Sakaryaspor’da Olağanüstü Genel Kurul süreci mevcut başkan Selahattin Aydın ve listesinin zaferiyle sonuçlandı.

Beklenen bu sonuçla birlikte 5. kez başkanlığa oturan Selahattin Aydın jet açıklamasında tüm şehrin desteğiyle takımın eski günlerine geleceğini vurguladı.

Sakaryaspor konusunda mütemadiyen dillendirilen bu ‘tüm şehrin desteği’ eşittir ‘başarı’ denklemi oldukça önemli.

Denklemin bilinmeyenlerini daha yakından çözümleyebilmek için sezon başındaki süreci iyi anlamak durumundayız. ‘Vira bismillah’ denerek çıkılan o ilk günlere, transfer yasağıyla birlikte takımın ve yönetimin mumyalaşmak durumda kaldığı o günlere bir uğramak gerekiyor.

Sakaryaspor’un 2014-2015 sezonuna sağlıklı bir başlangıç yapabilmesinin ön koşulu neydi? Yaklaşık olarak 5 milyon TL! Maddi çöküş eşiğinden kurtulmak için sponsor arayışlarına başlandı. İşte o iş sponsor adayı firmaların Hasan Şaş misali kendilerine çalım atıp süreci sonuçsuz bırakmalarıyla sonuçlanmıştı. Çok değil geçen yıl bugünlerde listemiz alabildiğine bu tarz olumsuzluklarla uzayıp gidiyordu?

Dümeni aniden kıran ve kulübe nefes aldıran aşama Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun yerinde hamleleri neticesinde İş Adamı Orhan Kocabıyık’ın sürece dahil olması oldu. Kocabıyık sezon başındaki 5 milyon TL arayışlarına katkı sundu, takıma can suyu verdi, transfer açıldı.

Başkan Toçoğlu’nun girişimleri, Kocabıyık’ın hamleleri olmasaydı Sakaryaspor bu günleri görebilecek miydi? Sözün başında aslında sorulması gereken soru budur.

Sezon başında Toçoğlu-Kocabıyık girişimiyle başlayan Sakaryaspor’u yeniden şaha kaldırma hedefi kulübe katma değer sağlayacak yeni arayışlarla devam etti.

Bu süreçte esnaftan kulübe aktarılan karınca kararınca destekler, mobil aidat sistemi, ‘gel taşın altına sende bir el ver’ çabaları sadece o dediğimiz ‘hep birlikte başarı’ amacına hizmet sunmak içindi.

Çünkü konu ‘5 Milyon bulundu, haydi şimdi Nirvana’ya ulaşmaya’ konusu değildi!

Borçlar yapılandırıldı, mali disiplin öngörülebilir hale getirildi, kulübün kurumsallaşmasına dönük adımlar atıldı. Ama sorunlar bitmiş değildi. Bunu kaçırmamak gerekiyor. Durum 5 milyonla kurtarılacak kadar iyi değildi! Masadaki milyonlar derin bir ‘oh be’ çekmemize sebep olamadı.

Bundan sonra kombineler ve iş adamlarına yapılan çağrılarla kulübü mali konularda disipline etmeye çalışan yeni bir yaklaşım belirlendi. Bu doğrultuda kararlı adımlar atıldı.

Ve bugünlere bu yönetim tarzıyla gelindi. Yola çıkılan ilk günkü amaç ve halis niyetlerle yol alındı.

Gelinen noktada play-off finalinde 2. Lig için direkten dönmemize rağmen açıkça söylemek durumundayız; Sakaryaspor başarısız bir sezon geçirmedi!

‘Sakaryaspor’u benden çok seven bulamazsın’ demesine rağmen eliyle cebi arasına kilometreler girmiş kerli ferli abilere inat Sakaryaspor başarılı bir sezon geçirdi!

Tribüne angaje olanlar; Selahattin Aydın başta olmak üzere Zeki Toçoğlu ve Sakaryaspor’un iyiliği için çalışanları iğnelemekten başka ne yaptılar?

Bir kulüp başkanından kulübü tribünün diliyle yönetmesini beklemek nasıl izah edilebilir! Tribün liderleri ve avanelerinin bazı kırılma anlarında takındıkları tavırlar da gerçek Sakaryaspor sevdalılığına yakışmadı!

Bu anlamda kestirmeden ifade edilebilir; ‘Ne olursa olsun Sakaryaspor’u sahipsiz bırakmayacağım’ diyen Başkan Toçoğlu, başta dediğimiz o ‘hep birlikte başarının’ mimarı oldu.

Sakaryaspor’un iyiliği için yapılması gereken ilk gün neyse şimdi de aynı; ‘birlik.’

Geride bıraktığımız yıllarda da bu temennilerle yola çıktık. Yumrukları sıktık ‘haydi’ dedik. Sonuç bir iki kararlı duruş dışında elimizde patladı!

Şimdi Selahattin Aydın’lı yeni bir süreç daha başlıyor. Geçtiğimiz yılın aynı dönemindeyiz. Yine ihtiyacımız aynı; ‘birlik.’

Artık pusulalar kayıtsızlığa, kulübü ‘benden sonrası tufan’ bananeciliğine ve Sakaryaspor’un çöküş istikametine sabitlememeli!

Geçmiş dersleri gelecek hayalleri konuşmakla güzel. Sakaryaspor konusunda hayalleri gerçekleştirmek de işte tam bu birliğe bağlı!

Tüm çevreler, aktörler ve bireyler için kaprislerden arınma zamanı!

Kulübün eski başkanlarından Recep Hacıeyüpoğlu’nun da dediği gibi; “Şimdi Sakaryaspor’un bu şehrin markası olduğuna inanan herkesin görevi bellidir; kulübümüze daha fazla sahip çıkmak.”

Bu markanın ihtiyacı olan tamda budur.

‘Denedik, yaşadık, yazdık’ dememek için harekete ihtiyacımız var! Vakit zaman geldi de geçiyor bile…

TWiTTER: @MAHİROGLU5454

MAİL: OMERMAHİROGLU5454@GMAİL.COM