Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Mart Kültür Sanat Etkinlikleri 'Kanjide'den Çanakkale'ye Destanların Yazarı Mehmed Niyazi' panel/anma programı ile devam etti. AKM'de gerçekleştirilen etkinliğe Reşat Şen, Tarihçi Yazar Can Alpgüvenç ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cemal Zehir konuşmacı olarak katıldı. Programın moderatörlüğünü Can Alpgüvenç yaptı. Vefa abisi Reşat Şen, 'Mehmed Niyazi beyefendi ile tanışıklığımız yaklaşık olarak 50 yıla dayanmaktadır. Kendisi her zaman dik başlı, aklı başında biri olmuştur. Herhangi bir yerde panel yapılacaksa düzenler, organize olacaksa herkesin orada bulunmasını sağlardı. Üniversite yıllarında o zamanlar kıraathane dediğimiz kahvelerde toplanılırdı. Bu kahvelerde çeşitli toplantılar düzenlenir, zamanın gündemi hakkında önemli kararlar alınırdı. Mehmed Niyazi her zaman vefa abisi olmuştur. Yardıma muhtaçlara kol kanat geren birisi olmuştur. İlk eseri 'Var Olmak Kavgası' eserini 1967 senesinde ortaya çıkarmıştır' sözlerine yer verdi. Dönem yazarlarının yareni Prof. Dr. Cemal Zehir, 'Mehmed Niyazi Osmanlı'nın son dönemlerinde yetişmiş önemli insanlardan biriydi. O dönemde yaşayan birçok önemli yazarın 'yareniydi.' Hukuk ve Felsefe bölümlerinden mezun, Milli Türk Talebe Birliği'nin de başkanlığını yapmıştır. Kendisinde şahsı için hiçbir zaman nefis yoktu. Onun en büyük nefsi milleti ve vatanıydı. 70 yaşına geldiğinde bile gençlerin önemli yerlerde bulunması için yazılar yazmaya devam ederdi. Yazmış olduğu kitapların hiçbirinde asla boş bir kelime bulunmazdı. Her okuyucuyu takipçisiymiş gibi düşünür, ona göre kelimeler kullanırdı. Mehmed Niyazi o kadar akıcı konuşurdu ki bazen sizi tarihin derinliklerine bazen de günün yaşantısına dalardınız' ifadelerine yer verdi. Bitmeyen üniversite Konuşmasına devam eden Zehir, 'Mehmed Niyazi hocamızın yanına her zaman bir sürü insan gelir ve onunla konuşurdu. Ben Mehmed Niyazi için bitmeyen bir üniversite gibi demenin çok doğru bir kullanım olduğunu düşünüyorum. Kendisine gelen kitleleri sizlere şöyle açıklamak gerekirse eğer dönemin fakir ve fukarasından tutun dönemin en üst kademesinde bulunan insanlar onunla sohbet etmek ve bilgiler almak için yanında bulunurdu. Kendisi çok mütevazı ve herkese aynı şekilde davranırdı' dedi.