STAR Gazetesi ve Kanal 24 Televizyonu’na, “24 Temmuz Çalışan Gazeteciler Günü’nde“MLKP” adlı terör örgütü tarafından öğle yemeği saatine ayarlı ve yemekhane bölümünün yakınına atılarak çalışanları hedef alan “bombalı saldırı” yapıldı.

Şans eseri terör saldırsında can kaybı yaşanmadı.

Bombalı saldırıyı her ne kadar MLKP adlı sol bir terör örgütü üstlense de olayın gerçek azmettiricisi bir miting de “elinde havuz medyası diye bazı gazeteleri sallayarak, PKK’lara bu gazeteleri açıkça hedef gösteren HDP Eş Başkan’ı Selahattin Demirtaş’tır.”

Star Gazetesi ve Kanal 24 Televizyonu’na gerçekleştirilen bombalı saldırıyı Doğan Grubu, Cumhuriyet ve Sözcü gibi ulusalcı gazeteler ve Paralel Yapı Medyası da “kınamadı.”

Bombalı saldırıya tepki göstermeyen bu gruplar olayı haber olarak bile kullanmadılar.

Medya Derneği saldırıya tepki gösterip kınarken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden (TGC) cılız bir açıklama geldi.

Basın Konseyi ve Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti ise olayı kınamadılar.

Ulusalcı bir gazeteci yargılandığı ve mahkemesi olacağı zaman Silivri yollarına düşen, ağıtlar yakan yine Paralel Medya’ya yönelik bir hukuk operasyonunu demokrasiye, fikir ve inanç hürriyetine vurulan darbe olarak tanımlayan, korkuyorum diye yazılar yazan “Sakarya Gazeteciler Cemiyet’i (SGC) Başkan’ı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Sezai Matur’da bombalı saldırıya sessiz kaldı.”

Tepki göstermedi.

Çalışan Gazeteciler Günü’nde bombalı saldırıya maruz kalan meslektaşlarına, “kendisinden farklı düşündükleri” için bir geçmiş olsun diyemedi.

Matur hadi ideolojik bir tavır sergileyerek, kendisi gibi düşünmeyen gazetecilere bombalı saldırı da bulunulmasını kınamadı da “Sakarya Gazeteciler Birliği (SGB) ve Başkan’ı Zeki Aydıntepe” ile “Sakarya Radyo Televizyon ve İnternet Yayıncıları Derneği (RATED) Başkan’ı Remzi Adıyaman’a” ne demeli?

Aydıntepe ve Adıyaman’da gazetecilere bombalı saldırıyı kınamadılar.

Fikir ve düşünce hürriyeti adına bir tavır sergileyemediler.

Bu arkadaşlar sanırım gazeteciler ve basınla ilgili bir meslek kuruşu yöneticisi olduklarının hâlâ farkında değiller.

Kendilerini kanarya sevenler derneği başkanı sanıyor olabilirler mi?

Veya Uzayda yaşıyor olup olayın henüz farkında olmayabilirler mi?

Maalesef Türkiye’de siyasiler, STK’lar ve basın “kendi meşrebine” ve “ideolojisine” göre terörü ya kınıyor ya da destekliyorlar.

Halbuki terör, anarşi ve şiddetle çözülebilecek hiç bir mesele olmadığı gibi bu yollara başvuranlar da asla meşru kabul edilemez.

Her şiddet, baskı ve saldırı “lanetlenmeli” ve “cezalandırılmalıdır.”

“Fikir hürriyetinin”, “düşünce hürriyetinin” ve “düşünceyi yayma hürriyetinin” esas mecrası olan medya üzerinde, terör yoluyla bir baskı oluşturmak kabul edilebilir bir şey değildir.

Olayı görmezden gelmek ve kınamamak ta terörü dolaylı da olsa desteklemektir.”

Bu son derece sakil, tehlikeli bir durumdur.

Ulusalda ki basın örgütleri ve yerelde ki basın örgütleri olan SGF, SGB ve RATED’den beklentimiz; medya mensupları olarak en azından bu mesleği icra edenlerin kendilerine yakışacağı şekilde ilkeli bir duruş sergileyerek nerden gelirse gelsin, maiyeti ne olursa olsun, terör, anarşi ve buna benzer baskı ve tehdit yöntemlerinin asla ve kat’a tolerans göstermemeleridir.

Sakarya’da ki basın kuruluşları ve örgütleri, gazetecilere karşı yapılan bombalı saldırıyı bir an önce kınayıp bu “ayıplı” durumdan kurtulmalıdırlar.

Twitter: @huseyinozcelik