Tarihimizi; çok iyi ve doğru bir şekilde bilmek, istikbalin inşasında; ilk ve vazgeçilmez olan adımlardan bir tanesidir. Ecdadımız, îla-yı Kelimatullah'ı; Cihana duyurmak azmiyle, Çin'den; Atlas Okyanusu'na, çok geniş bir coğrafyada; eşi ve benzeri görülmemiş, bir Tarih Destanı; yazmıştır.

Bu destan ile; cesaret, merhamet, adalet, ilim-irfan, sanat ve zarafetin şahikasını, insanlığa; göstermiştir..

O nesil ve onların izinden giden hayırlı nesiller; ilahî iltifata mazhar oldular.

' ( İslam Dîni'ne; girme husûsunda ) öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabî olanlar var ya; İşte, Allah(c.c); onlardan razı olmuştur. Onlar da, Allah'tan(c.c) razı olmuşlardır.

Allah(c.c), onlara; içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan; cennetler hazırlamıştır.

İşte, bu; büyük kurtuluştur. ' ( et-Tevbe Suresi,100. Ayet ) Sultan Alparslan ve Anadolu Fatihi olan; Emirleri…

Kurdukları; medreselerle, istikametini şaşırmış cereyanların; kökünü kazıyan Melikşah, Nizamülmülk, v.b.… O medreselerde, ihlaslı talebeler yetiştiren;İmam-ı Gazalî (rahmetullahi aleyh)…

Talebelerini, Anadolu istikametinde; irşad hizmetine gönderen Ahmed Yesevî(k.s)…

Haçlıların eline geçen Kudüs'ü; tekrar fethedinceye kadar, kendini hüzne mecbur hisseden; Selahaddin Eyyûbî... Haçlılara, Anadolu yolunu kapatan; Kılıçarslan…

Halık'ı(c.c); tazîm ve halka şefkat, Kur'an'a hürmet ve Efendimiz'e (sav) muhabbet, cihad, tebliğ ve hizmet prensipleriyle, îla-yı kelimetullah için seferber oldukları nisbette;

Ecdadımız, hayatın her sahasında; en güzel, en başarılı, en mükemmel neticelere; Rabbimiz'in(c.c) yardım ve Lütfu ile ulaştılar.

Adaletli; idareleriyle, ihlaslı; ilimleriyle, hikmetli; sanatlarıyla, takvalı; hayatlarıyla, îmanlı ve edepli; nesilleriyle, merhametle yoğrulmuş, hizmet ve cihad dolu ömürleriyle, temayüz eden bu nesillerin; isimli ve isimsiz Kahramanları, Tarihimizi; şan ve şerefle tezyin etmişlerdir.

Halep'te bulunan, Sultan Alparslan'ın; kısa süre ıçerisinde, Halep'ten; Ahlat'a gelmesi, bölge halkının; öz güvenini artırmıştır. Sultan Alparslan'ın, öncü birliği; Bizans'ın Kutsal Haç'ı ile, Bizans Komutanı'nı; esir alarak, Bağdat'ta bulunan; Halifeye göndermiş.

Kutsal Haç'ın gönderilmesi, önemli; bir nişane olmuştur. Halife de, bütün İslam Âleminde; İslam Ordusu için dualar okutmuştur. İnsanlar içinde, ancak; ihlas sahibi olanlar, gerçek kurtuluşa; ereceklerdir. Ancak; ihlas sahipleri de, daima; büyük ve tehlikeli bir imtihan üzeredirler.

Gönlü, her daim; Cenab-ı Allah(c.c) ile beraber olan Sultan Alparslan, Adını; Türk-İslam Tarihi'ne, Altın Harflerle; yazdırmıştır.

Sultan Alparslan, 1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi'ne girmeden evvel; bembeyaz elbiseler giymiş ve : ' Bu, Ben'im; kefenimdir! ' diye; askerlerine hitap etmiştir.

