Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezinin raporundan: 'Bu şekilde bir deprem geri planına sahip bir bölgede 24 Eylül 2020 Marmara Denizi depremi büyüklüğündeki depremlerin oluşumu yer bilimleri açısından olağan bir durumdur' Merkezden yapılan açıklamada, 24 Eylül saat 16.38'de meydana gelen 4,2 büyüklüğündeki depremin başta İstanbul ve çevre illerde hissedildiği anımsatıldı. Depremin herhangi bir hasara yol açmadığı hatırlatılan açıklamada, sarsıntının Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde meydana geldiği belirtildi. Merkez bünyesinde görev yapan Prof. Dr. Emrah Doğan, Prof. Dr. Murat Utkucu ve Araştırma Görevlisi Dr. Emrah Budakoğlu tarafından hazırlanan 13 sayfalık raporda KAFZ'ın, Marmara Bölgesi'nde üç kol halinde uzandığı ve önemli bir deprem tehlikesi oluşturduğu bilgisine yer verildi. Son 120 yıl içerisinde büyüklüğü 6,8 ve daha büyük olan 8, büyüklüğü 5,0 ve daha büyük 50'yi aşkın depremin meydana geldiği işaret edilen raporda, 'Bu şekilde bir deprem geri planına sahip bir bölgede 24 Eylül 2020 Marmara Denizi depremi büyüklüğündeki depremlerin oluşumu yer bilimleri açısından olağan bir durumdur. 24 Eylül 2020 Marmara Denizi depreminin SAU1 kodlu Sakarya Üniversitesi deprem kayıt istasyonundaki kaydı 26 Eylül 2019 Silivri depremi (5,8) kaydı ile birlikte değerlendirildiğinde her iki depremin odaklarının birbirine çok yakın konumlu olduğu belirlenmiştir. Bu bilgiden ve yeni oluşan depremin büyüklüğünden hareketle 24 Eylül 2020 Marmara Denizi depreminin bir artçı deprem olabileceği değerlendirilmiştir.' denildi. Daha önce yapılan depremsellik ve deprem gerilme analizlerinden 24 Eylül Marmara Denizi depreminin oluştuğu alanda tektonik gerilme artışına dair sonuçlara ulaşıldığı ifade edilen raporda, bu açıdan da depremin oluşumunun bilimsel açıdan bir sürpriz olarak değerlendirilemeyeceği kaydedildi. Aynı alanda 7 Haziran 2012 tarihinde 5,1, 26 Eylül 2019 tarihinde 5,8 büyüklüğünde depremlerin de meydana geldiği hatırlatılan raporda, şu değerlendirme yer aldı: 'Bununla birlikte kamuoyu gündemini uzun süredir işgal eden ve beklenen büyük ve yıkıcı depremin hangi tarihte olacağı konusunda bir şey söylemek imkansızdır. Bu konuda bilimsel olarak ifade edilebilecek doğru görüş, Doğu Marmara Denizi altında 7 civarı ve üzeri büyük bir depremin olma olasılığının olduğu ve bu depremin yarın da oluşsa 100 yıl sonra da oluşsa bilimsel olarak bir sıra dışılık ya da sürprizin söz konusu olamayacağıdır. Bu bağlamda en doğru hareket tarzının bu deprem yarın oluşacakmış gibi hazır olmak ve gerekli tedbirleri almaktır.'