Osmanlı Medeniyeti'nin İslam Medeniyeti'nin kendisi olduğunu vurgulayan araştırmacı Dursun Gürlek, 'Osmanlı Devleti siyasi olarak ömrünü tamamlamış olabilir ancak medeniyet mirası öylesine zengin ki yok olması mümkün değildir' dedi.

Dönemin Ramazan geleneklerinden de örnekler sunan Dursun Gürlek, 'Osmanlı; yeryüzünde İslam'ın tüm güzelliklerini, özelliklerini; İslam'ın son ve en mütekamil din olduğunu dünyaya gösteren ve onu en iyi yaşayan ve yaşatan bir millettir. İslamiyet yeryüzüne Türkler vasıtasıyla yayılmıştır. Bunların başında tabiî ki Karahanlılar, Selçuklular ama bilhassa Osmanlılar geliyor. Yani dünyaya hemen hemen bu millet sayesinde yayılmıştır. Her gittiği yere medeniyet götürmüştür. Medeniyet deyince biz zarafeti anlıyoruz, inceliği, temizliği, adabı, erkanı, sosyal yardımlaşmayı anlıyoruz. O bakımdan özetle söylemek gerekirse Osmanlı Medeniyeti İslam Medeniyeti'nden başka bir şey değildir.' diye konuştu.

İstanbul'da bulunan camilerin, çeşmelerin, mekteplerin, medreselerin, hastanelerin, köprülerin ve benzeri mimarî eserlerin yüzde 80'i ve yüzde 90'ının Osmanlı eseri olduğunu dile getiren Gürlek; 'Onlarda oturuyoruz, onlarda ders yapıyoruz, onlarda yiyip içiyoruz. Demek ki Osmanlı Medeniyeti halen yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek' şeklinde konuştu.