Bir dosttum, bundan 2 yıl önce, Kılıçdaroğlu dürüst bir namuslu bir bürokrat ama CHP Genel başkanlığı götürmez demişti. Bende neden diye sorduğumda Liderlik viznonu yok diye cevap vermişti. Ben ise onun bu sözüne karşı çıkmıştım.

Dünkü CHP Grup Toplantısını televizyondan naklen seyrettik.O gün arkadaşım söylediği söz aklıma geldi. Kılıçdaroğlu bu işi götüremiyor.

Bir muhalefet lideri olarak çok zayıf, çok formsuz gördüm. Recep Tayyip Erdoğan dün grup toplantısında 1940'da bir antropoloji dergisinde yayınlanan kafatası resimlerini göstererek "CHP iktidarı döneminde 'kafatasçılığı' yapıldığını" bas bas bağırıp durdu.

[VİKİPEDİA: Antropoloji; insan bilimidir. Antropologlar tüm toplumları, kültürleri, insan kalıntılarını ve fiziksel, biyolojik yapılarını inceler. İnsanın iskelet, kafatası gibi fiziki yapısını araştıran antropoloji, insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasına yardımcı olur.]

Kılıçdaroğlu kalkıp Erdoğan'a demedi ki; "Bre cahil adam. Bre Avrupa'nın en cahil Başbakanı, CHP'yi kafatasçılıkla suçlamadan evvel git önce Antropoloji lafını ağzına almadan önce; git bir Antropoloji biliminin ne demek olduğunu öğren.Antropoloji bilimi insan iskeletini, kafatasını araştırır.Biyoloji bilimi hayvan iskeletini (kedi, köpek, at, eşek) kafatasını araştırır.Git Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi laboratuarlarına bak.

Şu anda da oralarda araştırılan, incelenen yüzlerce kafatası, iskelet göreceksin.Bilimin, üniversitenin yaptığı bilimsel araştırmalarla CHP iktidarının ne alakası var!? Diyemedi.Netice olarak AKP ve CHP Grup Toplantılarını izleyen, (ortalama eğitim seviyesi 4 yıl olan) benim temiz yürekli halkım "vay anasına be. Demek CHP döneminde kafatasçılığı yapılıyormuş.Helal olsun bu adamlara (AKP) hiç olmazsa Türk, Kürt ayırmıyorlar diye düşündü.Ondan sonra da AKP niye %50 oy alıyor? CHP niye %25lerde takılıp kalıyor? Diye kendi kendimize düşünüp, duralım.Sen 4 yıl boyunca doğru dürüst muhalefet yapmazsan aldığın o %25 oy bile sana çok.

Kılıçdaroğlu'nun ikinci en önemli hatası; konuşmalarını soru sorarak yapıyor.Her iki cümlesinden biri 'sorulu cümle'.Mesela; "Petkim'de yapılan ihalede x milyon dolarlık yolsuzluk vatan hainliği değil mi? Tüpraş'ta yapılan x milyon dolarlık yolsuzluk vatan hainliği değil mi?" şeklinde konuşma yapıyor.Bunun yerine "Petkim'de yapılan x milyon dolarlık yolsuzluk vatan hainliğidir!.Tüpraş'ta yapılan x milyon dolarlık yolsuzluk vatan hainligidir!.." de.Bu şekilde konuş. Bu halk öyle sorulu, morulu konuşmalardan anlamaz.Bu şekildeki konuşmalara değer vermez.

Bak; Erdoğan konuşmalarında bir tane sorulu cümle kuruyor mu?Adam takır, takır siz 'kafatasçısınız' diyor.Antropoloji dergisini havalarda sallıyor, millete gösteriyor. "Kameralar gelsin, iyi çeksin " diyor. Kılıçdaroğlu hala "O öyle değil mi? Bu böyle değil mi?" diyerek anlatmaya devam ediyor.Bir adam hırsızlık yapmışsa, yolsuzluk yapmışsa; "kardeşim; senin bu yaptığın hırsızlıktır." diyeceksin."Bu yaptığın hırsızlık değil mi?" dersen; hem hırsızlık yapanı yarı yarıya affetmiş olursun.Hem de bu halk sana inanıp güvenmez.Halk; "Demek ki Kılıçdaroğlu söylediğinden emin değil ki; 'Bu yaptığın hırsızlıktır.' diyemiyor. Ancak 'soruyor'" diye düşünür.Yok; bu Kılıçdaroğlu ile bu CHP iktidar filan olamaz.Kendisi Türkiye'nin en dürüst, en temiz insanlarından birisidir.Ancak dürüst olmak, temiz olmak başka şey.İyi bir lider, iyi bir muhalefet lideri olmak başka şey. Rahmetli Erdal İnönü, CHP Genel Başkanı olacaktı da sen de Erdoğan olarak CHP'yi 'kafatasçılıkla' suçlayacaktın.Erdal İnönü derhal Antropoloji Fakültesi'nin bugünkü yayınlarını bulur, getirtir.Bugünkü yayınlardaki kafatası, iskelet resimlerini halka, kameralara gösterir.

Antropolojinin bir bilim dalı olduğunu anlatır.Antropoloji biliminin 1940'larda yaptığı (şu anda da yapmaya devam ettiği) araştırmalarla CHP'nin hiçbir ilgisi alakası olmadığını, olamayacağını anlatır. Erdoğan’ı o konuşmayı yaptığına, yapacağına bin pişman ederdi.