AK Parti özellikle son yıllarda baskın bir şekilde siyasetini ‘Yeni Türkiye’ sloganı çerçevesinde inşa ediyor.

Yeni Türkiye; ileri demokrasiyi temel alan, evrensel insan hak ve özgürlüklerini referans edinmiş, ekonomik kalkınma ve küresel güç olma yolunda Türkiye’yi inşa etmenin mücadelesi olarak ifade edilebilir. Basit bir şekilde Yeni Türkiye’yle bu birkaç ilkeyi anlayabilmek mümkün!

‘Yeni Türkiye’, Türk siyasal hayatının belli dönemlerinden aşina olduğumuz bir hedef. İlk kez konuşulan bir gayeyi ifade etmiyor.

Kurtuluş Savaşı’nın ardından siyaseti eline alan yönetici kesim de Yeni Türkiye’yi inşa edeceği üzerinden bir siyasi dil kullanıyordu.

‘Hakikat özdedir’den beslenen bu coğrafyanın insanlarını özüyle, kimliğiyle buluşturamayan cumhuriyetin bu ilk Yeni Türkiye tecrübesi kör bir vesayete kurban gitti.

Bu yeni Türkiye’de bir türlü ‘biz’le buluşamadık. Çünkü kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi unutmuştuk.

Dünün Yeni Türkiye’si günümüz Yeni Türkiye hedefinin beslendiği temel ilkelerden yoksundu. İleri demokrasi ve küresel güç merkezi olma iddialarına çok uzak gelişmelerle karşı karşıya kaldı.

Belki de cumhuriyet tarihinde ilk kez Yeni Türkiye hedefiyle yola çıkan kadroların reel politikte bu hedefi gerçekleştirebileceğine yakından tanık oluyoruz.

Geçmişin mağdurları bugünün mağrurlarını oynamıyor. Tarihsel arka plandan beslenen gerçekçi siyasetin üzerine yeni bir Türkiye’nin inşa edilmesi hedefleniyor.

Ülkesi ve Dünya’ya karşı ilgisiz olmayan insanlar yeni Türkiye’nin sadece türlü soyutluklarla ifade edilebilen bir kavram olmadığını biliyor.

Somut göstergeler üzerinden kararlı bir hedefin mücadelesinin verildiği oldukça açık. Kuru hamaset yapan Türkiye inşacılarının aksine belirlenen hedeflere ilişkin kararlı politikalar hayata geçiriliyor.

AK Parti özellikle Genel Seçim sathı maline girdiğimiz şu günlerde, Yeni Türkiye sloganının anlaşılabilirliğine yönelik adımlar da atıyor.

Genel Seçimler sonrasında AK Parti lehine oluşacak herhangi bir tablo sonrası Yeni Türkiye’nin temel argümanları kapıda bekliyor olacak.

Yeni bir anayasayla hukuki zeminini hazırlayacak Yeni Türkiye süreci, sistem kargaşası ve yeni bir düzen ihtiyacı temelinde gelişecek.

Bu minvalde Genel Seçimler için özellikle iktidar partisi açısından milletvekili adayı olarak gösterilecek isimlerin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

Genel bir değerlendirme yapmak yerine geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber üzerinden konuşmayı yeterli görüyorum.

Haberde Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü Kemal Öztürk’e AK Parti’den aday adayı olması için ciddi bir kamuoyu baskısı yapıldığı iddia ediliyordu.

Basına yansıyan haberlerden de Öztürk’ün adaylık konusunda olumlu düşünceler içerisinde olduğu bilgisine ulaşabiliyoruz.

Yeni Türkiye’yi inşa etme hedefinde olacak bir meclisin manevra gücü yüksek isimlerden oluşması gerektiği çok açık. Bürokraside yıllanan, ‘657 mantığıyla’ sallanıp durmuş isimlerin yeni Türkiye hedefine pek de bir şey katabileceğini sanmıyorum.

Bu yüzden AA’nın başına geçtiği ilk gün itibariyle ajansın küresel itibarını arttıran, kurumu Yeni Türkiye’nin hedefleriyle benzer bir çizgiye oturtan Kemal Öztürk’ü Yeni Türkiye’nin içini dolduracak bir isim olarak değerlendiriyorum.

Kemal Öztürk gerek kan ve gözyaşıyla beslenen ümmet coğrafyasındaki uluslar arası habercilik başarısı, gerek Ak Parti’nin mazlumun sesi olma yolculuğunu AA’nın global başarısıyla Dünya’ya taşımış bir isim.

Hukuki altyapıyı besleyecek hukukçu kurmaylara olan ihtiyaç kadar, Ankara kulisleri ve ağır toplara yakınlığıyla iyi işler çıkarmış isimler de Yeni Türkiye yolunda önemli bir kazanımdır.

Demem o ki; Öztürk, Yeni Türkiye için bir şans olabilir.

iletişim / [email protected] Twitter: @mahiroglu5454