GÜNDEM

Engellileri Güçlendirme Derneği Başkanı Fatma KILINÇER, “Erişilebilirlik Hâlâ En Büyük Bariyer”

Engellileri Güçlendirme Derneği Başkanı Fatma KILINÇER, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında engelli bireylerin karşılaştığı temel sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Engellileri Güçlendirme Derneği Başkanı Fatma KILINÇER: Engelli bireylerin en temel sorunu erişilebilirlik

3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında engelli bireylerin karşılaştığı temel sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Engellileri Güçlendirme Derneği Başkanı Fatma KILINÇER, engelli bireylerin en temel sorununun erişilebilirlik olduğunu belirtti. Türkiye’de yaklaşık 4,5 milyon engelli bireyin bulunduğunu belirten Kılınçer, engelli çalışan istihdam eden işverenlere sağlanan prim desteğinin önemine de değinerek, “Engelli çalışanlara fırsat verme kültürü bir şirketin toplumsal sorumluluk bilincinin göstergesidir” dedi.

Engellileri Güçlendirme Derneği Başkanı Fatma KILINÇER, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında engelli bireylerin Türkiye’de karşılaştığı temel sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TÜİK’in nüfus ve konut araştırmasında en az bir engeli olan bireylerin oranı yüzde 6,9, Ulusal Engelli Veri Sistemi’ne kayıtlı engelli birey sayısı ise yaklaşık 4,5 milyon kişi olarak bildirilmektedir. Türkiye’nin 87 milyon 774 bin 194 kişilik nüfusu göz önüne alındığında, her gün milyonlarca kişi erişilebilirlik, eğitim, istihdam ve toplumsal katılım alanlarında çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.

“Erişilebilirlik hâlâ en büyük bariyer”

Başkan Fatma KILINÇER, engelli bireylerin en önemli problemlerinden birinin erişilebilirlik olduğuna dikkat çekti:

“Fiziksel erişilebilirlik olarak rampalar, asansörler, uygun yaya yolları, engelsiz tuvaletler ve engelli park yerleri gibi alt yapı yetersizliklerini sıralayabiliriz. Dijital erişilebilirlikte ise web siteleri, mobil uygulamalar ve dijital hizmet platformlarının engellilere uygun tasarlanmaması veya edinebilmeleri sorunlar arasında. Engellilerin eğitim ve istihdam fırsatlarına erişimi de sınırlı olabiliyor. İş bulmada ayrımcılık ve önyargılar ile engellenebiliyorlar, oysa tüm bu alanlara erişimleri bir hak, insan onuru meselesi”.

Görme ve duyma engellilerin karşılaştığı özel güçlükler

Başkan Fatma KILINÇER, görme engelli bireylerin özellikle eğitim, istihdam ve sosyal hayata katılımda ek bariyerlerle karşılaştıklarını, ilişkili teknolojik çözümlerden ekran okuyucular, yapay zekâ uygulamaları ve sesli yönlendirme sistemlerinin bağımsızlığı artırdığını ifade etti. Bankacılık hizmetlerinde “şahit istenmesi” uygulamasının sürdüğünü hatırlatarak bu durumun bankacılık mevzuatı ve teknolojik sistemlerle aşılabileceğini söyledi.

Duyma engellilerin ise en büyük sorununun iletişim engelleri olduğuna değinen Başkan Fatma KILINÇER, “Uygun öğretim materyallerinin ve destek hizmetlerinin eksikliği eğitimde eşitsizlik yaratıyor. Aynı şekilde “iş verenlerin iş yerlerinde duyma engellilere ilişkin endişeleri istihdam edilmelerini olumsuz etkileyebiliyor” dedi. Yine duyma engelliler toplumsal etkinliklere katılımda da iletişim zorlukları nedeniyle çekimser kalarak sosyal yaşamdan izole olabiliyor.

