Sakarya`nın meşhur bir pazarı var dediler.

Üç yıldır gidicem gidicem diyorum ama her dönem çarşambaları dersim öyle fazla oluyor ki gidemiyorum.

Ama geçtiğimiz çarşamba günü bir fırsatını bulup soluğu pazarda aldım.

İstanbul`da bir kaç kere sosyete pazarına gitmişliğim var ama ne yalan söyliyim pek anlamam bu işlerden. Çarşamba günü bir kez daha gördüm ki anlayan kadınlar pek fazla.

Böyle pazarlarda farklı bir düzen vardır. Mesela tezgahların daimi müşteri vardır. Müşteriler her hafta düzenli olarak gelirler pazara.

Tezgahları belli. Öyle öğlen kalkıp gelmezler. Sabahın köründe atlar gelirler. Daha mallar seçilmeden kaparlar. Değişik bir hırs onlarınki.

Pazarcıyla müşteri arasında bir bağ kurulur zamanla. Birbirlerinde telefon numaraları dahi vardır. Müşteri gelemediği hafta pazarcıyı arayıp bir kolaçan eder.

Hani ne kaçırmış acaba o hafta gibilerinden. Zaten pazarcı da bilir müşterisinin hangi malı beğeneceğini o daha söylemeden ayırır ona. Beden numarası da aklında.

Çarşamba pazarı pek büyük gelmedi bana ama yine de idare eder seviyedeydi. Aşırı kalabalıktı. Anladığım kadarıyla buranın halkı seviyor bu pazarları.

Ayrıca gördüğüm kadarıyla kadınlar pazara ihtiyaç doğrultusunda gitmiyor. Ucuz olan tezgahlara doğru bir akım var.

Malların ucuz olması otomatikman onda ihtiyaç uyarısı veriyor. Bu da aslında tehlikeli bir duruma dönüşüyor. Tabi iyi tarafı mağazalara göre fiyatların çok çok ucuz olması.

Ben pek bir şey almasam da alan arkadaşlarım çok mutlu ayrıldılar oradan, alış verişin iyisi kötüsü olmuyor tabi bir kadın için.

Bahar Şenlikleri

Sakarya Üniversitesi bir bahar şenliğini daha geride bırakıyor.

İyisiyle, kötüsüyle, trafiğiyle, eğlencesiyle bir bahar şenliğinin daha sonuna geldik.

Havaların öğrencilere yamuk yaptığı şu günlerde akşamları soğuk havaya rağmen öğrenciler yılmadı.

Hatta gece şenliklerin bitiminde Serdivan`a inen bir grup öğrenci, caddenin ortasında Ankara`nın Bağları şarkısıyla oynuyordu.

Caddeden geçen bir kaç araba da durup onlara eşlik etti.

Her zamanki gibi şenliklere katılamadım. Zaten okulda öğrenciler ikiye ayrılıyor şenliklere katılanlar ve şenliklerin kıyısından geçip derslere katılanlar diye.

Şu şenlikleri ya finallerden sonra ya da finaller iki hafta önce yapsalar ne iyi olur aslında. Finallere sayılı günler kala şenliklere gidebilen öğrenci kesmi bir harika.

Örneğin mühendislik fakültesinde son derslere katılma zorunluluğu, finallerin zorluğu şenlikleri bir zulüm haline dönüştürebiliyor.

Arkadaşların şenliklerde eğlenirken senin ders çalışman gerekebiliyor.

En acıklısı da kütüphanede ders çalışırken bir kahve, sigara molası için terasa çıktığında binlerce öğrenciyi eğlenirken görmek. Neyse nasip, kısmet.

Yazmadan geçemeyeceğim "Şampuan Galatasaray!"

www.twitter.com/elifnuruyanik