Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Erdem ERCAN Başkanlığında Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün ALTUĞ, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyelerinin katılımıyla Erol Öztürk HACIEYÜPOĞLU Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Meclis Başkanı Erdem ERCAN şunları dile getirdi: “Meclisimizin bu ayki konuğu olan Sakarya İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Nejdet KARACA’ya Meclisimiz adına hoş geldiniz diyorum. İstanbul başta olmak üzere, ülke genelinde meydana gelen depremlerden depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Bu tür afetler, hepimize bir kez daha deprem gerçeğiyle yüzleşmemiz gerektiğini hatırlatıyor.

Yaşadığımız coğrafyanın bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini unutmadan, bireysel ve toplumsal olarak bilinçlenmeli, gerekli önlemleri zaman kaybetmeden almalıyız. Sakarya olarak ekonomide olduğu gibi deprem güvenliği ve kentsel dönüşümü tamamlayarak şehrin fiziki çehresi ve dayanıklılığı açısından da önde bir şehir olmalıyız.” diye konuştu.

5 Meclis 20250430 17 800X533

Meclis Başkanı Ercan’ın karşılama konuşmasının ardından kürsüye gelen Sakarya İl Jandarma Komutanı J. Alb. Nejdet KARACA, Jandarma Genel Komutanlığı'nın emniyet ve asayiş hizmetlerini güçlendirmek, şehit ailelerine destek sağlamak ve doğal afetlerde afetzedelere yardım ulaştırmak amacıyla her ilde kurulan Jandarma Asayiş Vakfı Sakarya İl Temsilciliği hakkında bilgiler paylaştı. İl Jandarma Komutanı Karaca şunları dile getirdi: “

SATSO Başkanlarına ve meclisine bizleri konuk ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Bizler de birçok şehirde görev yaptıysak da şu anda doyduğumuz yer Sakarya’dır, biz de Sakaryalıyız. 1997 yılında kurulan Jandarma Asayiş Vakfının Sakarya temsilciliğini SATSO Başkanımız A. Akgün Altuğ’un da destekleriyle kurmuş bulunuyoruz. Akgün Başkanımızın Başkan Yardımcılığını üstlendiği temsilciliğimizin şu anda 28 üyesi bulunuyor ve üye sınırlamamamız yoktur, isteyen herkes üye olabilir.

Sakarya İl Jandarma Komutanlığı olarak kadromuzla şehrimizin güvenliği ve refahı için sürekli sahadayız. Son yıllarda Sakarya’mızda suç oranlarını düşürme, suçu engelleme ve ihbarlarda ciddi bir ilerleme kaydettik. Suç çeşitlerine yönelik oranlara baktığımızda en fazla düşüş kaydeden illerin başında geliyoruz. Bunu daha da ilerletmek istiyoruz.” dedi.

3 Meclis 20250430 20 800X533

İl Jandarma Komutanı Karaca’nın konuşmasının ardından İl Jandarma Komutanlığı Personelleri tarafından Jandarma Asayiş Vakfı Sakarya İl Temsilciliği hakkında sunum gerçekleştirildi.

İl Jandarma Komutanı Karaca’nın konuşması sonrası teşekkür amacıyla kürsüye gelen SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ ise; Komutanımıza meclisimize iştirakleri ve paylaştığı kıymetli bilgiler için teşekkür ediyorum. Sakarya’mız suç konusundaki olumsuz algısını jandarmamız ve polisimizin yoğun çabasıyla geçtiğimiz yıla göre ciddi bir biçimde azaltmıştır. Bizlere düşen, oranlarla da olmadığını ispatlayan o olumsuz algıyı tamamen şehrimizin üzerinden atmaktır. Asayişi sağlamak adına gösterdikleri emekler için tüm Jandarma personelimize teşekkür ediyoruz. Bizim de yönetim olarak içinde bulunduğumuz bu vakfın faaliyetlerine destek olmaya çalışacağız.” dedi.

