Avukatlık meslek sorunları ile çeşitli konuların görüşüldüğü ziyarette ana gündem maddelerinden biri olan Geyve ilçesine yeni Adliye Binası yapılması konusunda da Bakan Yardımcısı Seferinoğlu ile fikir birliğine varıldı. Sakarya Barosunun konuya ilişkin Adalet Bakanlığına sunduğu raporda yer alan bilgiler ise şu şekilde açıklandı.

1-SAKARYA MÜSTAKİL ADLİYE BİNASI SORUNU:

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, adalete erişim ve bu kavramlarla yakın ilişkisi bakımından müstakil adliye saraylarının gerekliliği noktasında Sakarya özeline baktığımızda; Ülkemizde özellikle önceki dönemlerde Adalet Bakanımız olan sayın Cemil Çiçek dönemi ile başlayan süreçte birçok ilimizde adliye binaları tamamlanmış hatta ilçelerimizde adliye binalarımız tamamlanarak hizmete sokulmuştur. Bu bağlamda Akyazı, Sapanca, Hendek, Ferizli ve Kocaali, Karasu ilçelerimizde adliye binaları Adalet Bakanlığımızca çok kısa sürelerde yapılarak hizmete sokulmuştur.

2003 yılından bu yana ülkemizde yargı birimlerinin müstakil binalara kavuşması hedeflenmiş olup bu konuda önemli girişimlerde bulunulmuş müstakil adliye binalarının sayısının süratle artışı bu yolla sağlanmıştır.O yıllarda Sakarya da Adalet Sarayını gezmek için gelen dönemin Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek hükümet konağı içinde yapıldığını gördüğü adliye sarayı için 'Biz adliye saraylarını hükümet konaklarından çıkarıyoruz, Sakarya'da tersini yapıyorsunuz' diyerek tepkisini haklı bir şekilde ortaya koymuştur. İsabetle belirtildiği gibi, Türkiye'nin hiçbir büyükşehrinde hükümet konağında adliye sarayı yoktur. Hatta hiçbir ilinde bulunmamaktadır. Sakarya'nın da gerek büyükşehir oluşu ve gerekse nüfus ve gelişmişlik yapısı ile bu durumu kaldıramayacağı açıktır. Valilik kampüsünde adliyenin konuşlanarak bürokrasi ile bir arada bulunulması işleyiş açısından sorunlar ortaya çıkarabileceği gibi, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından da sakıncalıdır. Yargının her türlü etkiden uzak olması açısından bu bir gereklilik olduğu gibi, yargının muhatapları açısından da olumsuz psikolojik sonuçları olacağı muhakkaktır. Bir başka husus ise özellikle ilçelerde yaşayan vatandaşlarımızın şehir dışında yer alan adliyeye ulaşmakta güçlük yaşamasıdır. Ulaşımı kolay ve ulaşılabilir bir noktada olması gereken adliye binasının uzaklığı bir yönüyle adalete erişimin önünde bir engel olarak ortaya çıkmaktadır.Bugün geldiğimiz noktada Sakarya Adliyesinin fiziki olarak ta tükendiği ve hizmet veremez durumda olduğu herkesin malumudur. Adliye koridorları bölünerek, mahkeme kalemleri, hakim–cumhuriyet savcısı odaları oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu bakımdan bu sorun öncelikli olarak çözüme kavuşmalı ve yargının saygınlığına yaraşır mekanlarda hizmet vermesi sağlanmalıdır.Sakarya Barosu olarak talebimiz; Yukarıda gerekçelerini bildirdiğimiz nedenlerle; Adalet Bakanlığımızın kaynakları ile Adliye binasının Büyükşehir Belediyesi tarafından merkezin uygun arsalarında kısa sürede tamamlanarak hizmete sokulacak bir çalışma ile Sakarya'mızın gelişen yüzünü daha öne çıkaracak şekilde planlanması geleceğimiz açısından son derece önemlidir. Bu nedenlerle müstakil bir adalet sarayının yapılması hususunda gereğini takdirlerinize sunuyoruz.

2- GEYVE ADLİYE SORUNU:

Geyve ilçemizde adliye hükümet konağı içerisinde bulunmaktadır. Ancak eski ve depreme dayanıklı olmayan bu binanın risk taşıdığı üniversite tarafından raporlanarak tespit edilmiş ve kaymakamlık bu binadan taşınmıştır. Adliye için yer tahsisi yapılan Geyve'de bir an önce adliye binasının yapılması ve mevcut binanın boşaltılması hayati önem taşımaktadır.

3-SAKARYA'DA TİCARET MAHKEMESİ

Gerek nüfusu, gerek ticari hacmi ve ticari dava sayısı önemli bir miktarda artmış bulunan ve bir büyükşehir olan ilimizde, Ticaret Mahkemesinin bulunmaması önemli bir eksikliktir. Şehrimizde Ticaret Mahkemesi bir an önce kurularak ticari iş ve davaların uzman mahkemelerce çözüme kavuşması sağlanmalıdır.