Sultan Alparslan, Kendisini; Cihan şöhretine değil, halis bir İman Vecdiyle; Şehîtliğe hazırlamış.

Askerine, Harbe girmeden önce; Sultan Alparslan : ' Ya; muzaffer olur, gayeme; ulaşırım.

Ya da; Şehît olarak, Cennete; giderim. Sizlerden, Ben'i; takip etmeyi tercih edenler, Ben'i; takip etsin . Ayrılmayı, tercîh edenler; gitsinler! Burada, emreden; Sultan ve emredilen; asker yoktur.

Zîra, bugün; Ben de, sizlerden; biriyim. Sizlerle birlikte savaşan; bir Gazîyim. Beni takip edenler ve nefislerini; Yüce Allah'a (c.c) adayarak Şehît olanlar, Cennete. Sağ kalanlar ise, Gazîliğe; kavuşacaktır.

Ayrılanları ise, Âhirette; ateş, dünyada da; rezillik beklemektedir. ' diyerek, güzel ve çok etkileyici; bir konuşma yapmıştır.

Sultan Alparslan'ın; bu iİhlasına mukabil,Cenab-ı Hakk(c.c); O'na, kendi ordusundan; dört (4) misli daha kalabalık bir orduya sahip olan, Romen Diyojen karşısında; Zafer nasîp eylemiştir.

Savaş, Ahlat'ta başlamiş ve Malazgirt'te de; sonuçlanmıştır.

Sultan Alparslan, kefen mahiyetinde giydiği beyaz elbisesiyle; Savaş Meydanı'na Yiğitçe çıkmıştır.

Bütün, Ümmet-i Muhammed'in; İslam'ın muzafferiyetine dua ettiği, bir Cuma saatinde; Bizans ordusunu, Malazgirt Ovası'nda; 26 Ağustos 1071'de; Allah'ın(c.c) izni ve yadımı ile bozguna uğratmış ve Muzaffer olmuştur.

Türklere, Anadolu'nun kapılarını açan; Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Sultan Alparslan, Kahramanlığı, Öngörüsü ve Başarılı Devlet Adamlığıyla; ön plana çıkmıştır

Malazgirt yenilgisi, Bizans İmparatorluğu'nun gerileme sürecini başlatmıştır.

Bizans İmparatoru Romen Diyojen, Selçuklulara; esir düşmüştür. Sultan Alparslan, Bizans İmparatoru'nu; affettiğini ve Ülkesine iade edeceğini söylemiştir. Sultan Alparslan, bu diyaloğun ardından; antlaşmayı imzalatmıştır. Bu antlaşmada, çok ağır maddeler; mevcutmuş. Antlaşmada, çok dikkati çeken; bir madde de varmış. Bu madde : ' Selçuklu Sultanı, gerek duyduğu ve talep ettiği takdirde; Bizans İmparatoru,Selçuklu Sultanına; yardımcı birlik gönderecek.' şeklinde imiş.

Bir bakıma, Selçuklular; Malazgirt Anlaşması'yla, Bizans'ı; kendisine tabi kılmışlardır.

Bizans İmparatorluğu, 30-40 yıllık Selçuklu Devleti'nin; vassalı haline gelmiştir.

Bizans İmparatoru, ülkesine gittikten sonra; tahttan indirilmiş ve öldürülmüştür.

Sultan Alparslan: ' Size, öyle; bir Vatan aldım ki, ebediyyen; sizin olacaktır. ' buyurmuştur. Yüce Rabbimiz(c.c)!

Nesillerimizi; Razı olduğun ve Sen'den(c.c) razı olan Sahabe-i Kirama da; ihsan şuuruyla ittiba eden, bahtiyarlardan; eyle!..

Milletimizin istikbalini, mazîsinin; îla-yı kelimetullah, aşk-ı Muhammedî ve kenetlenmiş kardeşlik sırrıyla, Ecdadımızın; muhteşem ve müstesna zamanları gibi, mamur ve abad eyle!..

Âmîn!..