Serdivan ilçesi İstiklal Mahallesi Kazımpaşa Caddesi'nde, 3 Aralık 2019 günü meydana gelen trafik kazasında, S.Ç. yönetimindeki 54 E 8897 plakalı otomobil, sürücünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu kaldırıma çıkıp, önce Medeni Tazegül'e ardından da başka bir otomobil ve çöp konteynerine çarptı. Ağır yaralanan Medeni Tazegül kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kaza sonrasında kendisini cinlerin kovaladığını iddia eden sürücü S.Ç.'ye sevk edildiği psikiyatri servisinde 'Akut psikotik bozukluk' teşhisi konuldu. Kaza sonrasında bir süre tedavi gören S,Ç. tutuksuz yargılanmaya başladı. S.Ç.'nin sosyal hayatına devam ettiğini ve okul hayatına geri döndüğünü belirten Damla Tazegül Üstün, 'Babam uzun yol şoförü ve o gece de yola çıkacağı için anneme 'sen zahmet etme' diyerek alışveriş yapmaya gidiyor. Saat 14.00'te evden çıkıyor ve 14.15'te olay yaşanıyor. Yayaların seyir halinde olduğu kaldırımda yürürken canice babamı ezerek ve olay yerinden kaçarak, ayrıca kaza yaptığını bilmesine rağmen inkar ettikleri bir süreç yaşıyoruz. O sokakta yapılmaması gereken hız yapılarak, 120 kilometre hız ile babamı canice eziyor ve kaçarken de başka bir araca çarpıyor. O araçta bulunan insanları yaralayıp sonrasında ise annesinin el frenini çekmesi ile arabayı durduruyor. Olay yerinden ise başını açarak kaçmaya çalışıyor. Olay yerindeki vatandaşların yakaladığı zaman da 'Ben cinliyim. Size zarar veririm. Bana dokunmayın. Hepinizi öldüreceğim. Hepinizin sonu gelecek' şeklinde tehditler savuruyor, fakat insanlar onu yine de yakalıyorlar. Annesi de 'Sen ne yaptın' diye bağırarak 'Çarptığımız yaya yaşıyor mu, bir şey oldu mu' diye etrafına sorarken, şu anki mahkemede de babamdan hiçbir şekilde söz etmiyorlar. Babama çarptıklarını kabul etmiyorlar' dedi. 'BENİM BABAM TOPRAĞIN ALTINDAYKEN O BABASININ YANINDA' Damla Tazegül Üstün ailenin kendilerinden özür dilemediğini ifade ederek, 'Benim babam öleli 1 yılı geçti. Biz bu insanlarla karşı karşıya gelmedik. Bizden özür de dilemediler, helallik de istemediler ya da bizim evimize taziyeye de gelmediler. Sadece kızlarını kaçırarak, deli raporu alıp bu suçtan yırtmaya çalışıyorlar. Biz de bunun için mücadelemizi veriyoruz ve hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz. Ne olursa olsun, kaç mahkeme devam ederse etsin, ben sonuna kadar babamın kanının arkasındayım. Beni asla kimse durduramayacak. Bu kız hayatına devam ediyor. Eskişehir'de yattı, oradan şizofren raporu aldı ve hiçbir şekilde içeriye girmedi. Gitti, okul kaydını yaptırdı. Sakarya Üniversitesi'nde mimarlık öğrencisi ve okuluna devam ediyor. Normal bir şekilde hayatına devam ediyor, arkadaşlarıyla buluşmaya devam ediyor. Her şeyi geçtim, benim babam toprağın altındayken o babasının yanında' diye konuştu. 'ADALETE GÜVENİYORUM' Devam eden mahkemelerde hiçbir şekilde sonuç alınamadığını söyleyen Üstün, şöyle konuştu: 'Aile kızlarının hasta olduğunu sadece mahkeme gününde kabul ediyor. Mahkeme günü 'bizim kızımız şizofren' diyor ama kızları bütün sosyal hayatına devam ediyor. 1 ölü, 1 yaralı olan kazanın sonucunda hala ailesiyle yaşayabiliyor. Bu duruşmada cezasını alacak diyoruz fakat her mahkemeden elimiz boş döndük. Ben babamın mezarına gittiğim zaman 'baba bugün de olmadı' derken kendimden utanıyorum. Ben adalete güveniyorum.'