GÜNDEM

Ferizli'de bir garip ahır hikayesi

Ferizli Abdürrezzak mahallesinde ikamet eden bir vatandaşın ahır yıkımı karası sonrasında yaşadıkları herkesi şok etti. 

Söz konusu iddiayı vatandaşımız söyle dile getirdi:

“Ben Fatih Savur Ferizli'ye bağlı Abdürrezzak Mahallesinde ikamet etmekteyim.

Her şey 2010 Haziran'ında dededen kalma eski küçük ahırın ihtiyaçlara cevap vermemesi, yeterli olmaması üzerine yeni ahır inşaa etmeye başlamamızla başladı.

6360 Sayılı yasanın 30 Mart 2014 yerel seçimleri ile birlikte hayatımıza girmesinin sonuçlarından biri de köylerin tüzel kişiliği kaldırılacak fiilen mahalle olacak ve belediyeye bağlanacaktı. bu yasadan önce yani ahır yapmaya başladığımız 2010 tarihinde benim köyüm olan eski adı ile Konuklu yeni adı ile Abdurrezzak köyü de belediyeye bağlı olmayan köylerden biri olarak değerlendiriliyordu.

Bu kapsamda 3194 sayılı İmar Kanunun 27. maddesine göre belediye ve mücavir alan dışındaki köy nüfusuna kayıtlı yerlerde yapılan yapılar için inşaat ve iskân ruhsatı aranmakta olup ancak muhtardan izin alınması gerekmektedir. Köyümüzün eski muhtarı Sebahattin Ay ahırın yapıldığını görüp bildiği halde -takdir edersiniz ki köy gibi yerlerde muhtardan habersiz bir şeyin yapılması zor olup bu şey bir inşaat ise düpedüz imkansızdır- hatta ahırın temelinde kullanılan dolgu toprağının köyümüz göletinin oradan alınmasını bize bildirmesine rağmen daha sonra kapı ve sınır komşumuz Sayın Milletvekili Ayhan Sefer Üstün'ün ağabeyi İsmail Üstün'ün siyasi baskılı şikayeti üzerine inşaatı köy karar defterine geçirmeyip inşaattan haberim yok diyerek siyasi baskıya boyun eğmiş ve daha da ileri giderek bu yapıyı kaçak yapı diye şikayet etmiştir.

Bu şikayet dolayısıyla İl encümeninin kararı üzerine ahırımız kapatıldı. Biz de adalete olan güvenimizden dolayı bir avukat ile anlaşıp bu kararı bozmak için mahkemeye başvurduk.

O Hakim Fetö’cü

Köy gibi bir yerde ahırımızın yıkılmayacağına dair haklı beklentimiz mahkeme kararı ile son buldu. Mahkeme kararı ile İl Encümenin kararı onaylandı. Ve ne acıdır ki bu kararı veren hakim HSYK'nın 31 Ağustos 2016 tarihi 428 sayılı kararı ile FETÖ terör örgütü mensubu olduğu veya olanlar ile irtibat halinde bulunduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildi.

Üstün vaat:

Yıkım kararı çıkması üzerine Sayın Milletvekilli Ayhan Sefer Üstün'ün ağabeyi İsmail Üstün ahırın yıkılması dolayısıyla kardeşinin milletvekili olması hasebiyle herhalde adının kirleneceğini düşünüp babama ahıra hayvan koymayıp sadece samanlık olarak kullanacağına noter huzurunda söz vermesi karşılığında ahırın yıkımını durduracağını vadetti.

Babam, siyasi gücüne güvenerek kendini hakimden, mahkemeden hatta ve hatta adaletten üstün gören bu şahsın sözlerini ciddiye almayıp kabul etmedi. Yıkım kararının gerçekleştirilmesi için ahırdaki hayvanlar jandarma zoruyla çıkartıldı. bu çıkartma işlemine rağmen herhangi bir yıkım meydana gelmedi.

Haksızlığa boyun eğmemek için hukuk okuyor:

Bu süreçte ben yaşanan olaylardan etkilenerek hukuk okumak için bir yılımı yakma pahasına mezuna kaldım ve sonraki yıl Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandım. Ve yine bu süreçte dededen kalma eski ahırda hayvanlara baktığımız için on tane büyükbaş hayvanımıza tüberküloz teşhisi konulup bu hayvanlar imha edildi.

Hayvanlarımızı kaybetmemiz ve benim öğrenimimi devam ettirebilmem için paraya ihtiyaç duymamız dolayısıyla -malum köyde yaşıyoruz hayvancılık hariç başka bir gelir kaynağımız yok- haliyle ahırımızın daha yıkılmamasını da göz önünde bulundurarak geçen sene bu zamanlar yani 2016 ağustosunda ahıra hayvan koyduk. Yıkım  kararının verilmesinden sonra ahırın kullanılmadığı beş yıllık süre içerisinde hiçbir işlem olmamasına rağmen içine hayvan koymamız ile birlikte evimiz zabıtanın uğrak noktası oldu, aralarında bir haftalık zaman dilimi dahi geçmeden ahırı devamlı teftişe geldiler, daha sonra bununla da yetinmeyip Ferizli Belediyesinin 7.08.2017 tarihli kararı ile ahırımızın boşaltılması ve 30 gün içinde yıkılacağına dair bir yazı geldi. Ve yine Ferizli Belediyesi'nin SASKi’ye bildirmesi üzerine 25 Ağustos 2017 tarihinde, içeride hayvanlarımız olmasına rağmen, ahırda ki hayvanların susuzluktan ölmeleri pahasına suyumuz kesilmiştir. Şimdi ise yıkımı beklemekteyiz..” diyerek haksızlığa ve hukuksuzluğa uğradığını dile böyle getirdi.