İnsan haklarının ortaya çıkışının insan onurunun ve bu doğrultuda birlikte yaşayabilme arzusunun doğal sonucu olduğunu ifade eden Gelecek Partisi Sakarya İl Başkanı Fatih Sevindik; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajında şunları söyledi: 'Somut düzlemde hakları mevcut kılmak; özgürlük, güvenlik, saygı ve adalet kavramlarının doğru anlaşılması ve yaşatılmasına bağlıdır. Bu haklar temelinde ırkı, rengi, dili, dini, siyasi düşünceleri ve cinsiyeti nedeniyle hiçbir insan ayrımcılığa maruz kalmamalıdır. Kadın hakları da aslında insan haklarından ayrık olmamakla beraber tarihsel ötekileştirici tecrübelerin tetiklemesi ile kendine özel tartışma ve hak arama alanı kaçınılmaz olarak oluşmuştur.
Teknolojinin gelişmesi, ekonomik sistemin değişmesi ve demokratik yönetimlerin artması ile azınlık hakları, çocuk hakları, işçi hakları ve kadın hakları ön plana çıkmış, ideal yönetimin sivil haklar boyutu daha katılımcı bir zeminde tartışılabilmiştir. Evrensel anlamda gelişen insan hakları anlayışına, sosyolojik ve psikolojik bilincin artışına, eril ve diğer her türlü şiddetle mücadele yöntemlerine, önleyici ve cezalandırıcı hukuki düzenleme çalışmalarına rağmen maalesef hala emek ve hak ihlalleri ile karşılaşılmaya devam edilmektedir. Gelecek Partisi olarak tüm vatandaşlarımızın ve kadınlarımızın gerek temel insani değerlere gerek iş dünyasına ilişkin haklara yönelik taleplerini sadece 'Kadınlar Günü' olarak anılan her 8 Mart'ta değil her gün dinliyor, onlarla omuz omuza hareket ederek haklı mücadelelerine destek veriyoruz.
Kadınlarımızın maruz kaldığı tüm olumsuzluklar, hepimizin mağduriyetidir. Toplumun temel taşı olan ailenin her unsuru hayati değerde olup, uğrayacağı zarar sadece kendisinin değil hepimizin zararıdır. Kadına yönelik bir cinayet, kadına karşı doğrudan zarar suçu olduğu gibi yakınlarına da yönelik bir cinayettir, masum çocuğuna ailesine de yönelik bir cinayettir ve topluma yönelik bir cinayettir. Aynı zamanda sosyal güven ortamını zedeleyen, herkese karşı işlenmiş bir tehlike suçudur. Sırf cinsiyet veya ayrımcılık sebepli işe alımda karşılaşılan zorluklar, çalışma şartlarına yansıyan olumsuzluklar, aile içi ve dışı hem psikolojik hem bedensel şiddet, cinsel suçlar ve diğer kötülükleri ortadan kaldırmanın yolunun; önce eğitim, ahlaki değerleri toplum olarak benimsemek, siyasi zihniyeti doğrultmak ve hukuku işler kılmak olduğunu biliyor, hep birlikte çabalıyoruz. Güçlü siyaset, güçlü birey, güçlü toplum, güçlü kadın ve güçlü gelecek hayal ediyoruz. Ortak mücadelemizle hem bireysel hem toplumsal hem de evrensel iyileşmeyi, kalkınmayı sağlayacağız!
İnsan haklarını bunca vurgulamışken, hepimizi derinden yaralayan Doğu Türkistan'daki zulmü kınamadan konuşmamı bitirmeyeceğim. Doğu Türkistan'daki insanlarımız yalnızca inanç ve kültürlerine yönelik bir asimilasyona değil aynı zamanda bir soykırıma maruz kalmaktadır. Tüm insanların, özellikle kadın ve çocukların yaşadıkları eziyetler karşısında sessiz kalan siyasi iradeyi kınıyoruz. Ata yurdumuzun insanlarını kadınlarını yalnız bırakmayacak, onlara ses olmaya devam edeceğiz. Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin bir Göktürk özlü sözünün ifadesiyle beşiklerini salladıkları gibi dünyayı da sallayacakları günlerin yakın olmasını diliyoruz.
8 Mart, kadınların insani haklarını hatırlattığı, sorunların çözümlenmesine ve sosyal yaşamda adaletin sağlanmasına ifade fırsatı sağladığı için önemli bir gün. Tüm kadınlarımıza şiddetin her türlüsünden uzak ve mutlu bir ömür dileyerek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü tekrar kutluyorum. Saygılarımla.'