Yarısını tamamladığımız Ramazan’ın şimdilik beni en çok etkileyen cümlesi kesinlikle başlıktaki bu cümledir. 80 küsur yaşındaki dedemle geçmiş Ramazanları konuşurken işittim bu özet cümleyi.

Hayatlarının her alanına sirayet etmiş yokluğu, 5 kişi oturdukları sedir başındaki o çaresizlikleri anlatmak için döküldü ağzından bu kelimeler.

Unun köy halkı için ne de zor bir bulunmaz olduğunu, değirmende buğday öğütme kuyruklarını ara ara dedemden dinlemek bugünüme şükretmek için kullandığım basit ve etkili yöntemlerden.

Dedem ve onun yoklukla geçen çocukluğu taze ekmeğe tatlı hürmeti sunarken; biz hallerimize şükretmekte ne de cimri davranıyoruz. Kendini bilen insanlar için özeleştiri su gibi bir ihtiyaç.

Oysa hayatlarımızda ne de çok şey değişiyor farkında olmadan. Dedem ve yaşıtlarının lüks tanımı taze ekmekle açıklanabiliyor. Düşünebiliyor musunuz? Belli ki o dönemlerde lüksü fazla yukarılarda aramaya lüzum yok.

Az biraz annemize babamıza, onların jenerasyonuna döndüğümüzde lüksün haftalık sinema ve ardından hamburger yemekle izah edilebildiğini görüyoruz. Veya muhallebi artık her neyse. Bunlar da şehirde yaşamış olanları için geçerli tabi. Hamburger yemenin dahi lüks olarak tanımlanabildiği bir hayat!

Yolun yarısını çoktan geçmiş bir yakınım da benzer olarak ‘Bizim zamanımızda 3 öğün yemek yiyebilmek lükstü’ diye bir şey söylemişti.

Geçmişin lüks tanımlamalarını internet çağının içine doğmuş yeni kuşaklara izah edebilmek ne mümkün. Hamburgere bir telefon kadar yakın olduğun bir zamanda! Ben ve yaşıtlarım dahi kimi zaman değişimin bu dev boyutlarını anlamlandırmada zorlanıyoruz.

Aslına bakarsak işin özü anlamlandırmalardan ziyade kendi benliğini bulabilmekten ve şükür etmekten geçiyor. Çünkü değişimin hızı ve kaçınılmazlığı karşısında ‘eller havaya’ demekten öte elden gelen bir şey yok.

Yani bu sersemletici etkiden ‘akışına bırakarak’ sıyrılabiliriz.

Bazı gazetelerde Ramazan buluşmalarına dair yer alan haksız yazılara binaen düşündüm tüm bunları. Şu ara haklı olarak belediyelerin, STK’ların, siyasilerin basın ofisleri iftar sofralarını haberleştirip servis ediyor.

Kullanılan dil de Ramazan’ın muhtevasına uygun olarak kardeşlik, huzur, bereket, teslimiyet, af ve mağfiret üzerine inşa ediliyor.

Çoluk-çocuk, genç-yaşlı her yaştan insana dair görseller, gazetelerin arasında gezdikçe karşınıza çıkan bu haberleri güçlendiriyor.

Özellikle Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin düzenlediği geniş katılımlı mahalle iftarlarına dönük yakıştırmalar yukarda saydığımız Ramazan içeriklerinin tam karşısına konumlanıyor.

Yani belediyeler kardeşlik, birlik derken; bazı yerel gazeteler sofraları şatafatla, lüksle itham ediyor.

Kime göre, neye göre lüks anlamış değilim. Ya da bu buluşmalarda kaç kez bulunulmuşta, tecrübeler habere konu edilmiş bilmiyorum.

Eleştirilere haksız diyorum çünkü bu sofralarda birkaç kez bulundum. Olgular ve algılar arasında keskin bir ayrım yapabiliyorum o yüzden.

Olgular kurulan sofraların Ramazan’ın toprağı ve nefesine uygun bir hal içerisinde olduğunu gösteriyor. İnsanlar dostları, akrabaları, eşleri, çocukları, sevdikleri, aileleriyle birlikte, bir aradalar.

Ancak algılar iftar masalarının boş olduğu, bunun beraberinde arta kalan yemekler üzerinden dev bir israf bayrağı açıldığını iddia ediyor.

Evet değişimin hızı ve kaçınılmazlığı gerçekten bizi birbirimizden uzaklaştırdı. Hep kullanılır ya ‘üst kattaki komşusunu tanımayan komşular’ türedi diye. Gerçekten halimiz öyle.

Ancak Ramazan’a özel kurulan bu sofralar iftar sofralarına 100’lerce TL veren günümüz lüks anlayışlarına, aykırılığa dur demesi açısından önemli. Bizi bir araya getiren güzel dakikalar bunlar…

İnsan mütevazı sofralarda ekmeğin tatlı gibi yendiği o sofraları da özlüyor. Bence kasıtlı üretilen bu haberlerin mimarlarına söylenecek söz belli: “Şatafatı başka yerlerde aramalı…”

Zira o sofralara şatafat severlerin uğradığı da yok. Bence bu güzel Ramazan günlerinde kendimize yeni lüksler aramak mantıklı değil.

Akışına bırakıp, kardeşlik havasını solumak herkes için en iyisi. Üstelik yemekler de gayet güzel…

TWiTTER: @MAHİROGLU5454

MAİL: OMERMAHİROGLU5454@GMAİL.COM