Çok zaman geçmedi, Cem Uzan’ın aklımızı hayalimizi aşan vaatlerini hep birlikte dinledik izledik.

Şimdi benzer vaatleri hatta çok daha fazlasını ve uçuğunu CHP Genel Başkanı veriyor! Üstelik verirken sınır da tanımıyor. Ülkede işsiz kalmıyor, atanamayan öğretmen kalmıyor, asgari ücret bin 500 TL oluyor, kredi kartı borç faizleri siliniyor. Her aileye 720 TL para geliyor…

Kılıçdaroğlu verdikçe veriyor, verdikçe coşuyor biraz daha veriyor!

Denizde kum, hazinede para ver gitsin, ata gitsin, öde gitsin…

Bir dönem siyasete girip boyunun ölçüsünü çok fena alan Sakaryalı Cem Uzan’ı unutanınız var mı? Hani mağdurum diye ağlarken Pamukova’daki çiftliğinin samanlığından Ferrari çıkmıştı! Evet işte o Cem Uzan’dan bahsediyorum.

Kulakları çınlasın Uzan’da bol keseden vermeyi pek severdi. Seçim vaatlerinde o kadar çok vaat verirdi ki kendimizi bazen bambaşka bir samanyolunda veya galaksilerde sanırdık…

Uzan’ın vaatleri de tıpkı Kılıçdaroğlu gibi sınırsızdı, eli rahattı cimrilik yapmaz her kesimi memnun edecek vaatleri birbiri ardına sıralar kalabalığı coşturur sonra gönül rahatlığıyla alandan ayrılırdı…

Uzan; “Tarım bizim namusumuzdur mazot 1 YTL olacak” dedi, sonra kesmedi, “Her işsize 350 YTL vereceğiz” dedi yine yetmedi “Fındık 8 YTL olacak” diye bas bas bağırdı. Bu vaatler gibi, yazmaya tenezzül etmeyeceğim onlarca vaat verdi ve seçim sonuçlarını beklemeye başladı, sonra ne mi oldu? Cem Uzan %7 oy aldı ve tek başına iktidar hayali başta bir “rüyaya” kaldı…

Kılıçdaroğlu ile Uzan’ın vaatlerinin ve seçim taktiğinin(!) birbirine ne kadar benzediğini görüyoruz peki bu tesadüfi bir benzerlik mi? Hayır elbette değil, ikisinin de birlikte çalıştığı reklamcı aynı yani Ali Taran…

Reklamcılıktaki üstün siyasi öngörüsüyle Cem Uzan’ı iki seksen yere uzatan Ali Taran ile şimdi Kılıçdaroğlu anlaşmış! Kılıçdaroğlu da tıpkı Uzan gibi aynı şeyin hayalini kuruyor yine Uzan gibi bu hayallere ulaşmak için de bol keseden vaat dağıtıyor. Yani “bana oy verirseniz size para veririm” diyor, bunun Türkçesi budur, gerisi laf-ı güzaf…

İktidar olma ihtimali %1 bile olmayan bir parti genel başkanının vaat verirken cimri davranmasına gerek var mı? Elbette yok. Aklına ne gelirse söyleyebilir. Bütün öğretmenleri atar, asgari ücreti bin 500 TL yapar, kredi kartı borçlarını öder yapar eder, atar tutar…

Kemal Kılıçdaroğlu bir seçim yenilgisi daha kaldıracak moral, motivasyon ve lükse sahip değil. Parti içinde 8 Haziran’dan itibaren büyük eleştiri alacak, istifası istenecek seçim sonuçlarından ve uçuk kaçık vaatlerinden dolayı suçlanacak. Olacağı bu, uzun uzun hayal kurmaya gerek yok!

Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatlerinin gizli bir anlamı da var…

Seçimlerden sonra bu vaatler tıpkı Cem Uzan’ın vaatleri gibi belleklerimizde yerini alacak. Yani “hatıra” olacak, mazi olacak. Çünkü vaatleri karşılıksız! 8 Haziran sabahı CHP’deki Genel Başkanlığı sallanacak ve büyük ihtimalle istifa sesleri yükselecek. O güne kadar Kılıçdaroğlu’nun aklına geleni vaat etmesinde sıkıntı yok. Anladığım odur ki, Kılıçdaroğlu seçim beyannamesi değil “Veda beyannamesi” yayınlamış!

Ayça Taşkent’in büyük öngörüsü!

CHP’nin atamayla işbaşına gelmiş Sakarya İl Başkanı Ayça Taşkent yüksek siyaset öngörüsüyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim beyannamesinin büyük ses getirdiğini söylemiş!

