MHP Sakarya Milletvekili Zihni Açba bir süredir AK Parti’ye karşı muhalefet etmeninde ötesinde aşırı tepki, eleştiri, enteresan iddia ve krizlerle gündeme geliyor!
Oysaki 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin darbeye karşı duruşu ve 7 Ağustos Yenikapı Ruhuna verdiği katkılardan dolayı her iki parti ve tabanları arasında yakınlaşma ve kaynaşma yaşanıyor. Ülke meselelerinde MHP, AK Parti’nin önünü açarak Türkiye’yi rahatlatıyor.
AK Partililerin en sevdikleri lider Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın ardından Bahçeli’dir. Aynı şey MHP tabanı açısından da geçerli. 15 Temmuz darbe gecesi AK Parti ile başlayan yakınlaşma darbe nöbetlerinde kaynaşmaya dönüştü. MHP’lilerin üçte ikisinin kendi partilerine oy vermemeleri halinde oy verecekleri parti hiç kuşkusuz ki AK Parti’dir.
MHP ve AK Parti arasında 15 Temmuz sonrası başlayan yakınlaşma, hatta bir adım ötesi iki partinin siyasette yüzde 70’lik halk desteğini arkalarına alarak hareket etmelerine rağmen enteresan bir şekilde 15 Temmuz sonrası Milletvekili Açba, AK Parti ve milletvekillerine karşı sert eleştirililere yöneldi.
Açba önceki günde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Törenleri’nde AK Parti İl Başkan’ı Fevzi Kılıç’la yaşadığı protokol krizi nedeniyle tören alanını İl Başkan’ı Levent Bülbülle birlikte terk etti.
29 Ekim Törenleri sırasında AK Parti Sakarya İl Başkanı Fevzi Kılıç, ilk olarak Sakarya İl Jandarma Komutanı Albay Emin Dursun`un oturması gereken ikinci sırada yer alan koltuğa oturdu. Bir süre sonra alana gelen Albay Emin Dursun, protokolde başka bir yere oturdu. AK Parti İl Başkanı Fevzi Kılıç daha sonra ise AK Parti Milletvekili Mustafa İsen`in törene gelmemesi üzerine en ön sıraya geçerek, MHP Milletvekili Zihni Açba, CHP Milletvekili Engin Özkoç ve AK Parti Milletvekili Recep Uncuoğlu`nun yanına oturdu. Açba, Kılıç’ın bu tavrına tepki göstererek ayağa kalktı. CHP Milletvekili ve Genel Başkan Baş Danışman’ı Engin Özkoç, Açba’yı sakinleştirip yerine oturmasını rica etti. Vali Hüseyin Avni Çoş protokol müdürünü yanına çağırıp olaya müdahale etti. CHP Milletvekili Özkoç’un ikna çabalarına rağmen Açba platformdan indi. İlk anda Açba’ya eşlik etmeyen ve yerinde oturan MHP İl Başkan’ı Levent Bülbül’de, Açba’nın el işareti yapması sonucu tören alanını terk etmek zorunda kaldı.
Açba’nın, Kılıç’ı protokol adabı yönünden eleştirmesi doğal ve doğrudur. Yıllardır siyasetin içerisinde yer alan; belediye meclis üyeliği, büyükşehir belediye başkan vekilliği ve il başkanlığı yapan Kılıç’ın protokol kurallarını bilmemesi veya saygı göstermemesi kabul edilemez. Fakat kriz sonrası İl Başkan’ı Levent Bülbül’ün yaptığı açıklamada yer alan AK Parti’nin parti devleti gibi davrandığı açıklaması da yersiz. Kılıç hepimizin tanıdığı bir isim. Muhtemelen dalgınlıkla böyle bir hata yapmıştır.
Açba’nın ortak değerimiz olan, Türk Milliyetçiliği’nin büyük başarısı olan cumhuriyetin kuruluşu ile ilgili bir töreni terk etmesi ise kabul edilemez. Kılıç’ın protokol kurallarına riayet etmemesi muhtemelen CHP Genel Başkan Baş Danışman’ı ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un da hoşuna gitmemiştir. Oysaki Özkoç sonuna kadar tören alanında kaldı ve Açba’yı vaz geçilmeye çalıştı.
Kılıç’ın olasılık dalgınlık nedeniyle yol açtığı protokol krizini devlet meselesi haline getirmek ve en mutlu ortak günümüzde, ulusal medya da Sakarya’nın adının krizle anılmasına yol açması Açba’ya yakışmadı. Ayrıca İl Başkan’ı Levent Bülbül’ü herkesin içinde el hareketiyle töreni terk etmesi için uyarması da doğru olmadı. Açba, kadar İl Başkan’ı Bülbül’ün de kuramsal kimliği var. Bu hareketle Açba, Bülbül’ü de zor durumda bıraktı
Sakarya’nın sorunları ve çözüm önerleri yerine enteresan iddialar ve krizlerle adının anılması MHP Milletvekili Açba’yı, MHP tabanı ve Sakarya halkı nezdinde de zor durumda bırakıyor. AK Parti ve MHP tabanları ülke geleceği noktasında bu kadar yakınlaşmışken Açba’nın AK Parti ile sürekli kriz yaşamasının halkta ve MHP tabanında bir karşılığı yok.
Açba’da krizlerle anılmak yerine partisi ve Genel Başkan’ı Devlet Bahçe’li gibi ülke birliğine katkı yapmalıdır. 15 Temmuz ve sonrası yaşananlar, Suriye ve Irak’ta fiili çatışma içerisinde bulunduğumuz şu günlerde yaşanan birlik ve beraberlik duygusuna katlı yapmalıdır.
Ülkücülük ve Türk Milliyetçiliği’nin gereği budur.
