ASAYİŞ

Bungalovda Gizli Kamerayla İzleme İddiasına İlişkin Yeni Gelişme

Sakarya'nın Sapanca ilçesindeki bir bungalovda gizli kamerayla izleme yaptıkları iddiasıyla tutuklanan 2 sanığın yargılanmasına başlandı.

Sapanca 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık H.K. (31), müştekiler M.K. (44) ve eşi P.K. (42) ile tarafların avukatları hazır bulundu. Sanık T.S. (48) ise duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Duruşmada söz verilen sanık H.K, 1 yıldır işletme sahibi olduğunu, daha önce müşterileriyle sorun yaşamadığını söyledi.

Olay günü kendisinin başka bir bungalovdaki müşterilerle ilgilendiğini, davaya konu olan bungalovdaki müşterilerle T.S'nin ilgilendiğini savunan H.K, nisan ayında genelde İstanbul'da bulunduğunu ifade etti.

H.K, bungalovdaki kameradan haberinin olmadığını, bungalovlarla T.S'nin ilgilendiğini ileri sürdü.

Müştekilerin rezervasyonuyla kendisinin ilgilendiğini, kapora olarak M.K'den 16 bin lira aldığını, hizmet bedelinin kalanını da girişte T.S'nin aldığını anlatan H.K, "Dava konusu ampulü 7 Mart'ta masanın üzerinde gördüm. Resmini çekip T.S'ye WhatsApp üzerinden gönderip 'Bu nedir?' diye sordum. Ben normal ampul sanıyordum. Onun bana ne yazdığını hatırlamıyorum. Bunu soruşturma aşamasında söylemek aklıma gelmedi. Öteki ampullerden ekstra farklı bir şey görmedim, depomuza koydum. Gösterdiğiniz resimdeki el benim elimdir, benim çektiğim fotoğraftır. Bu ampulün depodan bungalovdaki jakuzinin üzerindeki yerde bulunan tesisata nasıl takıldığını bilmiyorum, depoya kaldırmıştım." dedi.

Telefonunda tespit edilen R.Z. ile yaptığı görüşmelerin sorulması üzerine H.K, "Telefonumda R.Z. diye biri kayıtlı değildir, konuşmalar bana ait değildir." ifadesini kullandı.

H.K, sanık T.S'nin ara sıra yanına yardıma geldiğini, beraber temizlik yaptıklarını, müşterilerle ilgilendiğini, kazanda ısıtma sistemindeki sıkıntılarla ve elektrik tesisatıyla ilgilendiğini dile getirdi.

Ampul sökme takma işlemi yaptığını ama söz konusu ampulü takmadığını ve telefonunda sıfırlama işlemi yapmadığını savunan H.K, şunları söyledi:

"Tespit edilen programlar tesisimin dış güvenliğini sağlamak için kullanılan programlardır ve dış kamera görüntülerini izleyebilmem için telefonuma yüklüdür. Söz konusu ampulden görüntü aktarmadım, izlemedim, kaydetmedim ve görmedim. Diğer ampuller gibi zannettim ve ayrıca T.S'nin olabileceğini düşündüm ona sordum. Mağdurum, zararım var. Suçlunun ortaya çıkmasını en çok ben istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum."

Tutuklu sanık T.S. ise uzun yıllardır turizm işiyle uğraştığını, herhangi bir suça karışmadığını, sigara dahi içmediğini belirterek, olayla ilgisinin sadece ampulde parmak izinin çıkması olduğunu ve bunu kabul etmediğini söyledi.

Bungalovlarda sarı LED lambalar kullanıldığını, yedek lambaların da mutfak çekmecesinde bulunduğunu ifade eden T.S, "Hatırladığım kadarıyla H.K. WhatsApp'tan mesaj atmadan 1-2 gün ya da 1 hafta önce olaya konu ampulü yemek masasının üzerinde müşterilerin (müştekiler değil) çıkmasından sonra buldum. Mutfak çekmecesindeki yedek ampullerin yanına koydum." diye konuştu.

T.S, söz konusu ampulün normal ampuller gibi olduğunu ve sadece ucunda sensör olduğunu düşündüğü için H.K'ye bir şey sormadığını ileri sürerek, "Benim apartmanımda da sensörlü ampul olduğu için öyle sandım, önemsemedim. H.K'ye sensörlü lamba dediğimi ve çekmecenin gözüne koyduğumu söylediğimi hatırlıyorum. Olaydan sonra bu ampulün müşteriler tarafından bırakılmış olabileceğini söyledim. Gizli kamera olabileceğini hiç düşünmedim." dedi.

Olay tarihinde H.K'nin dedesinin vefat etmesi nedeniyle yardım için o gün orada bulunduğunu, diz ameliyatı olduğundan ikinci kata çıkabilecek ve ampulü takabilecek durumda olmadığını iddia eden T.S, daha önce ailesiyle bungalovda kaldıklarını söyledi.

T.S, işletmenin yapım aşamasından itibaren yardımda bulunduğunu, bu yüzden çakıl taşına kadar parmak izinin bulunmasının normal olduğunu savunarak, olaydan 2 ay öncesine kadar tesisin temizliğini dışarıdan temizlikçilerin yaptığını, bayram döneminde ise kendisinin yaptığını, haftada 1-2 gün uğradığını dile getirdi.

