Tam bir eski Türkiye alışkanlığıdır.

Eski Türkiye kültürüyle yetişen gazeteciler ortaya bir konu atar, iş tuttukları adamlar hemen bu konunun üzerine atlar ve açıklama üstüne açıklama yaparlar.

Hayatları boyunca ciddi bir şey üretememiş bu isimlerin yaptıkları en iyi şey konuşmaktır. Hiç üretmeden, kafa yormadan, kendilerini yenilemeden bildikleri ne varsa papağan misali uzun yıllar boyunca sürekli bu bildiklerini tekrar ederler.

Kalk, hakkında sürekli konuştuğun konuda bir adım at, somut bir şey yap dediğinde bir anda ortadan kaybolurlar. Hayatlarında tek bir icraatı olmayan bu eski Türkiye sevdalıları konuşmaktan iş yapmaya vakit bulamıyorlar!

Sakarya’da bu şekilde üzerine en çok spekülasyon yapılan konulardan biri Sakaryaspor meselesidir.

1965 yılında kurulan Sakaryaspor’da gerek tesisleşme gerekse kurumsallaşma konusunda bir türlü istenilen adımlar atılamadı.

Bir dönem Türk sporuna çok değerli sporcular yetiştiren Sakaryaspor’da işler uzun bir süre pek de yolunda gitmedi.

Sakaryaspor uzun bir süre arzu edilen seviyeye ulaşamadı.

Yakın tarihte Sakaryaspor’un en iddialı olduğu dönemlerde arkasındaki destek hiç değişmedi. Büyükşehir Belediyesi ne zaman Sakaryaspor’a destek olduysa Sakaryaspor o zaman daha başarılı oldu.

Büyükşehir’in desteğini alamadığı dönemlerdeyse Sakaryaspor çok kötü günler yaşadı.

Hatırlanacağı gibi bir dönem Büyükşehir Belediyesi’nin desteğinden rahatsız olanlar kampanya yürüterek Sakaryaspor’u belediyeden koparttılar.

Bu süreçte yeni delegeler belirlendi. Bu delegelerin büyük bir kısmı o dönem belli bir hesap içerisinde davrananlar tarafından yapılmıştı. 500’ün üzerinde delege yapıldı.

Eski Türkiye’nin nasıl bir şey olduğunu en güzel anlatan hadiselerden biri Sakaryaspor’un Büyükşehir Belediyesi’nden alınması için yapılan çalışmalar olmuştur.

Eski Türkiye’nin gazetecileri eski Türkiye’nin siyasetçileriyle bir araya geldiler, masa başında kurguladıkları haberleri manşetlerine taşıdılar ve AK Parti karşıtlığı üzerinden bir operasyona kalkıştılar.

Netice itibariyle yaptıkları işin altında kaldılar. Planları tutmadı. Ele güne karşı rezil oldular. Sakaryaspor’u deplasmana gidemeyecek duruma getirdiler. Tesislerde yemek pişmiyor, elektrik faturaları ödenemiyor, kombine biletler satılamıyordu. Sakaryaspor sıfırı tüketmişti.

İşlerin yolunda gitmediği bu dönemde sahneye yeniden Büyükşehir Belediyesi çıktı ve Sakaryaspor ortaya bir iddia koymaya başladı.

Sakaryaspor kısa bir süre önce yeni başkanını ve yönetimini belirlemek için kongreye gitti.

17 Haziran’daki kongrede, yukarıda kısaca bahsettiğim dönemde (Sakaryaspor’un Büyükşehir’den koparılması) aslında ne kadar yanlış işler yapıldığını gösteren bir olay yaşandı.

Sakaryaspor’u kurtarmak adına delege olan 500’ün üzerindeki isimden yaklaşık 350’si uzun bir süredir aidat borçlarını ödemedikleri gerekçesiyle delegelikten düşürüldü.

Aslında Sakaryaspor camiası için bu ayıp hepimize yeter. Böyle bir rezalet olabilir mi?

Ne kadar ayıp ve utanılacak bir durum. Siz Sakaryaspor’u kurtaracağız diye bir operasyona kalkışıyor, delege oluyorsunuz sonra uzun bir süre aidat borcunuzu ödemiyorsunuz.

Ha bir de bunun üzerine, delegeliğiniz düşürüldüğünde ise kalkıp medyaya açıklama yapabiliyorsunuz.

Kimse kusura bakmasın, bugüne kadar “Sakaryaspor Delegesi” kartvizitini cebinizde taşıyacaksınız, gerim gerim gerileceksiniz ama iş aidat ödemeye gelince ortadan kaybolacaksınız. Üyeliğiniz düşünce de veryansın edeceksiniz.

Yapılan iş doğrudur. Mevcut yönetim en doğrusunu yapmıştır.

Eski Sakarya devri bitti. Eski Sakarya artık yok. Eski Sakaryaspor da yok artık.

Bu böyle biline...