Taşkent’te tıpkı Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu gibi vaatleri ballandıra ballandıra anlatırken: “Milletimiz seçim beyannamesine büyük ilgi gösterdi, her kesimden çok olumlu tepkiler alıyoruz. Herkes CHP’nin seçim beyannamesini konuşuyor” diye eklemeyi de unutmamış!

Seçim zamanlarında siyasi partilerin verdiği vaatlerin vatandaş nezdinde zerre etkisi yok. Millet, itibara ve dönem boyunca yapılanlara bakıyor. Adeta birer seçim rüşveti gibi açıklanan vaatlerin etkisinin sıfır olduğunu 8 Haziran sabahı il başkanı Ayça Taşkent’te yaşayarak görmüş olacak. Ona tavsiyem 7 Haziran gecesi telefonlarını kapatmamasıdır. Malum sıcak haber yapıyoruz “dakika ve skor” için kendisini arayabilir görüşlerini almak isteyebiliriz. Şimdiden söyleyelim 7 Haziran gecesi şarjını iyi kontrol etsin ki aradığımızda kendisine ulaşabilelim!

Muhteşem(!) vaatlerin onlarca örneğini yakın siyasi tarihimizden de biliyoruz. Demirel’in iki anahtarını, Uzan’ın 1 YTL’ye mazotunu, Haydar Baş’ın asgari ücreti 5 bin TL yapmasını kimse unutmadı. Bu vaatleri de milletimiz çok konuşmuştu. Ama konuşmakla kaldı sadece, sandığa gidince yapılacak ile yapılamayacağı birbirinden ayırt edip ona göre oy verdiler.

CHP Sakarya İl Başkanı Ayça Taşkent elbette partisinin seçim beyannamesini savunacak elbette bu ayağı yere basmayan hayal dünyasının mahsullerini göklere çıkaracak, görevi icabı tersini yapamaz!

Madem ki Ayça Hanım partisine ve kendisine çok güveniyor çıkıp bir başarı kriteri söylesin ve desin ki “Ey ahali partim şu kadar oy alamazsa, Sakarya’da şu kadar yüzde yapamazsak, şu kadar milletvekili çıkaramazsak istifa ederim” desin, desin ki bizde diyelim “Ayça Taşkent bu uğurda bedel ödemeye hazır, hem kendine hem partisine o kadar güveniyor ki icabında bir başarısızlık durumunda derhal gereğini yapar!” Ama Taşkent’in bunu söyleme ihtimali pek yok. En azından bugünden böyle bir riski göze alması pek mümkün görünmüyor…

Muhalefetin anket korkusu var!

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu Sakarya’da yapılan anket sonuçlarını paylaştı. Yapılan bu ilk ankette AK Parti’nin Sakarya’daki oy oranı %63,7 olarak çıktı.

Bu rakam muhalefet için kabul edilemez bir rakam!

Öyle ya, CHP’nin 2 milletvekilini rahat çıkarıp 3’ü zorladığı, MHP’nin 3. milletvekilini garantileyip 4 için asıldığı Sakarya’da, AK Parti’nin 63,7’lik anket sonucu da neyin nesi oluyor ki(!)

Sanki AK Parti Sakarya’da daha önce seçim kazanmış, sanki yerel seçimlerde bütün belediyeleri almış, Cumhurbaşkanlığı, referandum ve 2002 yılından beri tüm seçimlerde AK Parti’ye rekor oranlarda oy vermiş gibi nedir bu 63,7’lik anket sonucu!

Muhalefet uzun, ama çok uzun bir zamandır AK Parti’nin Türkiye’de ve dolayısıyla Sakarya’daki oy oranını görmezden geliyor. Yapılan anketleri umursamıyor veya umursamıyor gibi görünüyor. Fakat şöyle bir gerçek var ki AK Parti’nin Sakarya’da yaptırdığı anketler neredeyse hatasız doğru çıkıyor. İşin bir başka boyutu ise ilk anket ile son anket arasında %7 ile %10 arasında yükseliş gözlemleniyor.

Benzer durumu bir yıl önceki yerel seçimlerde de görmüştük. AK Parti bangır bangır “17-0 yapacağız” derken muhalefet umutsuz bir biçimde sadece “17-0’mı AKP hayal görüyor” diye eleştirip neredeyse alay edercesine açıklamalar yapmıştı. Seçimler bitti ve sonuç 17-0 AK Parti’nin seçim zaferiyle sona erince o açıklamaların yerini derin bir sessizlik almıştı…

Şimdi muhalefetin benzer açıklamaları yine göreceğiz. Yine kabul etmeyecekler, yine hayal dünyası diyecekler! Ama kendileri doğru dürüst bir anket dahi açıklayamayacaklar!

İletişim: [email protected] /www.twitter.com/gazetecibo