Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu (ICOMS), Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde düzenlenen uluslararası bir organizasyon olarak bu yıl ilk defa çevrim içi gerçekleştirildi. İletişim alanının interdisipliner olma özelliğini göz önünde bulundurarak, belirli bir alt temadan ziyade iletişim özelinde olmak üzere birçok farklı kategoride üretim yapan akademisyenleri bir araya getirecek bir ortam oluşturmak amacıyla düzenlenen sempozyum, iletişim alanında faaliyet yürüten araştırmacılar için önemli bir buluşma noktası olarak bu yıl başlangıcını yaptı. Moderatörlüğünü SAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel'in yaptığı sempozyum açılışında SAÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan ve Kapadokya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Alev Alatlı Sempozyumunda açılış konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Savaşan, 21 oturumdan oluşan yoğun sempozyum takvimine dikkat çekerek, 'Bu sempozyum da iletişim alanına katkılar sunacak hem de esasında interdisipliner bir alan olan iletişim alanında ürün ortaya koyanlar arasında network oluşmasına da yol açacaktır' dedi. Eğitim sistemlerinin asli amacına değinen Prof. Dr. Savaşan, 'Denir ki 'Tüm eğitim sistemi aslında o topluma ve insanlığa yeni bir ses ve soluk olacak, düşünce ve çağın sorunlarına karşı esaslı çözümler üretecek o bir-iki kişi için vardır' bu tür etkinlikler belki de bu kişilerin ortaya çıkmasını sağlayacak diye ümit ediyorum' ifadesini kullandı. Prof. Dr. Savaşan bu bağlamda, Sakarya Üniversitesinin eğitim sisteminin daima kendisini yenileyen ve dinamik bir yapıda olduğunu söyleyerek, 'Biz de üniversitemizde öğrencilerin hedef koymalarını ve hedeflerini ihtiyaçlarına binaen revize etmelerini sağlayacak, onları hayat boyu yenileme dinamizmine kavuşturacak esnek ve dinamik bir eğitim modeli uygulamaya çalışıyoruz' diye konuştu. Alev Alatlı'dan Açılış Konuşması Sempozyumun açılış programına Türkiye'nin önemli entelektüellerinden ve fikir insanlarından, Kapadokya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Alev Alatlı da katıldı. Açılış konuşmasında Alatlı, Türkiye'nin fikir ikliminde dil ve iletişime yönelik yaşadığı kimi problemleri iletişim alanında eğitim gören gençlerin ve ileride bu alanda çalışacak geleceğin iletişimcilerinin çözeceğine vurgu yaptı. Alatlı, 'Dünyayı dönüştürecek, Türkiye'yi ayakta tutacak, önümüzdeki korkunç virajı alabilecek kıratta bireylerin yetişmesi için eğitime ve özellikle iletişim eğitimine olan ihtiyaç açıktır' dedi. Üniversite mezunlarının ülkemize ışık olması gerektiğini söyleyen Alatlı, 'Üniversiteden yeni mezun olan arkadaş gittiği yeri aydınlatmalı, ellerini kavuşturup oturmamalı. Çünkü neden en taze bilgi onda. Böyle bir felsefi inançtan başlıyoruz' ifadelerini kullandı. Geçmişe saplantılı yaşamanın kolaycı bir yol olduğunu ve pek işe yaramadığı değerlendirmesinde bulunan Alatlı, 'Bugün eğer felsefeden başlatacaksanız Aristo'dan başlanmaz. Çünkü Aristo dünya düşün düzeyinde ekarte edileli en az beş yüz yıl oldu' dedi. Sempozyuma ilgi büyüktü Sempozyuma Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 100'ü aşkın araştırmacı katıldı ve toplam 21 oturum gerçekleştirildi. İletişim alanının farklı dallarına yönelik güncel konuların tartışıldığı sempozyumda katılımcılar sunumlarını yaparken, Türkiye'de bu alanda akademik çalışmalar yürüten bireylerin fikir alışverişinde bulunmaları ve tanışmaları için de önemli bir zemin sağlanmış oldu. Katılımcılar sempozyumun kendileri için verimli geçtiğini ifade ederken özellikle COVID-19 salgınının etkilerinin hala sürdüğü bu dönemde çevrimiçi de olsa iletişim bilimciler olarak bir araya gelmenin önemine dikkat çektiler. Dekan Avşar: Bu organizasyonlar artmalı Sempozyumun kapanış konuşmasını Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar gerçekleştirdi. Avşar, sempozyumun başarılı ve verimli bir şekilde geçtiğini belirtirken 'Bu organizasyonlar özellikle akademik kariyerlerinin başlangıç aşamasında olan genç akademisyen adayları için önemli bir platform. Bu tip toplantılarda araştırmacıların yaptığı tebliğler önemli bilgiler barındırıyor fakat bana göre bu organizasyonların temelini, alanda çalışma yürüten araştırmacıların birbirleriyle tanışması, ilgi alanlarına göre fikir alışverişinde bulunmaları ve ilişki ağlarını geliştirerek ortak çalışmalar ve projeler için birbirlerini desteklemeleri oluşturuyor. Salgın döneminde pek çok alan gibi akademi alanında da mecburen bireysellik artarken ortak çalışma olanakları azaldı. Şimdi salgının etkileri azaldıkça bu ortaklık duygusunu geliştireceğimizi ve tekrar bir araya geleceğimizi ümit ediyorum. Umarım önümüzdeki sene ICOMS da yüz yüze yapılır.' diye konuştu.