Konuşmanın sonunda Sakarya İl Jandarma Komutanı J. Alb. Nejdet KARACA’ya günün anlamına yönelik plaket takdim edildi.

Toplantının devamında yoklama ve gündem maddelerinin oylanmasına geçildi. 1231 no’lu Meclis oturumuna ait tutanak görüşülerek oy birliği ile kabul edildi. Mart ayı Kat’i Mizan ve ekleri ile Bütçe İzleme Raporu, Hesapları İnceleme Komisyonu Başkan Yardımcısı Zafer Bekdemir’in sunumunun ardından oylanarak, meclis üyeleri tarafından tasdik edildi.

2 Meclis 20250430 71 800X533

Meclis Toplantısının devamında Yönetim Kurulu’nun aylık faaliyetleri ile ilgili ilgili bilgi veren SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün ALTUĞ, şunları dile getirdi; “

Deprem

Geçtiğimiz hafta İstanbul merkezli meydana gelen deprem nedeniyle hepimize geçmiş olsun. Çok şükür maddi hasar ve can kaybı yaşanmadı. Ancak bu son deprem, ülke gündemini yeniden "kentsel dönüşüm", "afetlere hazırlık" ve "dirençli şehirler" başlıklarına taşıdı.

Kimilerine göre bu sarsıntı, olası büyük bir depremin habercisi kimilerine göre ise; bölgedeki enerji boşalımıyla büyük bir risk bertaraf edildi. Görüşler farklılık gösterse de değişmeyen bir gerçek var: bizler, en küçük bir sarsıntıya bile hazırlıklı olmalıyız. Çünkü afetlerin ne zaman, nasıl gerçekleşeceğini önceden bilmek mümkün değil. Bu nedenle kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması, yapı stoğunun yenilenmesi ve bunlar için koordinasyonlu çalışılması çok önemli. Sakarya olarak biz çalışmaları hızlandırdık. Ancak bu konuda sadece kurumların değil, bireylerin de sorumluluk alması, risk yönetimi kültürünün toplum genelinde yaygınlaştırılması gerekiyor. Bir de tabii yaşanan sarsıntıda iletişim altyapımızın da ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gördük. Deprem anında ve sonrasında yaşanan iletişim kesintileri insanları daha çok paniğe sevk etti. Ciddi gelir elde eden GSM operatörlerinin, kriz anlarında sınıfta kalmasının bir bahanesi olamaz. Sadece reklam ve kampanyalara değil, afet dayanıklılığına da yatırım yapılması şart.

3 Meclis 20250430 20 800X533

Genel değerlendirme

Tüm dünyada dengelerin sarsıldığı, risklerin büyüdüğü, üretmenin ve pazarda var olmanın her zamankinden daha zorlaştığı bir zamandayız. Uluslararası ticarette birçok bilinmeyen artık hayatımıza yön veriyor; jeopolitik gerilimler geleceğe dair umutlarımızı zaman zaman gölgeliyor. Türkiye de bu fırtınalı süreçten elbette etkileniyor; sanayicimiz, tüccarımız, ihracatçımız, üreticimiz, esnafımız, sanatkarımız her gün bu zorlu koşullarla mücadele ediyor. Hepimizin ortak dileği, hem dünyada hem ülkemizde bu belirsizlik perdesinin aralanması ve daha öngörülebilir, daha güvenli bir ortama kavuşmak.

2025 yılının ilk çeyreğini geride bırakırken, ülkemizin ve bölgemizin ekonomik seyrini yakından izlemeye devam ediyoruz. İş dünyamız, bir yandan yüksek enflasyonla mücadele ederken, diğer yandan üretimi sürdürmek, istihdamı korumak ve büyüme hedeflerinden sapmamak için büyük bir çaba gösteriyor.

Enflasyon, halen ekonomik gündemin en önemli başlıklarından biri olmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumunun Mart 2025 verilerine göre, tüketici fiyat endeksi (tüfe) yıllık bazda %38,10 artış göstermiştir. Aylık bazda ise tüfe %2,46 oranında yükselmiştir. Yurt içi üretici fiyat endeksine baktığımızda ise, mart 2025’te yıllık %23,50, aylık %1,88 artış kaydedildiğini görüyoruz.

