Milletvekili aday adayı sayısında şimdiye kadar görülmeyen bir artış oldu. Bu niceliksel artış, AK Parti’nin her şeye rağmen genel anlamda başarılı olduğunu kanıtlıyor, iktidarı sürdürebileceğine inancın olduğunu gösteriyor. Yani İktidarı tekrar elde tutabilecek bir güce sahip olduğu imâsı taşıyor.

İşin bu tarafı, siyasal bir parti için son derece olumlu, güzel, kulağa hoş gelen şeyler fakat her zaman niceliksel artışın, niteliksel bir artış getirdiği şüpheli. Bazen birinin girdiği kapıdan, diğeri kaçıveriyor.

Tarih boyunca kitle partisi olma ile ilke partisi olma arasında benzer gerilimler yaşanmıştır zaten. Sonuçta; kitle partisi olanlar, kısa vadede kârlı çıkmıştır. Uzun vadede ise elde edilen kârlar pek de umulduğu gibi çıkmamıştır. Kârlar kişisel kalmış, zararlar ise toplumsal hesaba yazılmıştır.

Siyasetin doğası gereği pratikten hareket etmesi; menfaatleri, hesapları… vb. şeyleri ön plana sürüyor. Lâkin hareket ettiği yerle vardığı yer, birbirinden çok farklı olur. Bu yüzden onun ortaya çıkardığı neticeleri; hesap yapanlar değil, hesaba çekilenler öder. Yani hesap yapanlar, fatura ödetirler. Şimdi bu çerçeveden bakılınca AK Parti’nin kabarık, uzun aday listesinde farklı detaylar göze çarpıyor.

AK Parti’nin aday listesindeki bazı isimler evlere şenlik cinsinden. Bazı isimler ise gerçekten o makamın hakkını verebilecek cevval kişiler: Etrafta kimseler yokken yani makam ve mevki pazarlık konusu edilmemişken; mazlumun yanında yer alan, mücadele veren, asıl siyaseti üreten kişiler. Bu kişilerin isimlerini vermeye gerek yok. Goy goyculuğa, yalakalığa, şak şakçılığa gerek olmadığı gibi. Tıpkı Ahlakta olduğu üzere siyasette de insan, değerli şeylere ulaşmak için yasanın ya da piyasanın gereği değil kendiliğinden fiilde bulunduğunda daha erdemli olur. Ahlakı zorlayan şey; yasa, siyaseti zorlayan şey ise piyasadır. Yasanın zemini serttir, piyasanınki oynak, gevşek ve kaygan.

AK Parti popüler ve sayısal şeyleri olması gerektiğinden daha ciddiye alınca evlere şenlik tiplerden kurtulamadı. Bu tipler, AK partiye hizmet aşkıyla, şevkiyle yandığını her fırsatta beyân eden Şark kurnazları. AK Parti bu zevatların isimlerini kabul etmekle “Dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan olacağı” benzer.

AK Parti bunlardan faydalanmak yerine onların AK Partiyi kullanacağı açık: Piyasa yapmak, reklam yapmak için her türlü ayak oyunlarıyla partinin arkasına sığınılarak partiyi daha fazla kullanma şansı elde edilmiş görülmektedir. Her dönemin adamı olan tipler, AK Parti’nin de adamı olmaya koşmuştur. Hatta içlerinden biri belediye seçimlerinde otobüslerde elinde mikrofon “şehri karanlığa, geriye götürmeyin!” diye çığırtkanlık bile yapmıştır.

Karanlık ve geri dediği şeyle kastedilen, dönemin söylemi olan “İslâm-Müslümanlık”tır. Nerden nereye değil mi?! AK Parti aşkı her şeyi unutturmuşa benziyor. İçlerinden bazıları, “ismim burada geçsin, tanınayım, bilineyim sonra falanca yerdeki müdürlük mevki makam kolay olur” hesabındadır.

Kişisel dümenlerin tezgahların siyasette yer alması bir anlamda anlaşılır bir şeydir. “Siyaset zaten böyle bir şeydir” diyen biri, siyasetin çıkara dayanan işleyişine işaret ettiği için çok da yanlış söylemiş olmaz fakat burada “anlaşılmayan şey” kitle partisi olma düşüncesinin yol açtığı tehlikelerdir ve bu tehlikelerin fark edilmeyişidir. “Yeni Türkiye” iddiasında olanlar, eski siyaset tarzını hem de kaba şekliyle yürürlüğe sokmuştur. AK Partiyle alakası olmadığı halde, sırf oy potansiyeli olduğu için AK Partiye davet edilen, kaçıncı sıradan milletvekili olunacağı pazarlığı yapılan kişi listede yer almış, partide kahraman gibi karşılanmıştır. Madem güç herşeyi belirliyorsa, insanların o güce ulaşması için; yalan, dolan, alçaklık, sahtekarlık, hırsızlık, arsızlık…vb gayrı ahlaki şeylerin peşinde koşması, neden kötü olsun?! Yeni siyaset -yeni Türkiye bunlar üzerine mi inşâ edilecek?

AK Partiyi farklı kılan, siyaseten daha kuvvetli ve geniş temsil gücü kazandıran, Türk siyasetinde bazı önemli ezberleri bozabilmesini sağlayan unsurlar, giderek silikleşmeye ya da tahrif olmaya başladı: bizler AK Partiyi Türk siyasi yapısında yapmak istediği değişimler nedeniyle sahiplendik. Yani Türk siyasetinin temelini oluşturan; halka düşman, ülkenin bütün imkanlarına ipotek koyan, katı hiyerarşik örgütlenme modeli olan O sınıfı değiştirmek için verdiği mücadeleden dolayı siyasi bir partiden daha fazla anlamla sahiplendik.

AK Parti’nin gerçek gücü de Türk siyasetinde yönetilenlere karşı yabancılaşan odaklara karşı açtığı savaştır. Lâkin milletvekili aday adaylığı listesinde bazı hacı yatmaz ailelerden (yani her dönemde kazanan, her iktidarla bağlantısı olan, her partide bir aile fertlerinin yer aldığı zengin aileler) isimlerin olması, ümit kırıcı olmuştur. Burada mesele, ismi geçenin şahsıyla ilgili bir şey değildir, yapının nasıl üretildiğidir. Beyaz Türklerden bıkıp bezenlerin, onun daha kaba, daha kötü farklı bir modeliyle karşılaşmak isteyeceği şüphelidir.

AK Parti’nin aday listelerinde üstü çizilip elenen şeyler, bizlerin altını çizip üzerinde yeterince düşünmemiz gereken noktalar olduğunu gösteriyor.

Twitter: @servetkzlay