Kıymetli okurlarım;

Birçok defa ilçemiz Hendek'in güzide takımı olan Hendekspor ile ilgili olarak köşe yazısı yazdım. Gerek beni tanıyanlar, gerekse de makalelerimi okuyanlar yanlış bir şey yazmayacağımı, yazı yazmak için yazmayacağımı çok iyi bilirler.

Hendekspor ile ilgili yazılarımıza; eksik ve hatalı gördüğümüz noktaları kaleme alarak kamuoyunu bilgilendirmeye, yine güzel haberler, başarılar olduğunda elbette ki onları da yazmaya devam edeceğiz.

Haftalar önce kendi saha ve az sayıdaki seyircimizin önünde oynadığımız ve mağlup olduğumuz Batman Petrolspor karşılaşmasından hemen sonra Hendekspor Kulübü Başkanı Adil Karabulut, kendisinin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımında 'Bir köyde çoban değişecekse buna köylü karar verir, sığırlar değil...!' demişti.

Başkan Karabulut'un bu nahoş paylaşımı Hendekspor'lu seyirciler tarafından tepkilere neden olmuştu. Karabulut, birkaç hafta sonra kulübün sosyal medya hesapları üzerinden, bazı haber sitelerinden ve ilçemizde yayın yapan bir televizyon kuruluşundan 'Yaptığım paylaşımımdan dolayı yanlış anlaşılmalar meydana geldi. Yaptığım bu paylaşım nedeniyle özür diliyorum' demişti.

Buraya kadar sanırım her şey açık ve net bir şekilde anlaşılıyor...

Şimdi yazımıza ve konumuza devam edelim isterseniz...

O günler de; Karabulut bu yaptığı paylaşımda, kime yada kimlere 'Sığır' yada 'Sığırlar' demişti. İlçemizde benim haricimde Hendekspor'un bu kötü gidişatını kamuoyuna duyurup, halkı bilgilendiren 2 kişi var. Eğer ki; Karabulut Batman Petrolspor karşılaşması sonrası bu paylaşımı yapıyorsa, 'Sığır' diyerek karşılamayı haberleştiren bizleri kastediyor. Ya da o maçın sonunda tribünlerden birkaç kişiden çıkan hoca istifa seslerinden dolayı seyircimizi ima ediyor diye düşünülmüştü.

İşin aslı sonradan ortaya çıktı...

Sayın Karabulut! Hayatta hiçbir şey gizli kalmaz.

1-2 hafta önce Bayraktepe Tesislerinde Hendekspor Kulübü başkan ve yöneticileri taraftarlar ile bir araya gelerek sabah kahvaltısında buluştular. Basının davet edilmediği o toplantıda neler konuşuldu 3 aşağı 5 yukarı biliyoruz. Gerçi biz bu konuları yazan basın mesupları olarak nereye davet edildik ki oraya edilelim. Bu da ayrı bir konu. O konunun da yeri zamanı var ilerleyen günlerde o kunuya da değineceğim. Toplantıda bir seyircimiz tarafından sorulan 'Sığır' konusu ile ilgili soru üzerine, Başkan Karabulut, 'O konu kapandı. Gerekli açıklamayı yaptım.' Kime dediniz kimi kastettiniz dendiğinde ise, 'Hani o gazeteci varya gazeteci, seyirciyi galeyana getiren Cemil Tekin onu kastettim, ben ona dedim' diyerek, benimle açıkça sıkıntısının olduğunu programa katılanların önünde ifade etmiştir.

Karabulut'un benimle ne zoru var hemen anlatayım.

Ağır bir şekilde geçirdiğim ikinci Koronavirüs hastalığımda karantinanın bitiminin ertesi günü Hendekspor sevdamızın ağır basması nedeniyle Batman Petrolspor karşılaşması için bende stadyumdaki yerimi almıştım. Maç bitiminde yenilginin üzüntüsüyle her Hendekspor sevdalısı gibi çok üzülmüş, takımın aldığı seri mağlubiyetler neticesinde seyirci tribününden protokol tribününe dönerek çıkmayan sesimle 'Sayın Başkan 3 haftadır bir hocayı gönderemediniz, durum ortada, daha neyi bekliyorsunuz, bu takımı düşürmek mi istiyorsunuz' diyerek tepkimi göstermiştim. Hatta benim tepkime binayen bazı taraftarlarda doğru söylüyorsun diyerek beni desteklemişlerdi. Daha sonra da zaten Başkan Karabulut, o paylaşımını yaparak 'Sığır' konusunun kahramanı olmuştu.

Sayın Karabulut; taraftarlara değil, karşıma geçerek benim yüzüme, gözlerimin içine bakarak sana 'Sığır' dedim de. Sen, Hendekspor Kulübü gibi köklü bir tarihe sahip bir kulübün başkanlık koltuğunda oturuyorsun, ama ne hazindir ki oturduğun koltuğun büyük bir camiaya ait olduğunun farkında bile değilsin. Bir kulüp başkanı; ister basın mensubu olarak düşünün, ister seyirci olarak düşünün hiç farketmez tek gayesi takımının iyi yerlere gelmesini isteyen birine 'Sığır' diyecek. Birde bunu taraftarlarla bir araya geldiği toplantıda da itiraf edecek. İnanın diyecek söz bulamıyorum. Hendekspor'umuzu kimlerin yönettiği ortada...

Sayın Karabulut, hani sen diyorsun ya; 'Bir köyde çoban değişecekse buna köylü karar verir, sığırlar değil...!' diye. Bende sana diyorum ki; 'Bir berber dükkanında kalfanın işine çırak son vermez, usta son verir.' Dikkat et de ustan işine son vermesin. Çünkü sende en az benim kadar iyi biliyorsun, bu dükkanda ustanın da patronun da kim olduğunu.