İç piyasada nakit akışında ciddi sorunlar yaşanırken, faiz indirimlerinin ticari kredilere de yansıtılmasını istediğimiz bir dönemde; merkez bankası politika faizini 350 baz puan artırarak %42,5'tan %46'ya yükseltti. Bu iş dünyamızın beklentisiyle örtüşmedi. Kredi faiz oranlarının yüzde 60’lara ulaştığı bir ortamda işimizi sürdürülebilmek ve rekabet gücümüzü korumak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu durumu, işletmelerimiz farklı ölçekte de olsa hepimiz hissediyoruz. Karar alma süreçlerimizi etkiliyor.

Bununla birlikte yüksek faiz oranları nedeniyle krediye erişim zaten oldukça maliyetli hale gelmiş durumdayken bu zorlu ortamda ticari kredilerin hatta kredi kartı limitlerinin sınırlandırılması, reel sektörün nakit akışını daha da olumsuz etkiliyor. Bu konuda iş dünyasının beklentileri var. Ayrıca işletmelerin üretimlerine devam edebilmesi, istihdamın korunması ve ekonomik canlılığın sürdürülebilmesi adına vergi borçlarının taksitlendirilmesi ya da ötelenmesi önemli bir destek mekanizması olacaktır. Vergi ertelemesi, geçici değil yapısal bir nefes alma alanı yaratacak; piyasadaki güveni ve istikrarı destekleyecek önemli bir adım olacaktır. Bu nedenle reel sektörün sesine kulak verilerek, bu yönde bir düzenleme yapılması beklentimizdir. Bu doğrultuda bugün sona erecek olan kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme ve ödeme süreleri de 5 Mayıs’a kadar uzatıldı.

ABD ve Çin Gümrük Tarifeleri

ABD’nin Çin menşeli ürünlere yönelik gümrük vergisini %145’e kadar çıkarması, küresel ticaret dengelerinde önemli etkiler yaratacak gibi görünüyor. Ayrıca Avrupa Birliği’nin de Çin menşeili ürünlere vergi getirmesi çalışması olduğunu biliyoruz.

ABD’nin bu kararı şu anda Türkiye için olumlu gibi görünse bile; olumsuz etkilerini de yaşayacağız. Çin’in ABD’ye ihracatta yaşayacağı kaybı başka pazarlarda telafi etme çabası, Türkiye’deki üreticiler için önemli bir rekabet riski oluşturabilir. Çünkü ABD pazarına satışları zorlaşan Çinli üreticiler, bu ürünleri başka pazarlara yönlendirme eğilimine gireceklerdir.

Avrupa, orta doğu ve gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere, Çin’in agresif fiyatlama ve ölçek avantajı ile Türkiye gibi pazarlarda daha fazla yer edinmeye çalışması kuvvetle muhtemeldir. Bu da yerli üreticilerin fiyat tutturmakta zorlanmasına, satış kaybı yaşamasına veya kâr marjlarını düşürmek zorunda kalmasına yol açabilir. Bununla birlikte Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkelerde Çinli firmalar daha rekabetçi fiyatlarla piyasaya girmeye çalışacaktır. Bu da Türk ihracatçılar için pazarlarda pay kaybı riskini artıracaktır. Maalesef ABD’nin yeni başkanı dünyanın bütün ekonomik ve siyasi dengeleri ile oynamıştır. Umarım Türkiye bu süreçten çok olumsuz etkilenmez.

Dış Ticaret Verileri

Tim tarafından açıklanan ihracat verilerine istinaden ilimiz mart ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 1,4, şubat ayına kıyasla ise yüzde 10’luk artışla 398 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yılın ilk çeyreğindeki kümülatif ihracatımız da 1.2 milyar doları aştı.

