsak gençlik için harekete geçmek zorundayız.

iletişim / [email protected] Twitter: @mahiroglu5454