İlçe kongreleri, teşkilatların ana kademe ve il başkanlığı seçimleri derken siyaset arenası hiç olmadığı kadar sıcak gelişmelerle yoluna devam ediyor.

Parti içi hizipleşmeler, aday isimlerin etrafında gelişen ‘kimin adayı?’ soruları yoğun gündemimizin omurgasını teşkil ediyor.

Gerek iktidar gerekse de muhalefet partileri için bu yenilenme dönemleri oldukça önemli. Bu gibi kırılma anlarında gerektiğinde herkes yanı başındakine tekme atabiliyor. Siyasi ikbal dediğimiz doyumsuzluk beyinleri yönetebiliyor.

Siyasetin ahlaktan bağımsız ele alınamayacak bir kavram olduğu konusunda hem fikiriz. Ancak ne hikmetse siyasetin merkezine ne kadar ahlakı koymaya çalışırsak, o kadar doyumsuz karşı refleksle karşılaşıyoruz.

Dayıcıkların eteklerinde ‘hani bana’ kafasıyla yol alanları da görmek mümkün oluyor, parti içi söylem birliğine inat doğmuş müzmin siyasetçileri de.

Çoğu zaman siyasetin ana damarını ilkesizlikle özetliyoruz. Tüm bu olumsuz gidişatın kime yararı olmuş veya olacak elbette tartışılır.

Ancak bu sıkıcı gündem içinde güzel olan bir şeyler de var:

AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Zehra Hatipoğlu ve ekibi…

Hatipoğlu siyasette iddialı olduğu kadar, hayatında da oldukça tevazu sahibi bir çizgi izliyor. İddialı bir şekilde siyasetin erkeklerin işi olmadığını gösteriyor. Adeta bisküvi reklamında dendiği gibi ‘anne eli değmiş’ bir siyaset inşa ediliyor. Kırmadan, dökmeden, dolanmadan, saklanmadan …

Erkekleşmiş kadın siyasetçilere inat, gerçek bir hanımefendi gibi siyasetini idame ediyor. Ekibi de oldukça canlı ve heyecanlı. AK Partili hanımların üzerinde bu zamana kadar (üst üste gelen bu kadar seçime rağmen) hiç ölü toprağı görmedim.

Zehra Hanımın sık sık söylediği gibi, hanımlar beşik de sallıyor, Dünya’yı da…

AK Parti bugün Sakarya’da her seçim sonrasında Türkiye ortalamasının 8-10 bandı üstünde bir oy alabiliyorsa, bu AK kadınların üstün dava şuurundan ileri geliyor.

Zehra Hanım inanmışlığın en güzel tablosunu 30 Mart’ta inşa etti. En azından benim gözlemlerim o yönde. Sakarya’nın arşınlamadık sokağını bırakmadılar, girilmedik ev, hasbihal edilmedik teyze yoktu.

Adeta seçimin dinamosu oldular. Meydanlarda harala gürele dövüşen erkeklere inat, ilkeli olmayı tercih ettiler. Tüm bu yorumlar, bu zamana kadar takip edilen sistem dâhilinde güncelliğini koruyor.

‘Hanımların bu sessiz devrimi ne kadar konuşuluyor veya fark ediliyor?’ bu da ayrı bir mesele. Doğru işler nedense hiçbir zaman yanlışlar kadar rağbet görmüyor!

Kimse başkalarının saygısını kazanabilmek için kendisini inkar etmek zorunda değil. Şöyle bir çevrenize bakın böylesi dönemlerde. Herkes anlamsız inkârların izinde siyaset harcını karıyor! Yada kardığını sanıyor!

Kadın kolları ve Zehra Hatipoğlu bu zamana kadar hep doğru işleri yaptılar. Yakından izliyorum ve hiç şahit olmadım, rövanşist bir dil asla kullanmadılar. İtikadı sağlam insanlar olarak güçsüzü oynamadılar, kendilerinden emin bir duruş sergilediler.

Şimdi Zehra Hanım aynı sessizlikle kadrosunu yeniliyor. Kırmadan, dökmeden bir süreci daha nihayete erdirmenin mücadelesini veriyor. Doğru yerde ve doğru zamanda yerinde açıklamalar yapıyor. Hiçbir zaman erkeklerin kavgasının tarafı olmuyor, hanımlığını bozmuyor!

Takdir ediyor ve helal olsun diyorum.

Hal böyle olduktan sonra yedili sıfırlı hedefleri komik bulanlar, AK Partili hanımları daha ne kadar güldürecek göreceğiz…

iletişim / [email protected] Twitter: @mahiroglu5454