Gündem hızla değişiyor diyeceğim ama dilim varmıyor, nasıl varsın ki gündem hızla değişmiyor sanki ışık hızı ile değişiyor ya da değiştiriliyor…

Bazen demokrasilerde bir nefes almak gerekir diyen yazar çizerler var ve uzun süre iktidar olunamayacağı algısı ile millete mesaj vermek istiyorlar…

Nefes almak…

Yani uzun süre milletin verdiği oylar ile iktidar olan ve milletin beğenisi ile iktidar olmaya devam eden bir siyasi partiye nefes al demek hangi demokrasilerde var…

Oturup düşünmek lazım…

Uzun süre iktidarda kalan ve yıpranmadan hizmete devam eden, ayrıca yapılan her seçimde oylarını ciddi manada artırarak “milletin hizmetkarı olmaya adayım” diyen Ak parti önümüzde ki yapılacak olan yerel seçimlerde de her şeye rağmen oylarını ciddi manada artırarak “ durmak yok yola devam” diyecek…

Herşeye rağmen…

Yerel seçimlere “genel seçim” havası veren bir seçim tablosu var orta yerde ve bu orta yerde yerel seçimlere hazırlanan belediye başkan adayları ile belediye meclis üyeleri gündemde değil, ya kim ortada siyasi partilerin ta kendisi…

Yarış belediye başkan adayları arasında geçmiyor ve dolayısı ile halk da aday yerine partisine oy verecek ve partisinin Türkiye genelinde alacağı oy oranının önemini kendince yorumlayacak…

Kısaca güç gösterisi diye biliriz. Önemli olan parisinin adayının kazanması değil, partisinin kazanması olarak algılanıyor…

Ak partinin nefes almasını arzu edenler Ak Parti ne kadar az oy alırsa, güç kaybederse genel seçimlere dolayısı ile de bir kan değişikliği yani muhalefet partilerinin birlikte iktidara gelme umutlarının artıcağını var sayıyor…

Neden nefes almak ihtiyacı duysun ki…

Yerel seçimler öncesi birileri düğmeye bastı ve Ak Partinin içinde de olan ihanet şebekeleri bir anda iş birliklerini alenen ortaya koydu ve her alanda Ak partinin ve yöneticilerinin yıpranması için, oylarının düşmesi için ciddi bir organizasyon yapıldı ve harekete geçildi… 17 aralık sebol bir tarihtir. 17 Aralık öncesini ve MİT operasyonu ile 17 Aralık tarihleri arasında yaşanan olayları çok iyi analiz etmeliyiz…

Ak Parti içinde bulunan ihanet şebekesi Ak Partinin ve Erdoğan’ın bu olayları ciddi bir şekilde okuması engelendi ve yavaş yavaş oluşturan algının Ak Parti ve Etdoğan için olumsuz olacağını göstermemeye çalıştılar… Öyle bir organizasyon ki sinsice ve virüs gibi… Ne hastalığı gösteriyor ne de sağlıklısın diyor…

Seçimlere iki hafta gibi bir süre kaldı…

Meydanlar hareketlendi… Ak Partinin oylarının düşmeyeceğini gören” dik dur eğilme bu millet seninle” diyen meydanlar ana ve diğer muhalefet partilerini telaşlandırıyor… Okyanus ötesi de bu güne kadar ne filistinde, ne suriyede ölen binlerce çocuğun ölümüne tepkisiz kalırken “ gezi olaylarında” başından yaralanarak ve seçime iki hakta kala bitkisel hayatınına fişi çekilerek son verilen genç için taziye mesajı yayınlayarak “hükümetin vicdanından” bahsediyor…

Bütün gençler bizim…

Kan akmamalı, her şey dozunda olmalı. Her kim meydanları tahrik ediyorsa bilin ki kendisi ve yandaşları rahata kavuşacak, diğerleri ne olursa olsun…

Demirel 12 Eylül de “ 12 eylül öncesi yani bir gün öncesi binlerce genç sokaklarda ölürken ihtilal oldu ve kan birden kesildi. Olaylar bıçak gibi kesti” diyor…

Neden Kenan Evren Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otursun diye binlerce genç sağ-sol demeden can verdi, canına kıyıldı…

Aynı oyunu oynayanlar milletin adına değil kendi menfaat ve çıkarları için gençlere meydanı gösteriyor…

Lütfen sandığa ve sandıkta hesaplaşmaya…

https://twitter.com/TurgutTUNA2