Geçtiğimiz yıla kıyasla 14 ana sektörde ihracatımızı artırma başarısı gösterdik. Özellikle deri ve deri mamulleri, tekstil ve hammaddeleri, su ürünleri ve hayvansal mamuller, demir ve demir dışı metaller sektöründe sıçrayışlar söz konusu. Serbest bölgeler dahil dünyanın 111 noktasına ihracat gerçekleştirdik. 25 ülkeye yüzde yüz, 9 ülkeye de yüzde 50’nin üzerinde artış kaydettik. İhracatımızı artırdığımız ülke sayısı ise toplam 49’dur. Buna ilave olarak TUİK verilerine göre ilimizin 2025 şubat döneminde ihracatın ithalatı karşılama oranı %130 olarak gerçekleşti ve 200 milyon dolarlık da dış ticaret fazlası verdik.

İhracat Destek Ofisi

Odamızda bir ihracat destek ofisimiz var. Buradan faydalanmanızı tavsiye ederim. Bu ofisimizden ihracata yeni başlayacak firmalarımız, mevcut ihr acatını geliştirmek isteyenler, yeni pazarlara açılmak isteyen firmalarımız faydalanabiliyor. Burada hedef pazar analizi, mevzuat ve devlet teşvikleri bilgilendirmesi, iş bağlantıları ve ağ kurma, fuar, heyet ve b2b organizasyonlarına erişim konularında destek oluyoruz.

Vize

Yeri gelmişken bir konuya tekrar değinmek istiyorum. Meclis toplantılarımızda sıklıkla dile getirdiğimiz iş insanlarına vize kolaylığı özellikle son dönemde daha da önem arz ediyor. Firmalarımız pazar araştırması yapamıyor, ürünlerini yurtdışı fuarlarda planlı bir şekilde tanıtmak için girişimde bulunamıyor, çünkü vize sıkıntısı yaşıyor. Bu konuda aciliyet ve ciddiyetle bir çözüm üretilmesi gerekiyor. Bizim ülke olarak ihracat hedeflerimiz var. Bu hedefler için vize sorununun çözülmesi gerekiyor.

Oda Borsa Bölge Toplantısı

Bu ay gerçekleşen TOBB Marmara bölgesi başkanları istişare toplantısına katıldım. Üyelerimizin ve iş dünyamızın talep ve beklentilerini iletme fırsatı buldum. Bu doğrultuda üyelerimizin vize sorunları, kahverengi kokarca sorunu, finansmana erişim sorunu, artan maliyetler, kurumlar vergisinin uzatılması, mevcut döviz politikası ve bunun gibi sizden gelen birçok talebi ilettim.

Başkanımız tüm bölgelerle yaptığı toplantıların ardından ortak ve öne çıkan sorunları açıkladı. Bunlar tam da bizim dile getirdiğimiz;

1. Finansmana erişimde yaşanan zorluklar

2. Zirai don felaketine sonrasında verilmesi gereken destekler.

3. Artan girdi maliyetlerinin özellikle emek yoğun sektörlerde yol açtığı problemler oldu.

TOBB başkanımızın iş dünyamızın ortak sorunlarına yönelik tespitlerini ve çağrısını destekliyoruz. Bu konuda adımların ivedilikle atılması adına üzerimize düşeni yapıyoruz. Sizlerin gerek komite toplantılarınızda gerek kürsüden dile getirdiğiniz konularla ilgili TOBB’la sürekli iletişimdeyiz. Gerek yazılı gerek şifahi olarak iletiyoruz. Bu bağlamda dile getirdiğimiz konularda TOBB başkanımızın girişimlerde bulunduğunu görüyoruz.

Brüksel’de Türkiye-AB yüksek düzeyli iş diyalogu" toplantısında iş dünyasının vize problemleri, gümrük birliği gibi birçok konuda temaslar gerçekleştirdi. Bununla birlikte ABD ve Çin arasında yaşanan vergi ve kotaların uluslararası ticarete verdiği zararı da dile getirdi.