4-SINAV VE HUKUK FAKÜLTELERİ SORUNU

Konunun tüm muhatapları, hatta tüm halkımızın dikkatini çeker duruma gelmiş bulunan Avukatlık stajına kabul ve avukat sıfatını kazanmanın sınava bağlanmadığı, neredeyse her aile de bir avukat ya da hukuk fakültesi öğrencisinin bulunduğu mevcut hal ve koşullarda hukuk fakültelerini bitirip avukat, hakim, savcı veya noterliğe başvuracaklara devlet yeterlilik sınavı, sınavda barajın her meslek grubu bakımından aynı olması zorunluluğu getirilmelidir. Bunun yanında hukuk fakültelerinin eğitim-öğretim kalitesi artırılmalı, kontenjanları düşürülmelidir. Yeni hukuk fakültesi uzun yıllar açılmamalıdır. Türkiye Barolar Birliğimizin açıkladığı gibi ''Sayılar, sorunun büyüklüğünü göstermek için yeterlidir. Yaklaşık 120 bin kayıtlı avukat vardır. Stajyer avukat sayımız ortalama 15 bindir. Hukuk fakültelerinde 70 bin civarında öğrenci bulunmaktadır. Beş yıl sonra avukat sayısı 200 bini bulacaktır.''

5- HUKUK FAKÜLTESİ MEZUNU ve AVUKAT İSTİHDAMI

Mahkeme kalemlerinde, noterlik dairelerinde, banka şubelerinde, tapu dairelerinde hukuk fakültesi mezunları için belirli sayıda kadronun ayrılması hem uyuşmazlıkları önleyecek hem hukuk fakültelerinin işsiz mezunlarına iş imkanı yaratacaktır. Avukatlık mesleğinin faaliyet alanının genişletilmesi için kamu ve özel sektörde avukat istihdamının arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalı, özellikle ülkemizde hukuki danışmanlık, önleyici hukuk hizmetlerinin eksikliği göz önüne alınarak hukuk müşavirliği kadrolarının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.

İdare mahkemesi hakimlerinin herhangi bir fakülte mezunu olmasına izin veren düzenleme, hem mesleğimiz hem vatandaşlarımızın hukuki güvenliği açısından sakıncalıdır. İdare mahkemesi hakimleri de hukuk fakültesi mezunlarından temin edilmelidir.

6-YEŞİL PASAPORT

Belirli bir kıdeme sahip olan avukat meslektaşlarımıza 5682 Sayılı Pasaport Kanunu --uyarınca 'Hususi Damgalı Pasaport' verilmesi için Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı nezdinde yapılacak çalışmalar ile sağlanmalıdır. Şöyle ki; Aynı zamanda bir kamu hizmeti alarak tanımlanan avukatlık mesleğini icra eden meslektaşlarımıza tüm memurlara verilen bu haktan yararlanamamasının ortaya çıkardığı eşitsiz haksız uygulama bir yana mesleğin niteliği gereği yurtdışı seyahatin kolaylaştırılması ve hak arama özgürlüğünün, avukata erişim ve savunma hakkı ile de yakından ilgili olan bu husus avukatlık mesleğinin icrasını da son derece güçleştirmektedir.

Bununla birlikte Hakim ve Cumhuriyet Savcılarına sağlanan silah ruhsat harcından muafiyet avukatlara da sağlanmalıdır.

7-UZLAŞTIRMACILARIN YALNIZ HUKUKÇULARDAN OLUŞMASI

Ceza uyuşmazlıklarında hukukçu olmayanların uzlaştırmacı yapılması yanlıştır. Devlet memurlarının, örneğin adliye personelinin uzlaştırıcı olarak görevlendirilmesine izin veren uygulama ise Devlet Memurları Kanunu'na açıkça aykırıdır.

8- ARABULUCULUKTA İŞÇİ VEKİLLİĞİ UYGULAMASI

İş uyuşmazlıklarında dava şartı olan arabuluculukta vekili bulunmayan işçiye kendisine adli yardım hükümleri gereğince bir vekil talep edebileceği hatırlatılarak her işçiye barodan adli yardım araştırması yapılmaksızın adli yardım faslından avukat görevlendirilmesi fiilen de mümkün hale getirilmelidir. Bu, arabuluculuk kurumuna güveni arttıracaktır. Bunun için baroların adli yardım bütçesinin kaynak sorunu çözülmelidir.

