MHP’nin olağan haftalık toplantısında bir süredir olduğu gibi gündem yine AK Parti Genel Merkez Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’dü. İki haftadır Üstün’e ağzına geleni söyleyen MHP Sakarya Milletvekili Zihni Açba’dan bu haftalık görevi İl Başkan’ı Levent Bülbül aldı. Bülbül’ün gündeminde önce ki gün beratla sonuçlanan Şeker –Konak davası vardı.
3. Ağır Ceza Mahkemesi`nin FETÖ Terör Örgütü`nün kumpası olduğu ortaya çıkınca 51 sanığın beraatine karar vererek sonlandırdığı Şeker olayının araştırılması gerektiğini öne süren İl Başkan’ı Bülbül, Şeker’de yaşanan bütün süreçleri Üstün’ün bildiğini iddia ederek Şeker Fabrikası konusunda Üstün’ün konuşmasını istedi.
Bülbül, Üstün’ün yaptıkları çağrılara rağmen Şeker Fabrikası konusunda konuşmadığı hakkında ciddi bir yanılgı içinde. Bülbül, Googleyi basit bir şekilde tarasa Üstün’ün Şeker Fabrikası konusunda defalarca konuştuğu ve açıklamalar yaptığını görmüş olurdu.
Milletvekili Üstün açıklamalarında; Şeker Fabrikası’nın Bank Asya tarafından şüpheli şekilde batırıldığı, Şeker-Konak Operasyonu’nu ve iptal edilen Şeker Arazisi ihalesinin FETÖ’nün bir kumpası olduğu, Adapazarı Şeker Fabrikası’ na Şeker Kurulu tarafından uygulanan kotalarda örgütün parmağı olabileceğini söyleyerek sürekli olarak Cumhuriyet Savcılarını göreve davet etmişti.
MHP’nin de koalisyon ortağı olduğu ANASOL-M hükümeti tarafından Şeker Fabrikası kapatıldı. İşçiler atılırken, fabrikada hurdaya çıkartıldı. MHP’nin iktidar ortağı olduğu hükümet TZDK arsaları ile Şeker Fabrikası arazilerini satmak için çok çaba sarf etti. Ö dönem birkaç milyon dolar veren çıksa bu iki arazi de satılacaktı.
Bülbül, Şeker Fabrikası’nın nasıl batırıldığı, kapatıldığı ve hurdaya çıkartıldığı konularını o dönem Şeker Fabrikalarının bağlı olduğu dönemin MHP’li Sanayi ve Ticaret Bakanı Kenan Tanrıkulu ve yine dönemin MHP Sakarya Milletvekili Osman Fevzi Zihnioğlu’ndan öğrenebilir. Dönemin MHP’li bakanı ve milletvekili MHP’li il başkanına şüphesiz bu konuda yardımcı olacaklardır.
2002 Seçimleri öncesi ve sonrası Sakarya’da Şeker Fabrikası’nın şehre yeniden kazandırılması ile ilgili bir konsensüs oluşmuştu. Milletvekili Üstün başta olmak üzere dönemin bütün AK Parti milletvekilleri topa girerek Şeker Fabrikası’nın açılarak yeniden şehre kazandırılması konusunda çaba sarf ettiler. Şeker Fabrikası PANKO tarafından özelleştirme idaresinden alınarak fabrika açılacaktı.
2005 yılında yapılan PANKO kongresinde fabrikayı batıran, kapatan yönetimin aday olması ve çevre illerden gelecek olan mafyamatik kişilerin kongreye ve üyelere baskı yapacağı yönünde ki ihbarlar üzerine Üstün başta olmak üzere dönemin AK Parti milletvekilleri valilik ve emniyeti kongrenin sağlıklı yapılması için göreve davet ettiler. Kongre salonuna sadece üyeler alınarak ve yargı denetiminde yapılan kongreyi Ahmet Mülayim Kazan’dı. Ahmet Mülayim’i o dönem AK Parti, dönemin DYP’si, Pancar Ekicileri ve şehir destekliyordu.
Kongre sonrası ise Şeker Fabrikası PANKO tarafından 45 milyon 750 bin dolara özelleştirilme kurulundan alındı. Üstün, MHP’nin kapattığı, hurdaya ayırdığı ve kriz dönemlerinde birkaç milyon dolara müşteri bulamadığı Şeker Fabrikası’nın tekrar çiftçiye verilmesi ve devletin 46 milyon dolar kazanmasında başrol oynadı. Üstün hem devlete, hem çiftçiye hem de Sakarya’ya kazandırdı.
Şeker Fabrikası’nın finansının sağlanması, kredi alınması ve fabrikanın kötü yönetilmesi ve kredi alınan Bank Asya ile ilişkilerden sorumlu olan o dönemin PANKO yönetimleri ve fabrika yöneticileridir. Milletvekili Üstün’ün delegeler tarafından seçilen PANKO ve Şeker Fabrikası’nı yönetecek hali yoktu.
Ayrıca Üstün, Şeker Kurulu tarafından Adapazarı Şeker Fabrikası’na uygulanan Şeker Kotalarına karşıda mücadele etti. Kotaların arttırılması için verilen bütün yasalar Üstün’ün öncülüğünde çıktı.
Öte yandan Şeker-Konak, dönemin Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’a kurulan kumpas operasyonu ve Beton Davalarında bu şehirde kimin sesi çıktı ki? FETÖ Örgütü’nün 17-25 Aralık darbe girişimlerine kadar gerçek yüzünü bilen var mıydı? Üstün ve dönemin AK Parti milletvekilleri ile birlikte MHP Milletvekili Münir Kutluata bağımsız yargının yaptığı düşünülen bir operasyona nasıl müdahale edebilirlerdi ki?
