Her yazar kendisinin çok okunduğuna inanır. Ben ise okunmadığıma.

Zaten ben ülkemizden okurdan çok yazar olduğunu düşünüyorum. Kendi yazdığını bile okumaktan sıkılıp mesajlarımızı öylece yolluyoruz. "Okuyan anlar nasıl olsa" diye düşünüyoruz çoğunca...

Benim yazdıklarım da çoğunca can sıkıcı şeyler olacak muhtemelen. Zira hayatın normal akışının bir cazibesi yok.

Bu arada Münir Ali Kara ben.

Sakarya Karasu`da dünyaya geldim. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi`nde okudum.

Okuduğum esnada Hürriyet Grubu, Sabah-Yeni Asır Grubu, NTV gibi pek çok kurumda çalıştım. Çok sayıda radyo istasyonunda çalıştım. Hatta bir ara Allah bize radyo sahibi olmayı bile nasip etti.

Okuldan sonra yerel konularla daha çok ilgilendim. İzmir TV`de edindiğim deneyimleri Sakarya`da uygulama fırsatım oldu.

SRT grubunda çalıştım.

Sonra Yeni Ada`da görev yaptım.

Bartın`da yayın yapan bir gazetenin yönetimini üstlendim.

O arada Karasu, Kocaali ve Ferizli`de yayın yapan Kuzeyin Sesi isminde bir gazete çıkardık. 2009 seçimi sonrasında gazeteyi yönetimsel hatalardan dolayı (ben yönetiyordum. Kimseyi suçlayan bir şey değil bu cümle) gazeteyi kapamamız gerekti.

Şimdi de Karasu ve Kocaali`de yayın yapan Sakarya Kuzey Gazetesi`ni çıkarıyoruz. Yakın zamanda 7. yılımızı kutlayacağız inşallah. Ekip arkadaşlarımız sayesinde güzel işler yapıyoruz.

Bundan sonra da sizinle bu köşeden birlikte olmaya çalışacağız.

Yazılarımız okunduğu sürece burada olacağız. Siz okumadığınızda bizim yazmamızın anlamı da olmayacak.

O zaman Bismillah diyelim...

Satırların arasını yazının yarısını okumak

Biz toplum olarak bir şeye inanır ondan sonra sadece kendi görüşümüzdeki şeyleri okuruz.

Oysa aydın insan kendi görüşündekilerden daha çok diğer görüştekileri okumalı ya da takip etmelidir.

Biz zaten bir yazıyı yarısına kadar okuduğumuzda anlama özelliğine sahip bir milletiz.

Okurdan çok yazarı olan bir toplum olduğumuz için yazılanları değil yazanları ve yazıldıkları yeri önemsiyoruz biz.

Şimdi size basit bir satır arası okuma yöntemi söyleyeceğim. Okuduğunuz bir haberin sizin istediğiniz taraftan mı yoksa sizin görüşünüze muhalif biri tarafından mı kaleme alındığını öğrenmek isterseniz satır aralarına bakın.

Mesela bir konuşma sonunda "İddia etti" diye bir ibare görürseniz bilin ki o adam o habere inanmamış. Yazmak zorunda kaldığı için yazmış.

Ya da "savundu" diye bir ibare görürseniz aynı kanaate varabilirsiniz. Demek ki muhabirin halen ikna olmadığı konular mevcut.

Ama haberde "Altını çizdi" diye bir ibare varsa off. Bu adam tam sizlik.

Ya da ne bileyim "vurguladı" derse hah işte bu da oldu.

Hele hele haberin bir yerinde "müjdeledi" geçiyorsa var ya yeme de yanında yat...

Tarafsız haber kanalları yok mu derseniz, var elbette.

Onlar satır aralarında "dedi" derler, "diye konuştu" derler, "ifadelerini kullandı" derler, "şeklinde görüş belirtti" derler...

Ama onları gönül istemez pek.

Gönül ister ki altını çizsin, vurgulasın hatta müjdelesin...

Ama tarafsızlık bir gün herkese lazım olur kimse bilmez...

Twitter: @muniralikara

E-Mail: [email protected]