SEGBİS'te kesinti yaşanması üzerine mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Sanık T.S, ara sırasında cezaevinden alınarak mahkeme salonuna getirildi.

Savunmasına mahkeme salonunda devam eden T.S, şöyle konuştu:

"Ampulü koyarken kimseyi görmedim. H.K'nin ampulün resmini göndermiş olup onun parmak izinin çıkmayıp benim çıkması tuhafıma gitmiştir. Avukat R.Z'yi tanımıyorum. Yardım karşılığında para almadım ve bungalovu işletmiyorum. Hatırladığım kadarıyla olaydan 3-4 ay önce dizimden ameliyat oldum. Ameliyat başarısız olduğundan diz kapaklarım sürekli şişiyordu. H.K'nin dedesi vefat ettiği için İstanbul'a gidip geliyordu, bayram döneminde karşılama ve temizlik işleriyle ilgileniyordum. Tahliyemi talep ediyorum."

- Müşteki tarafı

Müşteki M.K. de 9 Mart'ta arkadaşının vasıtasıyla konuştuğu H.K'nin hesabına 15 bin lira göndererek rezervasyon yaptırdığını, 29 Mart'ta eşi P.K. ve kızı M.K. ile bungalova gittiğini söyledi.

Tesise saat 15.30'da giriş yaptıklarını ve kendilerini T.S'nin karşıladığını belirten M.K, parayı ödedikten sonra bungalovu gezdirdiğini, gün içinde kızı ve eşiyle bahçede ve içerde vakit geçirdiğini, 01.30'da yatakta yatarken jakuzinin üzerinde 3'lü lambaların orta kısmında kırmızı ışık gördüğünü anlattı.

Kırmızı ışığın kameranın etrafında olduğunu söyleyen M.K, "Bunun üzerine ampulün anahtarını açmak istedim ancak anahtarı bulamadım. Yani üçlü ampulün kameranın bulunduğu alan yanmıyordu sadece kameranın etrafında nokta nokta ışıklar yanıyordu. Google da arama yaptım, kamera olduğunu anladım. Nitekim gün içinde bungalova girdiğimde mutfak kısmında üçlü ampul sistemi vardı. Ortadaki ampul diğerlerine göre daha fazla ışık veriyordu, yani jakuzinin üstündeki ışık sistemiyle mutfaktaki aynıydı sadece jakuzinin üstündekinde kamera vardı, diğerlerinde yoktu." dedi.

M.K, kamera olduğunu anladıktan sonra kolluk kuvvetine haber verdiğini belirterek, "Jakuzinin üstündeki 3 ampulden 2'si gevşek bırakılmıştı, sıkıştırınca yanmıştı. Emniyetteki ifademden sonra bungalova geçmeden İstanbul'a döndüm. Yolda giderken T.S. beni aradı. 'Neden polise haber verdiniz? Ruhsatlarında sorun vardı bana söyleseydiniz çözerdik. Kamerayı müşterilerden biri takmıştır.' dedi. Ben de yaşadığımız durumun vahametini kendisine anlattım ve konuşmamız böyle sonlandı. Sanıklardan şikayetçiyim." diye konuştu.

Müşteki P.K. de polis ekiplerinin istemesi üzerine eşinin işletme sahibi H.K'nin numarasını verdiğini, polisler aradıktan sonra kırmızı ışığın söndüğünü dile getirerek, şikayetçi olduklarını söyledi.

Müşteki vekili avukat Meltem Öztürk Reis, sanıkların ifadesinin çelişkili olduğunu belirterek, sanıklar hakkındaki delillerin araştırılmasını ve tutukluluklarının devam ettirilmesini talep etti.

Müşteki vekili Pınar Korkmaz da söz konusu jakuzide müştekilerin kızının da yıkandığını ifade ederek, kızın dosyaya mağdur olarak eklenmesini, sanıkların avukat R.Z'ye vekalet verip vermediğinin araştırılmasını, olay inceleme tutanaklarında imzası bulunan polislerin tanık olarak dinlenmesini ve kameraların çalışıp çalışmadığıyla ilgili tespitlerin yaptırılmasını istedi.

Sanık müdafileri ise müvekkillerinin tahliyesini talep etti.

Hakim, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Duruşmanın ardından Sapanca Adliye Sarayı önünde müştekiler ve sanıkların yakınları arasında arbede yaşandı. Polisin ve diğer taraf yakınlarının müdahale etmesiyle gerginlik sona erdi.

- Olay

Sakarya Valiliği, ilçedeki bir bungalovda gizli kamerayla izleme yapıldığına dair iddiaların kamuoyuna yansıması üzerine harekete geçmişti.

Adli ve idari tahkikat başlatılan olayla ilgili söz konusu işletmede inceleme yapılmış, çalışmalar sonucu işletme sahibi H.K. (31) ile şüpheli bulunan T.S. (48) polis ekiplerince gözaltına alınmıştı.

Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklanmış, söz konusu işletme ilçe belediyesi tarafından süresiz olarak mühürlenmişti.

Sapanca Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Sapanca 2. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, H.K. ve T.S. hakkında "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçundan 1 yıl 6'şar aydan 4 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.