Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü ve Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından öğretmenlerin ek dersleri ile ilkokul ve ortaokullarda yapılacak canlı derslerle ilgili yayınlanan resmi yazılar üzerinden öğretmenlerin ek derslerine göz dikildiği, bir anlamda bir milyona yakın öğretmenin emeklerinden tasarruf yapılmak istendiği anlaşılmaktadır. MEB geçmişte defalarca yaptığı gibi yine emeğimizi yok saymakta, yasal haklarımızı keyfi uygulamalarla sınırlandırmaya çalışmaktadır. Eğitim Sen bu tür haksız ve hukuksuz girişimlere sessiz kalmayacak, emeğimizi ve haklarımızı korumak için bütün eğitim emekçileriyle birlikte sonuna kadar mücadele edecektir.

Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün 23.09.2020 gün ve 13365395 sayılı yazısında 21 Eylül 2020 tarihinden itibaren müfredat kapsamında uzaktan ve/veya yüz yüze eğitim faaliyetleri için yapılacak ek ders ücreti ödemelerine ilişkin açıklamalar içermekte ve bu tarihten itibaren ödenecek ek ders ödemeler için bu açıklamalara uyulması istenmektedir. Bu yazının iptali ve yürütmesini durdurulması istemiyle Danıştay'a dava açtık. Çünkü bu yazıda 21 Eylül 2020 tarihinden itibaren de öğretmenler idari izinli sayılarak ek ders ücretleri alması gerekirken idari izinli sayılmamaları toplu sözleşme hükümlerine, hukuk güvenliği ilkesine aykırıdır.

Aynı şekilde bu yazıda Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu kararının 'Ek ders görevi' başlıklı 6.maddesinin 4.fıkrasında atölye ve laboratuvar öğretmenlerinden kendilerine bölüm, atölye ve laboratuvar şefliği görevi verilenlerin planlama ve bakım görevinden kaynaklı ek ders ücretlerinin düzenlenmemiş olmaması nedeniyle dava açtık.

Yine bu yazıyla getirilen uzaktan eğitim yoluyla yapılacak eğitim programı kapsamında eğitim kurumu müdürlüklerince kendilerine ders görevi verilen öğretmenlerden bu kapsamda fiilen ders görevi okutanların aylık karşılığı okutmakla yükümlü oldukları ders saatini doldurmaları koşulu mevzuata aykırı olduğundan dava açtık. Aynı şekilde bu yazıda 'Bu çerçevede' diye başlayan 10. paragrafın 3.maddesinde yer alan rutin müfredat kapsamında Cumartesi ve Pazar günleri okutulan derslerin öncelikle aylık karşılığında değerlendirilmesi gerektiği hükmü mevzuata aykırı olduğundan dava açtık.

Aynı şekilde bu yazıda 'Bu çerçevede' diye başlayan 10. paragrafın 7.maddesinde yer alan rehberlik öğretmenlerinin eğitim kurumlarının görevlerinin başında bulunmaları ve fiilen yerine getirdikleri görevler karşılığında anılan kararın 10.maddesindeki kendileri öngörülen ek ders ücretinden yararlandırılmaları gerektiği hükmü rehber öğretmenlerin çevrimiçi çalışmalarından göz ardı ettiğinden ve uzaktan ve dönüşümlü çalışan rehber öğretmenler dikkate alınmadığından dava açtık.

Yine bu yazıda 'Bu çerçevede' diye başlayan 10. paragrafın 9.maddesinde yer alan aynı ders saatinde birden fazla birden fazla sınıf/şube öğrencilerine verilen derslerin bir ders saati olarak dikkate alınacağı hükmü öğretmenin fiziksel, ruhsal ve akademik olarak kapasitesinin çok üzerinde bir öğrenci grubuna canlı ders yaptığı halde tek ders ücreti almasına yol açtığından dava açtık.

Öğretmenlerin uzaktan eğitim sürecinde harcadığı emek ve çaba dikkate alınarak ödenen ek ders ücretinde artırıma gidilmesi gerekirken, kesinti yapılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz. Bu konuda hukuksal yollara başvuracağımızı ve her tür demokratik hakkımızı kullanacağımızın bilinmesini isteriz. Yargının karar vermesine kadar geçecek süre içerisinde haklarımızı demokratik, yasal ve meşru yollarla korumaya devam edilecektir.

Tüm eğitim emekçilerini, özellikle de öğretmenleri ek dersler konusunda yaratılan mağduriyet giderilene kadar geçecek süre boyunca Eğitim Sen tarafından yapılacak açıklamaları takip etmeye ve çağrıları hayata geçirmeye davet ederiz. Kimse kaygılanmasın Eğitim Sen var. Eğitim Sen varsa umut hep var.