Son yılların en büyük zirai don felaketiyle sarsılan ülkemizde birçok il gibi Sakarya’mız da çok ciddi olumsuz etkilendi. Başkanımıza bu konuyu da özel olarak ilettik. Kendisi tüm girişimlerini sürdürüyor ve Tarsim, kredi ertelemesi gibi çözümler üretmeye çalışıyor. Her platformda dile getirdiğimiz mesleki eğitim ve üniversite-özel sektör iş birliğinin artırılmasına yönelik çağrılarımız karşılık buldu. TOBB ve YÖK arasında meslek yüksekokulları eğitim iş birliği protokolü imzalandı. Bu gelişmeyle iş birliği daha da artacaktır. Biz de bir meslek yüksekokulumuzun hamisi olacağız.

SATSO Mutfak Sanatları Akademisi

SATSO Mutfak Sanatları Akademimizde ramazan oldukça bereketli geçti. Komite ve komisyonlarımız, firmalarımız burada iftar programları gerçekleştirdi. Ramazan sonrasında eğitim ve workshoplarımız devam ediyor. Odamız üyesi firma çalışanları ve temsilcilerine yönelik ücretsiz barista ile garson eğitimleri düzenledik. Bu çalışmalarımız devam edecek. SATSO ve doku kültürü merkezimizin çalışanları için yemekleri de artık restoranımız yapıyor. Bunun dışında akademimizde 6 stajyer sürekli eğitim görüyor. Bu stajyerler süresi bitince işletmelerde çalışabilecek duruma gelecekler. Bu şekilde bir sirkülasyon olacak. Bazı meclis üyelerimizden SATSO Mutfak Sanatları Akademisi ile ilgili sorular gelmiş bir yeminli mali müşavir tarafından denetim yapılıyor. Sonuç raporunun çıkmasını bekliyoruz. İlerleyen meclis toplantımızda sizlere bu konuda SATSO A.Ş. Yönetim kurulu başkanı cem gün detaylı bir sunum yapacak.

MEXT Protokol

Bu ay ayrıca üyelerimize yönelik önemli bir protokole daha imza atıyoruz. Geçtiğimiz ay İstanbul Ataşehir’de bulunan MEXT Teknoloji Merkezi’ni ziyaret etmiştik. Bunun üzerine üyelerimizin dijital dönüşüm süreçlerine katkı sağlamak amacıyla önemli bir iş birliği yapıyoruz.

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası İktisadi İşletmesi (MESS) ve MEXT ile gerçekleştirdiğimiz protokol kapsamında; 50 üyemize uluslararası standartlarda dijital olgunluk değerlendirmesi yapılacak ve dijital dönüşüm yol haritaları oluşturulacak. İstanbul kalkınma ajansı desteğiyle yürütülen proje kapsamında, her bir firma için toplam 360.000 TL + KDV olan hizmet bedelinin 330.000 TL + KDV’LİK kısmı, yani %92’si hibe olarak karşılanacaktır.

Toplamda yaklaşık 20 milyonluk bir hibe desteği sağlamış olacağız. Bu iş birliği ile üyelerimizin dijitalleşme süreçlerine güçlü bir ivme kazandırmayı ve küresel rekabet güçlerini artırmayı hedefliyoruz.

Ödüllü Yarışmalar

Bununla birlikte bu ay il genelinde iki yarışma çağrısına çıktık. “Sakarya ve Ekmek” hikaye yarışması ve Ali Coşkun Konferans Salonu Mimari Tasarım Yarışması.

“Sakarya ve Ekmek” hikaye yarışması; Odamız Ticaret Ar-Ge komisyonu, Milli Eğitim Müdürlüğümüz ve Fırıncılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası iş birliğiyle düzenlediğimiz olacağı bir hikaye yarışma. Başvurular 9 Mayıs’a kadar devam edecek. 28 Mayıs günü de dereceye giren hikayeleri ödüllendireceğiz.

