Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 40. muhtarlar buluşmasında içlerinde Sakarya'lı muhtarlarında bulunduğu Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, Hakkari, İstanbul, Kahramanmaraş, Kastamonu, Malatya, Manisa ve Siirt’ten gelen muhtarlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece muhtarlar toplantımızın 40’ını çıkartarak bir dönüm noktasını geride bıraktık. Ülkemizdeki 50 bini aşkın muhtarımızın tamamıyla bir araya gelmek üzere çıktığımız bu yolda bugünkü toplantımızla birlikte 20 bine yaklaştık. Hedefimiz 2019 Kasım ayına kadar tüm muhtarlarımızla bir araya gelmiş olmaktır” dedi.

40. muhtarlar buluşmasının 19 Ekim’de planlandığını, fakat Türkiye’ye gelen Nijerya Cumhurbaşkanını misafir edeceği için bu toplantının bir gün öne alındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Ekim Muhtarlar Gününüzü tebrik ediyorum” diye konuştu.

Türkiye’nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile yıllarca birlikte yaşadığını ve çok güzel işbirliği yaptığını belirten Erdoğan, “Bugün Kuzey Irak’ta insanlar huzur ve refah içinde yaşıyorsa bunda en büyük pay sahibi bilmeseler de Türkiye’dir. Mali yönden sıkıştılar, ‘memurlarımızın maaşın ödeyemiyoruz’ dediler, sizden kredi istediler, biz kendilerine ciddi mana kredi verdik, kimse vermedi ama biz verdik” dedi.

Dün Kuzey Irak Yönetimine muhabbetle bakan Türkiye’nin bu gün sınır kapılarını, hava sahasını kapattığını kaydeden Erdoğan, bu sorunun cevabını Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin vermesi gerektiğini belirtti. Erdoğan, “Meseleyi bu noktaya getiren onlar. Bölgenin farklı kimliklerden oluşan yapısını dikkate almadan, buram buram fırsatçılık kokan bir acele ile hareket edenler tarih önünde hesap vereceklerdir. Kalkıyor ‘Kerkük benim’ diyor. Sen hangi hakla ‘Kerkük benim’ diyorsun, Kerkük’te senin tarihin var mı? Ne işin var senin Kerkük’te. Kuzey Irak Yönetiminin olduğu bölgede otur icraatını yap, ne işin var Kerkük’te. Biliyorsun orada kimlerin hakkı var. İnsanları zulüm ile terbiye etmeye kalktılar. Irak’ta bu sebeple dökülen her kanın sorumlusu Bölgesel Yönetimdir. Henüz bir terör örgütünün tasallutundan tam olarak kurtulamamışken, PKK gibi sicili kabarık ve eli kanlı bir örgüte alan açanlara elbette göz yummayacağız, müsamaha göstermeyeceğiz. Biz orada PKK’yı, DEAŞ’ı, Suriye’de PYD-YPG’yi, hiç birini de orada tasarruf alanında yetki kullanımına müsaade etmeyeceğiz. Kararlı bir şekilde bu işleri takip ediyoruz, yeri geldiğinde ‘bir gece ansızın geliriz, gereğini de yaparız. İdlip’te yaptık, daha önce El Bab’ta, Rai’de yaptık, bundan sonra da yaparız. Söyleye söyleye girilmez, bir gece ansızın girilir. Kararlıyız, bu nefsimiz için, şahsımız için değil, oradaki mazlumlar için. Suriye’de oynanan oyunun bir benzerinin Irak’ta gönüllü figüranlığına soyunanlar buna uygun muameleye de razı olmalıdır. Bu tür ihtirasla hareket edenler en büyük zararı kendi halklarına veriyorlar. Kuzey Irak halkının da huzuruna ve refahına yönelik bu yanlış politikaya karşı sesini en kısa sürede yükselteceğine benim inancım tam. Zira yukarıdan gıda, ilaç, elbise artık girmeyecek, hava sahası artık kapalı. Erbil’den bir yere uçuş olamayacak. Çünkü en önemli hava sahası biziz. Biz merkezi yönetime gıda, ilaç, ihtiyaçlarını göndereceğiz. Merkezi yönetim, Kuzey Irak halkına gerekli olan yardımı oradan yapacak. İnsani noktadaki hassasiyetimiz yine devam edecek. Kuzey Yerel Irak Yönetiminin başlarına neler getirdiğini halkın görmesini, halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz. Çünkü halk eğer kendisini adil bir şekilde yönetemeyen bu tür yöneticilere gereken dersi vermeyecek olursa kusura bakmasınlar. Suriye’de bir terör örgütü aracılığıyla yabancı güçlerin elinde oyuncak edilmeye çalışılan Kürt kardeşlerimizin de en kısa sürede kendi gelecekleri için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum. YPG-PYD, bunlar maalesef oradaki samimi Kürt kardeşlerimizi istismar eden terör örgütleridir. PKK’nın yan kuruluşudur. ‘Ben Kürt’üm ama YPG’ye, PYD’ye bir şey demeyin.’ Kürt kardeşlerim, kusura bakmayın, bu teröristleri savunuyorsanız burada yollarımız ayrılır. Benim için Kürt, Türk, Laz, Çerkez ayrımı yok. Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. ‘Kürt’üm’ demek en tabi hakkındır, ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir, ‘Türk’üm’ demek en tabi hakkındır, ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Bunlar bölücülüktür. Rabbim ‘biz sizi kavimlere ayırdık, iyi anlaşasınız, tanışanız diye’ buyuruyor. Üstünlük takva ile. Kim takva itibariyle üstünse Allah’a en yakın olan da odur. Türkiye Kuzey Irak’taki ve Suriye’deki tüm kardeşleri gibi Kürtlerin de kadim dostudur. Herkes yalnız bıraktığında buralardaki kardeşlerimizin yanında biz vardık, bundan sonra da herkes çekip gittiğinde başbaşa kalan yine biz olacağız. Bizim gönül dünyamızda, kollarımızda kardeşlerimize açıktır. Yeter ki bizi can evimizden vurmaya teşebbüs eden politikalara itibar etmesinler, bu tür girişimlerin içinde yer almasınlar. Biz paylaştığımız ortak geçmişi daha aydınlık, mutlu, müreffeh, ortak geleceğe taşımaya hazırız. Selahhidin-i Eyyubi’nin, Alparslan’ın, Yavuz’un Abdülhamid’in beldelerine yakışan budur. Türkiye çevremizde yaşanan tüm bu kaosun, oyunların üstesinden gelecek güce sahiptir” ifadelerini kullandı.