Büyükşehir ve Adapazarı Belediyelerinin Uzunçarşı Rehabilitasyon Projesi’yle ilgili atmış olduğu ciddi adımlar bir haftadır konuşuluyor.

Takip ettiğim kadarıyla STK’lar ve gazetecilerin ortak kanaatini projenin ‘tarihi bir fırsat’ olduğu yorumları oluşturuyor. Dışarıdan bakan çok sayıda vatandaş da dönüşüm projesinin bir an önce hayata geçirilmesini diliyor.

Hafta boyunca yapılan tüm haberlerde özellikle karar vericilerin oldukça gerçekçi bir tavır takındıkları ifade edildi.

Projenin merkezinde bölge esnafı yer alıyor. Ancak esnaf, söylenmesi gereken tüm ayrıntıların ifade edilmesine rağmen, projeye hala temkinli yaklaşım gösteriyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Toçoğlu ve Adapazarı Belediye Başkanı Dişli’nin geçtiğimiz hafta esnafla bir araya geldiğini biliyoruz. Toplantıdan ‘oluru verin, tarihi adayı dönüştürelim’ sonucunun çıktığı da ilan edilmişti.

Esnafın cebinden çıkabilecek cüzi miktarlar açık açık ifade edildi geçtiğimiz hafta. Proje şayet hayata geçirilebilirse, ‘esnafın cebinden büyük meblağlar çıkmayacak’ dendi. Neredeyse böylesi büyük bir proje esnaf için bedavaya gelmiş olacak anlayacağımız üzere.

Çarşıda birebir görüştüğüm esnafın da ortak kanaatini projenin gerçekleşebileceğine olan inançsızlık oluşturuyor. Esnaf, yıllardır belli aralıklarla gündeme taşınan bu dönüşüm hareketinin ruhsuz bir hafıza yenilenmesi olarak kalacağını düşünüyor.

Bu büyük proje gerek esnaf gerekse de karar vericiler tarafından gerçekleşemez olarak değerlendiriliyor.

Esnafın gözden kaçırdığı şöyle bir gerçek var. 30 Mart öncesinde Başkan Toçoğlu meydanlarda daima şunu söylüyordu: ‘Arkadaşlar, biz yapamayacağımız işin sözünü vermeyiz.’

Bitti!

Kendi kişisel gözlemlerim Başkan Toçoğlu’nun bu konuda oldukça ilkesel bir çizgi takip ettiği yönünde.

İlk günden bu yana şehirde var olan sivrisineklerle tek tek mücadele etmek yerine bataklığı kurutma politikaları takip ediliyor. Ben bu açıdan Başkan Toçoğlu’yla bu tarihi projenin olura ereceğinin geniş bir yelpazeden düşünülmesi gerektiğini söylüyorum.

Tarihi adadaki çirkin yapılaşmanın şehirleşme vizyonumuzla çelişkisini görmek gerekiyor. Bölgede imar konusundaki derin ihlallere de değinmek gerek. Ancak şimdi güzel şeyler konuşma zamanıdır.

Geçtiğimiz haftaki toplantıdan çıkan sonuç, esnafın bir hafta düşünme kararı almasıydı. Bir haftalık süre tamamlandı. Yarın yeniden belediye başkanları ve bölge esnafı bir araya gelecek.

Esnaf kararını açıklayacak. Evet veya hayır. Ortasında bir cevabın, askıda kalma durumlarının asla kabul edilmeyeceği geçtiğimiz hafta üstüne basa basa ifade edilmişti.

Masadan tek bir cevap çıkacak ve anlayacağınız yarın Sakarya için büyük bir gün olacak.

Estetik ve mimarinin göz ardı edilmediği, gurur duyulacak bir şehircilik anlayışına varız denecek mi peki?

Şehre dokunmayan, bize temas etmeyen o ruhsuz yapılar içerisinde ruhlarımızın ezilmesine hala göz mü yumulacak?

Artık her alanda büyük bir markalaşma yaşandığını söylemeye lüzum var mı?

Yaşanan böylesi bir süreçte ‘şehrimize merkezi bir konum yakışır’ diye düşünerek fena mı yapıyoruz?

Boş laflar içinde kaybolup, her şeye hayal mantığıyla yaklaşmak bize yol aldıramaz. Bu işi başlamadan bitirmek dışında bir anlam taşımaz.

Şehrin estetik kaygılarına çözüm üretmek sadece ‘sen yap olsun’ düşüncesiyle de gerçekleşmiyor. Toplumsal vicdanı arkasına alan ellerin taşın altına yanaşması gerekiyor.

Beklentimiz esnafın sorumluluk bilinciyle elini taşın altına koymaktan kaçınmamasıdır. Sonuçta bu büyük projeyle kazanan hep birlikte Sakarya olacak.

Haydi hayırlısı…

iletişim / [email protected] Twitter: @mahiroglu5454