İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi Başkan’ı Hüsnü Gürpınar önceki gün yaptığı açıklamayla“Belediye meclislerinde ve il genel meclislerinde meslek odalarının daimi üye olarak temsiliyetini sağlayacak yasal düzenleme yapılmasını”istemiş.Gürpınar, bu talebeni de belediye meclis üyelerinin kapasitelerine “işaret ederek” bilimsel doğrular çerçevesinde karar alamamalarına dayandırmış.Gürpınar, “halkın iradesiyle” oluşan meclislere, meslek odası yöneticilerinin “seçimsiz”,“doğal üye” olarak girmesini istiyor. Gürpınar’ın isteğinin demokrasiyle yönetilen bir rejimde itibar görmesi mümkün değil. Gürpınar’ın isteği demokrasinin ve halk iradesinin ruhuna aykırı bir şey.

Seçimiz milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyesi gibi uygulamalar ülkemizde “tek parti” ve “Milli Şef”döneminde uygulandı. Birde “27 Mayıs” askeri darbesi sonrası “ulusal birlik komitesi üyeleri” ile “eski genel kurmay başkanları” seçimsiz tabii senatör oldular.Her belediyenin “yasayla” ve “tüzüklerle”düzenlenmiş, görevlendirilmiş “teknik personelleri”mevcuttur. Halk’tan gelen talepler doğrultusunda seçilmişler, bu talepleri teknik birimlere gönderirler. Teknik birimlerde talepleri; yasalar, akıl ve bilimi gözeterek halkın ihtiyaçlarına göre düzenleyerek yasama meclislerine gönderiler. Bu düzenlemeleri halkın iradesiyle halk yerine seçilmişler de onaylarlar. Bu kararlar ve itirazlar ise” bağımsız yargı kurumlarının” denetimlerine tabidir.

Gürpınar’ın, talihsiz sayılabilecek açıklamasıyla belediye ve il genel meclislerini, seçilmişleri ve halkın iradesini hiçe saydığını söyleyebiliriz. Yapılan işleri basite almıştır. Hele Gürpınar’ın açıklamasında yerel meclislere yönelttiği bilimsel doğruların yerel meclislerde yeterince dile getirilmediği, ortaya konmadığı ve kamuoyunun bilimsel doğrular çerçevesinde tarafsız gözle aydınlatılmadığı eleştirisi ise “kabul edilemez”. “İMO ve benzeri meslek kuruluşlarının her açıklaması, tespitleri ve düşünceleri doğruyken halk iradesiyle seçilmişlerin, meclislerin mi hatalıdır?”

Dünyanın “gelişmiş” ve “demokratik” hiçbir ülkesinde meslek örgütleri “kamu kuruluşu” kabul edilemez. İMO başta olmak üzere ülkemiz de ki meslek örgütlerinin bugün birçok “imtiyazları”mevcuttur. Gürpınar bu imtiyazlarla yetinmeyerek yeni imtiyazlar istemektedir. Demokrasiyle yönetilen rejimlerde bu mümkün değildir. Gürpınar ve meslek örgütleri temsilcileri illa ki siyaset yapmak ve belediye meclislerinde olmak istiyorlarsa halka gidip, aday olmaları lazımdır. “Halktan korkmasınlar.”