9 - CMK ÜCRETLERİ SORUNU

Adil yargılanma hakkını sağlamaya yönelik olarak ve işkence iddialarının önüne geçilmesi ve savunma hakkının etkin kullanılması açısından vazgeçilmez önemde bulunan CMK gereğince görevlendirilen müdafi ve vekillere için öngörülen ücretler Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin altında, verilen hizmetle orantısız ve son derece düşüktür. En azından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine eşitlenmelidir.

Malumunuz olduğu üzere, CMK sorunları denilince belki de en çok tartışılacak konu ücret konusu olmuştur. Şöyle ki; eşit işe eşit ücret ilkesi, Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi gereğince CMK Ücret Tarifesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesiyle eşitlenmesi verilen hizmetin amaca uygun hale getirilmesi ve kalitesinin arttırılmasını da sağlayacaktır.

10- ADLİ YARDIM VE BÜTÇE SORUNU

Adli Yardım Büromuza Adalet Bakanlığı bütçesinden ayrılan payın yeterli olmaması nedeniyle şehrimizde yaşayan ekonomik açıdan güçsüz ve hak arama imkanından mahrum bulunan kişilere yaygın ve yeterli hukuki yardım yapabilmek için adli yardım büromuzun gelirlerinin mutlaka arttırılması gerekmektedir. Bunun için, CMK da olduğu gibi sınırlı bir pay yerine adli yardım Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmelidir.

Bununla birlikte 'sosyal hizmetler ve yardımlar' şeklinde ifade edilen belediye ve ilgili kamu kurumları ile sosyal görevleri olan diğer sivil toplum kuruluşlarına gerekli tanıtım yapılarak, adli yardımdan faydalanan ekonomik gücü olmayan bireylerin hak aramasına yardımcı olan adli yardım bürosunun görevinin kamusal ve sosyal niteliği göz önüne alınarak, ilgili kurumların baromuz adli yardım bürosuna amaca matuf kullanılmak üzere yardım yapabilme imkanı vereceği değerlendirilmelidir. Esasen bütün illerde bu kurumların adli yardım bürolarına kaynak aktarımı yapabilmesinin önündeki her türlü engelin ortadan kaldırılması için ayrıca çalışma yapılması gerekmektedir.

Sosyal devlet ilkesi gereğince adli yardım hizmetinin karşılığının bir, bir buçuk yıl geriden ödenebilir durumda olması da çok büyük bir sorundur. Adli yardım bütçeleri güçlendirilmeli, Avukatlık Kanunu 180.maddede yer alan kamu kurum ve kurumları ile il özel idare ve belediyelerin adli yardım bütçesine kaynak aktarması için kendi mevzuatlarında da düzenleme yapılmalı ve bu konuda teşvik edilmelidir.

11- KDV SORUNU

Avukatlık ücretlerine uygulanan KDV'nin düşürülmesi, vatandaşın etkili bir adalet hizmeti almasını sağlayacaktır. CMK ve adli yardım hizmetlerinde ise KDV kaldırılmalıdır.

Avukatların vekil- müvekkil ilişkisini düzenleyen vekaletnamelerini kendilerinin düzenleyeceğine ilişkin gerekli yasal ve idari çalışma başlatılmalıdır.

12- KAMU AVUKATLARI

Kamuda çalışan avukatların ek göstergeleri hakimlerle eşit hale getirilmelidir. Avukatların emeklilik hakları da hakimlerle eşit olmalıdır.

13- ADLİYE YÖNETİMİ SORUNU
Adliyelerin yönetiminde görevli olan komisyonlarda baro başkanlarının da yer alması, yönetimi kolaylaştıracaktır. Mesleğin icrasında karşılaşılan iletişim kaynaklı sorunların da önüne geçecektir.

14- TAKBİS, MERNİS ve SGK KAYITLARI
Yargının hızlanması için avukatların TAKBİS, MERNİS ve SGK kayıtlarına ulaşabilmesi sağlanmalıdır.

15- YABANCI HUKUK BÜROLARI SORUNU
Ülkemizde kanuna göre son derece kısıtlı faaliyet alanına sahip olan yabancı avukatlık bürolarının örtülü yollardan faaliyet yasaklarını dolanmaları ve bazılarının büyük vergi kayıplarına neden olmaları önlenmelidir. Türk avukatlar için haksız rekabet teşkil eden bu durum, aynı zamanda Lozan Barış Antlaşmasında defettiğimiz adli kapitülasyonların dolaylı yollardan geri gelmesidir.

16- AVUKATLIK KANUNU

Yukarıda izah edilen tüm sorunların çözüme kavuşabilmesi için öncelikle, günün koşullarında avukatlık mesleğinin icrası ile uyumsuz hale dönüşen Avukatlık Kanunu yerine, Türkiye Barolar Birliğimizce hazırlanan Avukatlık Kanun Tasarısı üzerinden tüm paydaşlar tarafından bir çalışma yapılarak güncel ve ihtiyaca matuf bir Avukatlık Kanunu hazırlanması bir zorunluluktur.