Ülkesindeki iç savaş nedeniyle 7 yıl önce Türkiye'ye sığınan Suriyeli Çerkez Bassam Hak Hassan, Sakarya'da kurulan Çerkez, Abhaz ve Türk kültürünü yansıtan eserlerin bulunduğu müzede savaşın yıkıcılığına karşın kültürlerin birleştiriciliğine hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyor

Çerkez Hassan:

'Buradaki vazifem sayesinde kültürler hakkında bilgim artıyor. Çok kıymetli tarihi malumat ve tecrübelerden istifade ediyorum. Aynı zamanda Türkçe'mi geliştirmemde de bana katkı sağlıyor'

Ülkesinde 2011 yılında başlayan iç savaş nedeniyle yaklaşık 7 yıl önce eşi, annesi ve 3 çocuğuyla Türkiye'ye gelen 67 yaşındaki Suriyeli Çerkez Hassan, Söğütlü ilçesinde iş adamı Nahit Serbes tarafından kurulan Çerkez Kültür Evi'ne gelen yerli ve yabancı misafirlere rehberlik yapıyor.

Çerkez, Abhaz ve Türk kültürüne ait, bazıları asırlık eserlerin derlenip müze haline getirilmesinde rol üstlenen Hassan, savaşın yıkıcı etkilerine karşın kültürlerin birleştirici gücüne hizmet etmenin gururunu yaşıyor.

Türkiye'ye geldiği günden bu yana karşılaştığı hoşgörülü yaklaşım dolayısıyla gurbetlik hissetmediği için kendini şanslı addeden Hassan, aynı kaderi paylaşan diğer sığınmacılara da savaşların parçaladığı hayatları yeniden bir araya getirecek kültürlere hizmet etmek için yaşadıkları ülkenin dilini iyi derecede öğrenmelerini tavsiye ediyor.

'Müzede Çerkez kültürüne ait eserler bulunuyor'

Hassan, AA muhabirine, 2013 yılında ailesiyle Türkiye'ye yerleştiğini söyledi.

Geldiğinde ilk dikkatini çeken şeylerden birinin, Orta Doğu ülkelerinin çoğunda görülenin aksine güvenlik güçlerinin insanlara yönelik anlayışlı yaklaşımı olduğunu dile getiren Hassan, resmi kurumlarda ve halk düzeyinde şahit olduğu tutumun kendisini çok etkilediğini kaydetti.

Hassan, kısa süre sonra Sakarya'daki Çerkezler ile tanıştığını ve müzede çalışmaya başladığını aktararak, 'Bizlere karşı doğal bir sevgi ve güzel duygular beslediklerini gördüm. Bizlere dua edip burada güven içerisinde olduğumuzu söylemeleri gibi davranışları da bizde güzel etkiler bıraktı.' dedi.

Çerkez dili, kültürü ve folklorunun gençliğinden bu yana ilgi alanı olduğuna değinen Hassan, çok sayıda Çerkez, Abhaz ve Türk kültürüne ait tarihi değeri bulunan eseri hassasiyet ve önem sırasına göre dizayn ederek müzeyi oluşturduklarını anlattı.

Hassan, müzeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere Çerkezce, İngilizce ve kısıtlı da olsa Türkçe, eserler hakkında bilgi aktardığını ifade ederek, 'Müzede genellikle Çerkez kültürüne ait tarihi değeri olan eserler bulunuyor. Şu an kullanılmayan ancak kültürel mirası yansıtan eşyalar, dünyanın çeşitli bölgelerinde Çerkezler tarafından kullanılmış nadir parçalar...' diye konuştu.

Müzede Kafkaslardan gelen asırlık ahşap arabalardan bakır tencerelere, yöresel at eyerinden silah ve kılıç gibi savaş aletlerine birçok eserin sergilendiğini aktaran Hassan, aynı zamanda üç kültüre ait bilgileri ihtiva eden kitap ve belgelerin bulunduğu kütüphanenin de ziyaretçilerin istifadesine sunulduğunu dile getirdi.

'Türkiye'de kendimi gurbette hissetmiyorum'

Türkiye'de kendini gurbette hissetmediğini vurgulayan Hassan, şöyle devam etti:

'Benim şansım ise ilgi alanımla uyumlu ve hakkında bilgi sahibi olduğum bir alanda çalışıyor olmam. Burada bulunmaktan mutluyum. Buradaki vazifem sayesinde kültürler hakkında bilgim artıyor. Çok kıymetli tarihi malumat ve tecrübelerden istifade ediyorum. Aynı zamanda Türkçe'mi geliştirmemde de bana katkı sağlıyor.'

Hassan, çeşitli nedenlerle ülkelerini terk ederek Türkiye'de yaşayan yabancı uyruklulara Türkçe'yi iyi derecede öğrenmelerini tavsiye ederek, 'Kültürel arka planları bulunuyorsa ve dillerini geliştirirlerse kültürlerine hizmet etmek için çok önemli fırsatları yakalayacaklardır.' dedi.