Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, CNN Türk’te, Ahmet Hakan’ın sunduğu (sözde) Tarafsız Bölge Programı’nda Diyarbakır Baro Başkan’ı Tahir Elçi’nin “PKK bir terör örgütü değildir” demesi üzerine hakkında yakalama kararı çıkarılması ve ardından da gözaltına alınarak tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmesinden “rahatsız” oldu…

Facebook hesabından yaptığı açıklama da Kazan: Gazeteci ve AK Parti Milletvekili Orhan Miroğlu’nun’da geçmişte Elçi ile benzer yönde söylemleri olduğunu, Hilal Kaplan, Nihal Bengisu gibi gazetecilerin de bir dönem Öcalan ve PKK güzellemesi yaptığını hatta eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arıç’ın “PKK bayrağı taşımayı suç olmaktan çıkardık” şeklinde açıklamaları bulunduğunu iddia ederek Elçi’ye çifte standart uygulandığı savundu.

Ne Arınç ne de Kaplan ve Bengusu’nun “PKK terör örgütü değildir” şeklinde bir açıklama ve yazıları olmadı.

Miroğlu ise kullandığı ifadenin arkasında olduğunu belirterek bu sözleriyle, PKK’nın ortaya çıkışında Kürtlere karşı geçmişte uygulanan inkâr politikalarının sosyolojik bir zemin oluşturduğunu kastettiğini ifade etti.

Miroğlu’da, Kazan gibi Elçi’nin tutuklanmasına karşı. Kararı hukuki bulmuyor.

Miroğlu’nu savunma gibi bir dert içinde değilim. Miroğlu kendini savunacak donamına ve bir gazete sütununa sahip.

Elçi’nin tutuklanma talebine karşı çıkan Kazan, hukuk konusunda geçmişte “çifte standart“ uygulamalarına imza atmış birisi.

Kazan, “Vacit Öktem’in baro yönetiminden” Ökten’in, dönemin “Erzincan Cumhuriyet Baş Savcısı olan İlhan Cihaner’in tutuklanmasına karşı çıktığı için istifa etmişti”.

Öktem, HSYK kararı olmadan, polisler tarafından Cihaner’in makamı basılarak tutuklanmasını eleştirmişti.

Bugün Elçi’nin tutuklanmasına karşı çıkan Kazan ise o dönem şiddetle Cihaner’in tutuklanmasını istemişti.

Bir cumhuriyet başsavcısının makamının basılarak, polisler tarafından yaka paça tutuklanmasını desteklemişti.

Bugün Cihaner suçlandığı bütün konulardan beraat etmiş durumda.

Elçi’nin çağrılması halinde adliye gelebileceğini savunan Kazan tutuklama talebinin haksızlığını eleştirirken, kanser tedavisi gören ve 80’li yaşlarda olan “Çağdaş Yaşam Derneği Başkan’ı Türkan Saylan’ın” gece yarısı evinin polisler tarafından basılarak tutuklanmasına ses çıkarmamıştı.

Yine üzerine atılı suçlardan aklanarak beraat eden “Nedim Şener” ve “Ahmet Şık” gibi gazetecilerin tutuklanmasına da Kazan’ın ses çıkardığına şahit olmadık.

Elçi’nin “PKK terör örgütü değildir” açıklamasını hoşgörüyle karşılayan ve bu açıklamadan çok ta “rahatsız olmadığı” anlaşılan Kazan, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölüm Başkanlığı yaparken BDP siyaset akademisinde ders veren “Prof. Dr Büşra Ersanlı’nın” tutuklanmasına karşı çıkmamıştı.

Cihaner’in tutuklanmasını destekleyerek Baro yönetiminden istifa eden Kazan, daha sonrada çeşitli sitelerde köşe yazıları yazdı.

Aktif sosyal yaşamına devam etti. Kazan’n bu konularda tek bir eleştirisine yazılarında da rastlayamıyoruz.

Savcı İlhan Cihaner’in hukuk dışı bir şekilde tutuklanmasını destekleyen, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Mustafa Balbay; akademisyen Büşra Ersanlı, STK Başkan’ı Türkan Saylan, spor adamı Aziz Yıldırım, Eski Genel Kurmay Başkan’ı İlker Başbuğ, siyasetçi Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan gibi siyasetçilerin tutuklanmasına ses çıkarmayan Kazan’ın, Orhan Miroğlu’na, Hilal Kaplan’a ve Nihal Bengisu’ya edecek tek bir lafı olabilir mi?

Yine savcı Cihaner’in tutuklanmasını destekleyen bir hukuk adamı, Diyarbakır Baro Başkan’ı Tahir Elçi’nin tutuklanmasında ne gibi bir çifte standart görebilir ki?

Sonuçta Kazan’ın; Paralel Yapı’ya mensup polis, savcı ve hâkimler tarafından yapılan tutuklamaları savunurken, haklı görürken (Tutuklanan bütün isimler beraat etti) Paralel Yapı ve AK Parti karşıtı olan isimlerin hukuk içinde kalınarak tutuklanmasına dahi tahammül edemediğini görüyoruz.

Hukuk konusunda geçmişi çifte standartlarla dolu olan Kazan’ın, Elçi’nin tutuklanması karşısında ki açıklaması hukuki olmaktan çok siyasidir.

Elçi’nin "PKK bir terör örgütü değildir" açıklaması hem ceza hukukumuza göre hem de vicdanlarımıza göre suçtur.

Terör örgütüne aleni bir destek, suçu ve suçluyu övmektir.

Twitter: @huseyinozcelik