Bugünkü yazım da sizlere ecdat yadigarı olan Ata sporumuz yağlı güreşlerden bahsedeceğim.

İlk olarak Ata sporumuz deyince akla ne geliyor, ne anlıyoruz? Önce bunu bir anlayalım…

Bilindiği gibi Dünya'da dört yılda bir düzenlenen birçok ülkenin katıldığı olimpiyat oyunları var. Yaz ve kış olmak üzere iki kez yapılıyor. Bizim Olimpiyatımız ise Tarihi Edirne Kırkpınar Yağlı Güreşleri'dir.

İsterseniz Kırkpınar nasıl oluştu, neden Kırkpınar adını aldı ona bir bakalım…

Efsaneye göre Kırkpınar yağlı güreşleri Türklerin 1361 yılında Trakya'ya geçişi ile başlamıştır. 1354 yılında Orhan Gazi, büyük oğlu Süleyman Paşa'yı: -'Rum eli'ni alasın!...' diye karşı kıyılara yollar. Gecenin karanlığında gizlice hazırlanan sallarla askerler ve atlar karşı kıyıya çıkarlar.

Karşı kıyıya ilk çıkanlar, akıncıların öncü birlikleridir. Bunlar 'KIRKLAR' namıyla anılan seçkin erlerdir. 'KIRK' Türk-İslam tarihinde kutsal bir değeri olan Kırk Evliya'ya işaret bir sayıdır, bu nedenle Süleyman Paşa öncü birliklerini kırkar kişiden oluşturmuştur.

Kırklar bugün ki Gelibolu yarımadasın da karaya çıkarlar ve Domuz-Hisarı adıyla anılan Bizans kalesini ele geçirirler. Daha sonra burayı peşlerinden gelen askerlere devrederek üç ayrı yöne dağılırlar. Görevleri Rumeli'nin içlerine kadar ilerlemek ve gördüklerini Rum-eli Fütuhatı'nı başlatacak olan Süleyman Paşa'ya bildirmektir.

Mola verdikleri sırada eğlemek ve kaslarını gevşetmek için güreş tutan bu Koçyiğitler den iki kardeş birkaç konaklamadan beri güreşlerini bir türlü sonuçlandıramazlar. Bir gün mola verdikleri sırada tekrar güreşe tutuşan Kırklar'dan bu iki kardeşin güreşlerini sonlandıramayacağını anlayan arkadaşları onları ayırmaya giderler ve ayırdıkların da iki kardeş oldukları yerde can verirler. Kırklar er meydanında can veren arkadaşları için çok üzülürler ve iki kardeşi orada bulunan ulu bir söğüt ağacının dibine gömüp yollarına devam ederler.

Kırklar görevleri sona erip geri dönerken Er Meydanı'nda can veren arkadaşlarının mezarlarını ziyarete giderler. Mezarın başına vardıklarında gördüklerine çok şaşırırılar, söğüt ağacının dibindeki mezardan billur sulu bir pınar fışkırmaktadır. Bu hayret veren olay dilden dile dolaşarak destanlaşır.

Kırklardan bu iki Koçyiğit'in anısına her sene orada güreşler düzenlenmeye başlanır ve 'Kırkların Pınarı' olarak adlandırılan mezar başındaki bu pınar zamanla dilden dile dolaşarak 'KIRKPINAR' halini alır.

Açıklamadan da anlaşılacağı gibi Kırkpınar maneviyat yüklü, duygularımızın tavan yaptığı, bir olgudur. Kırkpınar Yağlı Güreşleri UNESCO tarafından insanlığın somut olmayan listesine alınmış bir kültür mirasımızdır.

Şimdi gelelim işin özüne; güreş tarihçemiz bu kadar eski iken, maneviyatımız bu kadar kuvvetliyken bazı belediyelerin güreşleri yaptırmak istememelerini anlayamıyor, bir mana veremiyorum.

Örnek verecek olursak, Akyazı Akbalık Yağlı Güreşleri geçmiş yıllarda elim bir olay sonrası ara verilmiş olan güreşleri göreve gelmesiyle verdiği sözü tutarak yeniden başlatan ve güreş severlerin gönlünde taht kuran eski Belediye Başkanı Hasan Akcan'a minnettarız.

Akcan'ın başlattığını ne yazık ki son seçimlerde başkanlık koltuğuna oturan Bilal Soykan sonlandırdı. Göreve gelir gelmez sanki kasıt ararcasına ilk belediye meclis toplantısında güreşleri yapmayacağını söylemesi, bunu meclise sunması, oy birliğiyle Güreş Birliği'nden çıkması Ata sporuna yapılan bir darbedir. Üstelik bu kişilerin biri Belediye Başkanı biri ise 2019 yılı Güreş Ağası(Belediye Bşk. Yrd.)'dır.

Geçtiğimiz hafta (05 Haziran 2020 Cuma) günü İstanbul'da Kırkpınar Güreşleri'nin yapılıp yapılmayacağı ile ilgili Kırkpınar Zirvesi adlı bir toplantı yapıldı. Toplantıya Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz (Yağlı Güreş Düzenleyen Kentler Birliği Başkanı), TGF Başkanı Musa Aydın ve Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim katıldı. Toplantı konusuna fazla girmeyeceğim çünkü elle tutulur hiçbir şey yoktu. Şimdi gözler 03 Temmuz 2020 Cuma günü yapılacak olan 2. Toplantıya çevrildi. Bakalım bu sefer bir karar çıkacak mı? Hep beraber göreceğiz.

Toplantının yapıldığı gün haber sitelerimizde bir haber yapmıştık, Hendek Selman Dede Güreşleri ile alakalı. Ayrıca haberi birkaç siteye de vermiştik. Haberimizin yayınlandığı saatlerde İstanbul'da Kırkpınar Güreşleri ile alakalı toplantı vardı. Hatta daha toplantı başlamamıştı bile.

Ertesi gün yapmış olduğumuz haber ses getirmiş olacak ki sağda solda Hendek Selman Dede Güreşleri'nin yapılmayacağı ile alakalı sesler yayılmaya başladı. Böyle bir şey olsa belediye resmi bir açıklama yapar diye düşünüyorum.

Güreşin içinden gelmiş, güreşi çok seven bir belediye Başkanına sahibiz bu yüzden Belediye Başkanı Turgut Babaoğlu'nun eğer ki 03 Temmuz 2020 Cuma günü İstanbul'da yapılacak toplantının sonucunda, Hendek Selman Dede Yağlı Güreşleri'ni yapacağından en ufak bir kuşkum yok. Herkes müsterih olsun…

Geçen yıl borçlu bir belediye aldığını söyleyen Babaoğlu güreşleri yaptıysa bu yıl da yapacaktır. Yeter ki bu yıl genel olarak güreşlerin yapılmasına izin verilsin.


'Hataları düzeltebilirsin ama bıraktığın izleri asla yok edemezsin.'