“Engelli bireylerin güçlenmesi için sosyal projeler şart”

Başkan Fatma KILINÇER, engelli bireylerin toplumda kendilerini daha güçlü ve özgür hissedebilmeleri için geniş kapsamlı sosyal projelere ihtiyaç olduğunu belirterek bazı önerilerde bulundu:

“Bilgisayar, el sanatları, teknik beceriler gibi iş yeterlilikleri sağlayan mesleki eğitim atölyeleri yapılmalı.CV hazırlama, mülakat eğitimi, girişimcilik danışmanlığı gibi istihdam destekleri sağlanmalı. Sanat, kültür ve gönüllülük projeleri yoluyla sosyal katılımı artırıcı faaliyetler gerçekleştirilmeli. Sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere erişimi güçlendirmek için de erişimi kolaylaştırıcı toplumsal hizmet projeleri strateji olmalı”.

Şehirlerdeki en kritik sorunlar: Ulaşım ve altyapı

Kılınçer, şehirlerin engelli dostu olması için atılması gereken adımlardan örnekler verdi:

“Yaya yolları, rampalar, asansörler ve toplu taşıma durakları yeniden düzenlenmeli. Toplu taşımada engelli önceliği ve güvenli seyahat çözümleri hayata geçirilmeli. Kamu kurumlarında hızlı randevu ve engellilere özel işlem saatleri oluşturulmalı. Yeni tasarımlarda engelli dostu teknolojiler zorunlu hale getirilmeli. Merkezi noktalarda trafik ışıkları ve yaya geçişleri engelli kullanımına göre ayarlanmalı. Sürekli ihtiyaç analizleri yapılarak engelli transferleri ve resmi işlemlerini kolaylaştıracak bilimsel projeler desteklenmeli.”

Yenilikçi teknolojiler bağımsız yaşamı güçlendiriyor

Engelli bireyler için geliştirilen teknolojilerin onlara büyük kolaylıklar sağladığından söz eden Başkan Fatma KILINÇER, yapay zekâ destekli uygulamaların hızla yaygınlaştığını söyledi. Kullanılan Teknoloji, engelli bireylerin sesini duyurmada ve fonksiyonel bağımsızlıklarını artırmada çok önemli bir eşitlik aracı haline geldi” diyen Yurdalan, bu alanda kamu ve özel sektörün ortak projeler geliştirmesinin etkin bir yol olduğunu işaret etti.

“Yasal teşvik var, insani sorumluluk daha büyük”

Engelli çalışan istihdam eden işverenlere sağlanan prim desteğinin önemine değinen Başkan Fatma KILINÇER, mevcut teşvikler dışında şu önerilerde bulundu:

“Engelli çalışanlara fırsat verme kültürü bir şirketin toplumsal sorumluluk bilincinin göstergesidir. Engellilerin çalışma ortamları onların gereksinimlerine uygun düzenlenmeli. Esnek veya verim odaklı çalışma modelleri yaygınlaştırılmalı, saat bazlı iş paketleri düşünülmeli. Engelli çalışanlar yetkin oldukları alanlarda istihdam edilmeli. Ulusal ve uluslararası fonlarla iyi uygulama örnekleri yaygınlaştırılmalı. Çocuğu olan engelli çalışanlara eğitim desteği verilmeli”

“Engelsiz bir Türkiye mümkün”

Başkan Fatma KILINÇER 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün bir farkındalık günü olmakla kalmayıp, ötesine geçmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:

“Toplumsal yaşamın tüm alanlarında engelleri kaldırmak, bütüncül bir politika ve irade gerektirir. Fiziksel, dijital ve sosyal engelleri birlikte kaldırdığımızda tüm bireylerin eşit, özgür ve katılımcı bir yaşam sürebileceği bir Türkiye’de 3 Aralık’lar engelsiz engelliler gününe dönüşebilir.”

Üniversitelerimiz önceliğinde Özel Gereksinimi olan Bireylere Yönelik Kapsayıcı Toplum Uygulamaları projelerinin yaygınlaşması,Paralimpik Sporcu Festivalleri ile Öğren, Bilinçlen, Yeteneğini Keşfet, Sporcularla Oyna” etkinliklerinin devam etmesini istiyoruz" dedi.