Bir diğer yarışmamız da ali coşkun konferans salonu mimari tasarım yarışması. Üst katımızda bulunan Ali Coşkun Konferans Salonumuzu yenilenme ihtiyacı vardı. Bunu bir tasarım yarışması ile yenilemek istedik. 18. Meslek komitemiz ile mimarlar odası iş birliğiyle gerekli duyurulara çıktık.

Hem Sakarya’da ikamet eden mimarlarımıza bir ilham kaynağı ve güzel bir tecrübe olacağına hem de işlevsel, çağın gerekliliğine uygun güzel bir proje çıkacağına inanıyoruz.

Bungalovlar

Sapanca’daki bir bungalovda talihsiz bir olay yaşandı. Bir müşterinin, konakladığı odada gizli kamera tespit ettiği yönündeki şikâyeti ile ülke gündemine geldik. İlimize, ilçemize yakışmayan bir durumun içinde kaldık.

Yaşanan olay hem ilçe hem de bölgedeki turizm işletmeleri için ciddi bir sorumluluğu beraberinde getirmiştir. Bu olay, “sadece ilgili işletmenin suçu olarak” değerlendirilmelidir.

Tüm sektör zan altında kalmamalıdır. O bölgede işini hakkıyla yapan işletmelerimizi “bir genelleme ile” bu suça ortak edemeyiz. Bu tür olumsuz durumların, turizmimize zarar vermesine müsaade etmeyelim. İşini doğru yapan işletmelerimiz bu tür güvensizliğe kurban olmamalılar.

Ben, ahlaklı bir şekilde çalışan, etik kuralları her şeyden önce tutan şehrimizin marka değerine katkı sunan firmalarımızın arkasındayım. Sapanca, yıllardır doğal güzellikleri, huzurlu atmosferi, güvenilir yapısı ve misafirperverliği ile tanınan bir destinasyon olmuştur. Tabiri caizse sapanca Sakarya’mızın misafir odasıdır. Ancak, olumsuz bir olayın tüm bu değerleri etkilemesine izin vermemek, şehrimizin ortak sorumluluğudur.

Elbette ciddi bir güven kırılması söz konusu ama kendini bilmez bir işletmenin kusuru, suçu, mahremiyeti suistimal etmesi diğer işletmelere mal edilemez, edilmemeli.

Her bir işletme; sahip olduğu güvenilirlik ve müşteri memnuniyeti ile ilimize katkı sağlamakta, yaşanan olumsuzluğun işini özveriyle titizlikle yapan işletmeleri zan altında bırakmaması gerektiğinin altını özellikle tekrar çiziyorum. Bundan sonrası için hep birlikte hareket ederek ortak bir güven ortamı yaratmamız gerekiyor. Bu şehrin bir hayale, bir vizyona, bir değere, bir amaca hizmeti var. Bu şehrin geleceği, yaşananlara bakılınca, beklediğimiz niteliği, kaliteyi ve sonucu getirecek mesajlar vermiyor.

Kültürel yozlaşmanın önüne geçmek, toplumsal değerlerimizi yeniden yaşatmak ve geleceğimize sahip çıkmak için hep birlikte harekete geçmeliyiz. O zaman bu sorumluluk hepimizin. Her zaman söylüyorum; çözüm bulana kadar da söylemeye devam edeceğim; bizim şehrimizin hak etmediği olumsuz imajını düzeltmemiz gerekiyor. Bu konuda büyükşehir belediyemizin başlattığı “bu şehir hepimizin” projesini bu yüzden gönülden destekliyorum.

Otoyol girişi

Şehir girişleri hele otoyoldan girişler şehrin vitrinidir. Bizim otoyol girişimiz bu anlamda pek iç açıcı durumda değil. Bizim otoyol girişimizin kararmış bir beton yığını halinde olması, eskimiş taş blok görüntüleri, oradaki düzensizlik şehrimize yakışmıyor. Diğer şehirlerin girişleri böyle değil. Bizim otoyol girişimiz için de yeni bir düzenleme gerekiyor. Bunu da kamuoyunun gündemine sunuyorum.